Ölüm habercisi işte bu ipi yapmak çok istedim.. boğazıma geçirmek ve gezegeni terk etmek istedim. Eğer bunu yapsaydım belkide beynimde oluşan uğultulu seslere aldırmayacak belkide çok farklı gezegende yaşıyor olacaktım. Ama hiç biri olmadı ben o ipi boynuma geçiremedim, ölemedim. Çoğu kez ölmek için plan yaptım her seferinde ölümden kıl payı kurtulup azraile kazık attım. Aslında azraile kazık atmamın tek nedeni ölüm değildi gecikmesi sıranın bende olduğunu bilmiyor olması benim canımı çok sıktı.
Çoğu kez gerçekten ölmek istedim vücuduma ölüm etkisi uygulacak her şeyi denedim ama olmadı işte ilk intihar girişimimi evde bulunan henüz adlarını dahi bilmediğim ilaçları içmekle başladım üvey babamın dolabında bulunan kalp ilaçları, tansiyon ilaçları vesaire daha henüz adlarını dahi bilmediğim bir sürü ilaç hepsinden birer tane aldım sanırım 14 tane ilaç tek tek içtim hepsini önce beynimin içinde biraz uyuşma oldu, sonra odama gidip uykuya daldım. Artık ölmüştüm ölü biriydim ben dünyayı terk etmiştim. ama olmadı içtiğim ilaçların hiçbiri yan etki dahi göstermedi bana evet gerçekten yan etki dahi göstermedi sabah ezanına uyandım öldüğümü düşündüm ilk başta önce sevinme duygusu olsa da ölmediğimi anlayınca biraz üzüldüm. Ölemiyordum bir türlü sanki tanrı tarafından kutsanmış bir melek gibiydim ben ölmek istedikçe tanrı önüme engeller çıkarıyordu sonra başka başka ölümler düşünmeye başladım. Bileğimi kesersem belki ölebilirdim diye düşündüm evet bu kez acılı bir ölüm kararı aldım vücuduma bunu uygulamak çok zor bir işti ama bunu yapmalıydım bunu yaparsam huzurun evresine ilk adımımı atacaktım ve yaptım da sol koluma bakkaldan aldığım jilet ile yaptım sol koluma derin bir çizik attım. Artık damarım gözüküyordu ameliyata yeni yatmış bir insan gibi organlarını açmaya çalışan doktorlar gibiydim organım gözüküyordu bu kez doğru bir iş yaptığımın farkındaydım ama bir sorun vardı bileğime attığım o çizik canımı çok yakmıştı..
Her ne kadar aptalca bir eylem olsa da bunda da başarısız kılınmıştım tanrı tarafından tanrı ölmemi istemiyordu ben ise aksini düşünüyor ölmek istiyordum. Gözümü hastanede açmıştım kan kaybından öleceğimi söylediler ama sağ olsunlar ki iyi niyetli bir kaç insan kanını verip beni yeniden bu gezegene atmaya rıza geldiler küfür etmiştim onlara içimden çok küfür ettim. Neden bırakıp ölmeme göz yummadınız demek istedim ama konuşmaya gücüm yetmiyordu artık pilim bitmişti yeniden dolmak için bekliyordum o sıralarda, boş hastane de kokusuna dair dayanamadığım hastanede ölmek garip gelmişti artık bana,,, ne zaman ölmek istesem ölemiyor her şeyi daha da berbat ediyordum hastanede bir hafta yattıktan sonra psikiyatriye gönderdi doktor iyiliğim içinmiş, iyiliğimi düşünen bir insan var dedim bu hayatta iyilik denilen olayı ilk kez o doktor amcadan gördüm sarılmak istedim doya doya sarılmak istedim beni göndermesin diye ağladım sızladım ama kendi içime kapanık biri olmamdan dolayı doktor her şey düzelecek dedi yaşın henüz genç önünde çok güzel şeyler olacak böyle ölmeyi hak etmiyorsun sen, Bu sözlerin üzerine için acıdı, kırılan kalbim biraz daha acıdığını ve artık hiç bir şeyin eskisi gibi olmayacağını anladım kırılgan biri olmaktan o gün kurtuldum.
Psikiyatri doktorunun yanına gittikten sonra benim hastaneye yatmamı sağlığım için daha iyi olacağını söyledi. İlk kez o zaman şizofren bir hasta bulgusu gösterildi. Deli değildim ben hasta biri değildim, sağlığım yerinde idi ama onlar anlamadı onlar anlamadı bende o hastaneye yatmak istemedim.
Çıktım arkama son bir kez baktıktan sonra bileğime sarılmış beyaz bantaş ile oradan uzaklaştım, ortaköy sahiline gidip her zaman gittiğim bir abimin yanına gittim sabaha kadar dinledi beni sıkıntılarımı dertlerimi, her şeyimi dinledi ama hiç bir şey konuşmadı.. Öyle olması gerekliydi öylede oluyordu hayat bana ikinci bir şan verdiği dönem oldu..
Yıkıntılı, bir durumda bir kadın geldi tuttu elimden kaldırdı beni önce üstümü temizledi, sonra beni hayata döndürdü yaralarımı iyileştirdi, artık ölmek gibi cümleler düşünmüyordum, mutluydum gülme eylemi düzenliyordum o kadın çok sevdiğim insan benimle evleneceğini söylediği gün dünyalar benim oldu. Artık gökten isa inse onu dahi koruyabilirdim deccaldan güçlüydüm eskisinden çok güçlü biriydim. İlk kez o kadınla öpüştüm dudaklarının sıcaklığını ile kez o kadından tattım, ilk kez o kadınla yattım seksin nasıl bir şey olduğunu o öğretti bana mutluydum, huzurluydum ama her mutluluk gibi buda bitmesi gerekliydi çünkü doğanın kanunu böyle bir şeydi mutluluk bana göre bir şey değildi. İlk başta güzel giden her şey zamanla bağrışmalarımıza ve ayrılmamıza neden oluyordu, kırıldığı kadar kırılıyordum çok fazla kırılıyordum zarar vermek istemediğimi biliyordu son noktayı koydu kendisi ve ruhumu alarak beni terk etme eylemi düzenledi giderken ruhumu da yanında alıp gitti. Artık yüksek binadan atılmama hiç bir şey engel değildi artık huzurlu bir şekilde düşebilirdim yere, ve düştüm de, beyin kanaması geçirerek yere düştüm, kan kaybından öleceğimi düşünmem hiç bir şey engel değildi artık. ve ben artık ölebilirdim yeniden
O kadın beni terk ettikten sonra şiirleri sevdim, şiirlere aşık oldum düşerken yanımda şiirleri almak en mantıklısı dedim ve her düşüşümde yanıma şiirleri alıp düşmek istedim belki en az ağır yara ile kurtulurum düşüncesine o zaman kanaat getirdim, belki işte,
Zaman kavramı hayatımda ilerledikçe yeni dengeler oturmaya başladı içime yeni dengelerin yanı sıra başka başka olaylar oldu hayatımdan çıkıp giden kadın hiç bir şey olmamış gibi son kez yüzüme baktı pişmandı gözlerinin içine baktığım zaman anlamıştım ama iş işten geçtiği için hiç bir şey yapamadık ve zaman dediğim olaya sırasınca gerçekleşince hayatıma yeni bir insan girdi bu kez çok farklı bu kez daha başka bir şey oluyordu birbirimize bağırıyor hatta yaşadığımız evde birbirimizi dövüyorduk çok salakça bir şeydi sanki çocukluğuma geri dönmüştüm ben, birlikte ağlıyorduk sabaha kadar, birlikte ağladığımız o geceleri unutmak imkansız bir şey tanrı hafızamı silmeye kalksa o anıları unutmam imkansız böyle bir şey mümkün değil, Acılarımı unutmuştum artık,, bir gece yine salakça bir olaydan kavga etmiştik bu kez çok büyük bir olaydı saçları elimde kaldığını, tırnaklarını yüzümde hissettiğimi anlayabiliyordum ama her kavgamız gibi buda o geceye mutsuz olmamıza engel değildi yine barışmıştık yada ettiğimiz kavga ikimizi yormuştu başını dizime koyup sabaha kadar birlikte ağlamıştık üzülmüyorduk artık mutlu olmamıza hiç bir şey engel değildi. Ama her şey gibi bununda bir sonu olmalıydı dedik ve yeni bir son ekledim, bu kez yalnız düşmedim aşağıya bu kez yanımda şiirlerim vardı düşerken azda olsa ağır yara almamı engellesin dedim ama düşündüğüm gibi gitmedi ağır yara aldım... ve sarsıldım
Artık kumar kartları ile tanışma vakti geldi dedim ve kumar kartlarının üzerine yeni ölüm listemi çıkartıp, müziğim play butonuna dokunduktan sonra ölmek için hiç bir engelleyeci mesafe çıkmaması için kapımı kilitleyip son biramı içtikten sonra ölecektim. Bu kez elime aldığım silah ve içine yerleştirdiğim mermi beni bu hayattan söküp alacaktı. Artık ölmeme hiç bir şey engel değildi ölebilirdim ve yeni yaşayacağım yere mabedime gidebilirdim. Ama başka bir sorun vardı mabedimin nerede olduğunu henüz bilmiyordum ve artık karar anını verdikten sonra beynime dayadığım silahın tetiğine dokundum ve sıktım kahrolası silah patlamadı, ikinci kez denedim yine patlamadı üçüncü kez denedim yine patlamadı silah patlamamaya yemin etmişti, devam ettikçe sinirlerim en üst seviye çıkıp artık onlar patladı o gün ölmek için dua ettim tanrıya ama tanrı benim sesimi duymadı bundan yıllar önce karanlık mahsene kilitleyen üvey annem, gözlerimi kör etmesi gibi,, sabaha kadar tanrıya o mahsende dua ettim aydınlık görmek için ama tanrı beni o zamanda duymadı büyüyünce tanrı olmak istiyordum. İnsanları zor şartlarda bırakmamak istiyordum ama ben büyümeye devam ettikçe tanrı olma isteğim uzaklaştı benden ufak ufak ayrılmaya yüz tuttu ve ben yine yaşıyorum hala nefes alıyorum bakalım nereye kadar...
Buda bölüm sonu müziği
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder