Çello çalmaya devam ediyor, Son kez yazılan yazılar bir bir karşıma çıkmaya karar verdiler. Ruhum tecavüze uğramış bakire bir kız gibi,, ruhumda bulunan kötülükler ve o kötülükleri bir bir idam sehpasında bırakan isa yeryüzünde dolaşan isa göklerdeki isa değilim ben peygamber henüz değilim sadece yeryüzündeki acıları çekmek için uğradım. Annemin rahmini terk ettiğim gün hayatın orospu çocuğu denilen bir yer olduğunu gösterdiler insanlardan yana aldığım kezzap dolusu acı..
Ruhum işkencede çekilmiş bir fotoğraf gibi acılarla dolu vücudumun her yerinde acı işlenmiş bir halı gibi,, yaşadığım ev ise terk etmek amaçlı kullanılan iki odalı bir yer o sistemin bozuk parası bozuk olarak kullanılan her defasında işkencelere maruz bırakılan insanım sadece hayattan midem bulanıyor kusmak istiyorum artık vücudumdaki bütün organları yeryüzüne bırakmak istiyorum tanrının bana verdiği ne varsa her şeyi yeryüzünde bırakarak çekip gitmek istiyorum. Babamın spermlerinden geldim yeryüzüne annemin rahmini terk ettiğim gün hayatı öğrendim ağlayarak başladı önce her şey sonra kaybederek bir bir elimde olan ne varsa kaybetmenin güzel yanının ne olduğunu göstererek öğrettiler bana...
Önce inandığım allahımı terk ettim aslında ilk o terk etmişti beni yeryüzünden aşağı atarak hızla düşmüştüm yere, sonra ailem terk etti önce annem sonra babam.... terk etmeler hayatım boyunca devam etti sürekli bi terk ediliş biçiminde yaşadım durdum. Sıkılmıştım hayatımdan yaşantımdan her şeyden sıkılmıştım artık daha fazla yaşamaya gücüm kalmamıştı insanların bana acıyarak baktığı yeryüzünde bütün kötülükleri bir bir gerçekleştirdim,,, sonra kendime zarar vermeye başladım zararım kendimeydi benden başka kimse bana zarar vermedi sadece bu yeryüzü denilen yere ait değildim burada yaşayan ben değildim acı çekmektense ölmeyi seçtim her seferinde ölümü ve ölmeyi sevdim bir tek onlar bırakmadı beni bu yeryüzünde diğer bütün inandığım her şey bıraktı ellerim kanadı...
Yaşamak ve ölmek arasında çok gidip gidip geliyorum şu sıralar artık gücüm kalmadı sanırım bu ruh hali beni günden güne bitiriyor. her gece yeni bir kırıklıkla uyanır oldum ölen bir babadan yeni bir mektup aldım ve o mektup her şeyi açıkladı bana,, hayatım yalandan başka bir şey değilmiş bir tek onu öğrendim yaşadığım evde kapıya bakarak geçirdim zamanımı çünkü benim bir elim hep kapının kolundaydı giden insanları izledim o insanlar kuyunun dibinde bana yardım eden insanlar günü geldiğinde çamur attılar üstüm kirlendi ama o çamurla oynamadım hiç bir zaman,, dedim ya benim hayatım kalp kırıklığından inşa edildi ve kırılan bir hayatım içinde yaşamaya devam ettim. Huzur denilen bir kavramı aradım durdum ama bulamadım sürekli kaybettim kumar masasında tanrımı kaybettim ilk önce sonra tanrı beni lunaparkta götürdü elimden tuttuğu gün babamı gördüm sevgiyi hissetmek için görmüştüm ama tanrımda elimden bırakarak siktir olup gitti. Artık acıdan başka bir şey değil benim hayatım bu bok dolu kuyunun dibinde yaşamaya devam ediyorum birilerinin beni bu kuyunun dibinden çıkarmasını bekliyorum...
Eylül, ekim yada kasım ayında değiliz bu aylarda ruhum bozuk olurdu benim genelde bozuk plak gibi olurdum sürekli başa saran bir müzik ama nedendir bilmiyorum artık eskisi gibi değil sıkıntılı dönemlerim beni bırakmıyor günden güne daha çok üstüme gelmeye başlıyor hayat bunlarda geçer diyorum elbet geçer gider diyorum ama geçen bir sik yok
Neyse işte bu gece güzel bir şey falan yazmak istiyordum ama olmadı bir sonraki sefere kalsın....
buda son bölüm....
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder