Geldikleri gibi gitmeyi tercih eden insanlar oldu hayatımda. Sevgilim demeyi bana yıllar önce bir kız öğretmişti. Her zaman böyle başladı klişe modundaki müzikler ve böylede devam etti. Fragmanı başlayan bir film gibi hayatımın en uçsuz bucaksız yerine düşen atom karıncalar gibi. Yada beni öldürmeyi fikirlerinde tasarlayan insanlar gibi kalp kırıklığım oldu her seferinde. Kalp kırıklığını yıllar önce tattım yeni keşfedilmiş bir yemek gibi amerikayı yeniden keşfeden insanlar gibi kalp kırıklığı bana ustaca öğretildi. Öğrenmek zorundaydım kimsesizliği bana tanrım vermişti bende ona göre beynimde bazı taslaklar uyguladım.
Aslında beynim hala uyuşmuş değil narkoz etkisinde yaşamını devam ettiriyor bunu nasıl yada ne şekilde tasarladığımı bende henüz bilmiyorum.
Bazen başkalaşıyorum herkesten çok başka biri oluyorum her zaman ki gibi, Bunu nasıl yada ne şekilde yaptığımı bende anlamıyorum uzaklaşmak istiyorum yaşadığım şehirden, oturduğum evden, kendimden en çokta kendimden uzaklaşmayı istiyorum kendimi olabildiğimce terk etmek istiyorum bunu yaparsam belki o zaman ruhumu özgür bırakacağıma inanıyorum, ruhumun ne kadar acınası gözlerle baktıklarını, insanların her seferinde organlarımı söktüklerini kendi gözlerimle şahit olmaktan beni en çok bu yoruyor,, insanlar organlarımı sökerken hiç bir şey yokmuş gibi yollarına devam etmeleri.
Uzaklara gitmek istiyorum, kimsenin olmadığı bir yer olsun istiyorum kendime ait ufak bir dükkanım olsun ve orada insanların gelip dertlerini boş duvarlara atıp kahve eşliğinde birazda müzik ile birlikte huzur bulmalarını istiyorum. Huzuru oldum olasıca kayıp etmiş bir palyaçoyum. Palyaçoluğu bana bilmediğim insanlar öğretti zamanında kalp kırıklığını ağır yara verince insanların gülme yeteneğini nasıl çalabilirim diye bunu bana ilk başta başka insanlar tarafından vurgulandırıldı. Yada ben öyle sandım.
Oldum olasıca peronları hiç sevmedim her zaman benden bir parça alarak kahrolasıca o otobüse binip siktir olup gittim, Yolda tek düşüncem kaza yapsa ve ben orada ölsem 6. koltukta ölü cesedimi bulsalar kalbimin yerinde olmadığını bulsalar. Her düşüncelerime sahip olan birde müziklerim vardı onları da oldum olasıca hiç mi hiç sevmedim her müziğin bende farklı bir yeri oldu çünkü hayatıma düşen bombalar yüzünden onlarda benden bir pay almayı tercih ettiler en büyük payı her zaman onlar aldı. Bilmiyorum neden böyle bir düşüncelere sahibim yada ne şekilde böyle durumlara geldim yada beni kimler tarafından getirildim.
33, Peron hayatımın en kötü yeri oldu onu bekliyordum karar almıştık birlikte kaçacaktık yeni bir düzen kurup evlenecektik. Birlikte çocuklarımızı büyütecektik, hepsi hayalden başka bir şey olmadığını ve onu orada beklemekle kaldığımı anladım çok geç olmuştu ama sonunda anlamıştım gelmeyecekti o gelmediği gibi ben yine geldiğim gibi gidecektim ama bu kez gitmek istemiyordum, kaç saat orada bir bankın üzerinde oturdum bilmiyorum sabah ezanı okunuyordu ve benim ikinci paketin bitmişti kalp kırıklığı bu kez ağır olmuştu artık eskisi gibi değildi hayatım sinirliydim kendime sinirliydim, beni terk etmesine yada beni bırakmasına kızmıyordum gitmek istedim evine gidip neden gelmediğini bilmek istedim bunu yapacak gücüm yoktu belli ki beni istemiyordu bunu bir hafta önce anlamalıydım, bir hafta önce dudaklarıma kondurduğu o sıcak öpüşmesinden anlamalıydım gece koynuma girdiğinde saatlerce seviştiğimiz yastıktan anlamalıydım, Aptaldım belkide yada aptal rolünü oynuyordum, her zaman büyük kalp kırıklığı nedir dedikleri olayı o zaman tattım ama bu kez eskisi gibi değildi.
Evine gitmeyi karar verdim o sabahın ezanı ile birlikte güneş sırtıma vurmak bile istemiyordu artık, o gün hayatımın nasıl bir bok çukuru olduğunu öğrenmeye gidiyordum ayaklarım beni oraya değilde sanki cehennemin en uçra köşesine götürürmüş hissi vardı yüreğimde ben gitmiyordum aslında ayaklarım gitmiyordu, sadece yüreğimdeki ses gitmemi istiyordu hepsi o kadar beynim eskisi gibi çalışmayı o gün durdurmuştu oda yorulmuştu zamanı geri almak istesem ne kadar alacağım konusunda düşünceye bile en ufak bir fikrim yoktu. Uzunca bir yol yürüdükten sonra evinin önünde bekledim durdum saatlerce bekledim dışarıya çıkmasını, beni görmesini ve gelmesini,
Hayatın nasıl bir bok çukuru olduğunu o zaman anladım o yoktu beklediğim insan o sabah başka bir yere gitmişti nereye yada kiminle gittiğine dair en ufak bir fikrim yoktu okulunu, yaşamını her şeyini bırakıp gitmişti öğrenebildiğim tek şey yurt dışına çıktığı oldu ve o günden sonra kendisinden hiç haber alamadım neden yada niçin terk edilmiştim bilmiyordum kendisi yoktu. Yokluğuma yeni bir yokluk katmıştı o sabah o evden çıkarken düşüncelerimi o duvarda bıraktım jiletlerle doğradım her yere kanımla birlikte odanın her yerine düş kırıklığı yazdım adice oldu bu intikamım alınmıştı kanım odanın her yerinde kol geziyordu, Palyaço olmamı o istemişti o sabah elime geçen mektupta,
Mektupta yazan notlar ''affet'' cümlesinden başka bir şey yoktu, Affetmiştim onu çünkü ona kızmayacağımı çok iyi biliyordu. Her şeyi ustaca düzenlemişti o gece benimle sevişmesi bile onun eseri olmuştu o evde ve ben o evi yakmak istedim benzin döküp alev almasını istedim gözlerimin önünde yanıp kül olmasını istedim hiç bir şey yapmadım elimde duran anahtarları masanın üzerine koydum elimden akan kanlarla notunun altına bir ufak notta ben yazdıktan sonra siktir olup gittim.
''Affediyorum seni''
Sabahları belkide bu yüzden hiç sevmiyorum yada sabahları beni bu yüzden sevmiyor ruhumu o gece o evde bıraktıktan sonra 33, perona tekrar gittim bir bilet aldım İstanbula geri döndüm... Sabaha kadar otobüsün içinde düşündüğüm tek şey acaba kelimesi oldu..
Kelimeler bana belkide bu yüzden en ağır yarayı verdi, yada en ağır yarayı belkide ben kendime uyguladım bilmiyorum neden yada nasıl böyle bir hal aldı.
Her şey geride kaldı, Uzun zaman geçti ardından ve tekrardan bir mektup geldi
'' Affeteceğini bildiğim için gittim sevgilim''
Ve yeni bir ölüm düzenlemek istedim ruhuma ama sonra aklım başıma geldiğinde ruhumu o sabah o evde bıraktığımı anlamıştım ben ruhsuz biriydim ölmüştüm,, o sabah ölmüştüm, ve tam 22 yıldır yas tutuyorum..
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder