''23 yıldır kırıldım, her gün, her saniye kırılmayı, kırmanın nasıl bir düzen olduğunu öğrendim sevgiden ve sevmekten önce terk etmenin nasıl bir duygu olduğunu vücuduma kazıdığım sigara ve dövmelerden anladım sigara izleri küçük yaşlarda bedenime işlendi dövmeler ise büyümeye başlayınca ben kendim yaptım sol koluma tanrının yüzünü çizdim, sağ koluma tanrının beni cennetten kovduğu günü ve saati yaptım yani annemin rahminden kaçtığım gün ve saat. Anlam yüklü kervanların içinde müzik tanrısının notalarının içinde kendimi kaybettim bulamadım hiç bir zaman yeryüzüne ait değildim yaşadığım gezegene ait değildim sıkıntılı bir dünyada nefes almak bana göre değildi kırık bir kalple yaşamanın en kötü dönemini yaşıyordum artık nefes almak zorundaydım denizden çıkarılmış bir balık olmaktansa denize tekrardan atmalarını istediğim biriydim. Sigarayla da böyle bir dönemde başladım işte yine kırılmıştım otogara gitmiştim 33. Peronda bana bakan kadına el salladım sonra bütün gün boyunca giden otobüslerin arkasından el sallamaya devam ettim kimselere aldırmadan sürekli her gün el salladım giden otobüsler benimde ömrümden birer parça götürerek gittiler. Bir çocuk gibi sevmeye bana bir kadın öğretmişti sonra terk edince bende otobüslerin arkasından el sallamayı seçtim zevkli bir işti ama yorucuydu biraz da hüzünlü..
Yeryüzünden ayrılmayı iki kere düşündüm, iki kere karar verdim, bir artı birin toplamı gibiydi ikinin çıkan sayısını bulmak çok basitti ama gerçekleşmesi imkansızdı, imkansızlar içinde yeni bir imkan yaratmaktansa imkansız olmayan bir şiir yazmak istedim. Şiir okudum sonra bir gece yarısı hepsini yaktım üşümemek için yeryüzüne ait olmayan bedenime rahatsız edici herhangi bir virüsün buluşmaması için korundum. Beklemekle geçti ömrüm birilerini beklemekle hep bekledim durdum ama kimse gelmedi dostlarımı bekledim, ailemi bekledim, kutsal kitabı bekledim, kendimi bekledim kimse gelmedi bu bok çukurundan kimse kurtarmak istemedi beni haklıydılar onlarda yaşadığımız gezegen bok çukurunun içinde birbirlerine yardım bekleyen insanlarla doluydu ama kimse kimseye yardım edemeyecek kadar da sakindi. Yaşadığım karanlık gezegeninde ölmenin en büyük eylem olabileceğini düşündüm öldükten sonra yeni bir sistemin içine gireceğimizi bildiğim gibi...
Zaman bana oldum olası hiç iyi davranmadı beklediğim umutlar, hayaller hep yarım kaldı yani boğazıma düğümlendi kusmak istedim o an bütün organlarımı yeryüzüne bırakmak istedim, bana ait olmayan ne varsa bırakmak istedim tanrının verdiği hiç bir şeyi kabul etmedim gidecektim bir gün toprak olmaktansa başka insanlara umut olmayı seçtim bende ama elimden kalan kocaman bir sıfırla kendime yardım etmek yerine başka insanlara yardım etmeyi seçtim. Bu yüzden tam 23 yıldır kırıldım işte ve kırılmaya devam ediyorum...
Kalbim diyorum tanrım çok kırık her şey geçer dediğim ne varsa geçmedi mutlaka sonunda hüzün oldu. bir gece şizofren biri oldum gözlerimi oydum bende artık kimseyi görmek istemiyordum.
Kendilerini yücelten insanları tanıdım, gökyüzünde olan insanları da ama bilmedikleri bir şey vardı mutlaka onlarda birileri tarafından aşağıya atılacaktı, yüksekte yer tutmaktansa aşağıda olmak bana göreydi düşen insanları seyretmek güzeldi çünkü bende düşmüştüm bi keresinde o kadar hızlı düştüm ki bir daha çıkmadım gökyüzüne tanrı tarafından hızla atılmıştım yeryüzüne düştüğüm zaman insanlarda organlarımı çaldılar.
Hayat çok garip josephine, insanlar çok garip her şey çok boktan bu yeryüzünde beni bir tek sen terk etmedim bir de mellery, birde elii terk etmedi diğer insanlar terk etti beni josephine terk ede ede gitmeyi uzaklaşmayı seçtiler kalbim bu yüzden kırıldı terk ettikleri için bende kimseye güvenmemek için yemin ettim kimseye inanmamak için sonra o insanlar beni terk eden insanlar arkamdan konuşmayı seçtiler gazetelerde adım çıktı resmim kondu bu yüzden kalbim yine kırıldı acıyı sevdim en çok ben josephine acı güzel bir eylemdi sevmek bana göre değildi, eroinden imal edilmiş bir süpürge yaptım josephine bu gece onunla birlikte yeryüzünü terk edeceğim...
bölüm sonu....
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder