8.01.2013

Dört kutsal melek

Tanrının adını ağzıma almak ne haddime,
Kahrolası bu dünyadan kurtulamıyorum sıkışıp kaldım bu gezegende ellerimi kurtarmaya çalışsam, bacaklarımı kesiyorlar. Bacaklarımı kurtarmaya çalışsam kollarımı kesiyorlar.
Mikail'i bu yüzden sevmiyorum doğada ne kadar basit ve saçma olan ne varsa ya bize yağmur olarak geri veriyor yada başımıza taş atıyor. Küçüktüm henüz dokuz yaşındaydım mikail'i tanıyamayacak kadar beynim az çalışıyordu. Allah diyebiliyordum sadece bir gün evimize yağmur parçaları düşmeye başlamıştı. Bazı insanların evine su girmezken bizim eve oluk oluk su yağdı. Kalbimi kırdı neden başka insanların evine yağmur  girmiyor dedim mikail'e cevap vermedi. Doğa tanrısı görevini ustalıkla yerine getiriyordu. Kusursuzdu ama her   sabah bizim eve düşen yağmurlar yüzünden sevmedim mikaili bir gece tanrıya şikayet ettim.
Küçüktüm henüz on yaşındaydım cebrail tarafından peygamber ilan edilmiştim mikail ile aram düzelmeden şimdide cebrail çıkı verdi karşıma beni kutsadı. Korudu doğa üstü gücüm yoktu. Diğer peygamberler gibi ama olsun dedin zaman sonra tanrı sana güç verecek dedi beni kandırdı. Bende çok kızdım cebraile gittim bakkaldan bira aldım cebimdeki son parayla sabaha kadar günah işledim peygamberliğim bittiği gün tanrının karşısına dikildim silah çektim.
Zaman zaman iki kutsal büyük melek birlik olup tanrıyı kışkırttılar bana karşı, uzun bir süre kimselerin karşısına çıkamadım bir gece yatağımın başında elinde silahı ile bekleyen yüzü siyah perelin çekmiş biri yatağımın sol köşesinde oturup beni izliyordu. Hayatımın en kötü kabusunu geçirdim bildiğim duaları unuttum. Azrail'di beni bekleyen azrail canımı alacaktı kararlıydı kötü bir insandım.
Azrail bana yirmi dört saat verdi. Sevdiklerimle gidip konuşmam ve onlardan özür dilememi istedi ve beni şairler diyarında bekleyeceğini orada canımı teslim etmem konusunda uyarı yaptı ve çekip gitti.
Artık ölecektim çok mutluydum, o kadar bedenim üzerimde uyguladığım ölüm makineleri boşa çıkmayacaktı. Ama bir sorun vardı ben kimsesizdim, kimden helal'lık almam gerektiğini henüz bilmiyordum kıyamete son saatler  kala evden çıkıp israfil'in yanına gitmeye karar verdim.
Bir şey bilmediğini ve biran önce şairler diyarına gitmem gerektiğini söyledi.
Kırılan kalbimi çöpe atsam hiç bir işe yaramayacaktı. Bende iblis ile bir antlaşma yaptım. Ve kırılan kalbimi ona verdim beni cehennemde beklediğini ve bir daha kimsenin kalbimi kırmasına izin vermeyeceğine dair söz verdi.
Yirmi dört saatimin dolmasına son dakikalar kalmıştı ama kimse gelmedi. Kandırılmış bir piç gibi ortalıklara atılmıştım artık. Kalbimi kıran oruspu çocuğunu bulamadan dört büyük melek tarafından oyuna getirilmiştim. Sonra zaman sonra kalpsiz yaşamayı öğrendim, huzursuzdum, mutsuzdum ama yinede bir yerlerde hala beni bekleyen biri var umuduyla yaşayıp durdum.
Artık vaktimin dolduğuna inanıp kendime eroinden imal edilmiş araba yaptım, bilim adamları bu duruma şaşırsalar da bunu başarmıştım ve siktir olup gittim bu gezegenden bir daha kalbimi kimseye vermemek üzere yemin ettim ama ortalıkta kalbim yoktu oturdum sabaha kadar ağladım....

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

KAYRA

    Merhabalar, Nasılsınız En son 20 Haziran 2021 Tarihinde buraya uğramışım gerçekten bu kez araya çok ama çok açtık. Neyse özledik ve geld...