''Eylül siktir olup gitti ekim geldi oda gidiyor''
Sıcak bir çay yaptım az önce kendime içine bir parça limon attım limonlu çay oldu eskiden hiç böyle içmezdim çayı daha doğrusu çaya limon atılıp atılmadığını dahi bilmezdim bi keresinde şişlide çok sevdiğim bi arkadaşımla otururken güzel bi mekana gitmiştik iki çay aldık. Yanına bir parça limon aldı çayına attı o gün anladım çaya limon atıldığını neyse bunu niye anlatıyorum bende bilmiyorum öyle işte içimden geldi yazayım dedim iyi ettim sanırım velhasıl asıl konumuza dönelim uzun süredir yazmıyordum yazmamamın nedenini şimdi hatırladım bir çoğunuzda anladınız zaten. Müzik Müslüm Gürses'den çalıyor iki paket sigaram var sıcak bir çay çok güzel beynimin içinde maddeler dolaşıyor eskiden kalma sanırım bu.
Düşündüm de insanlar gerçekten istedikleri hayatları yaşayabilseler her istediklerini yapabilseler çok güzel olmaz mıydı olurdu bence ne bileyim istediği okul, istediği ev, araba herşey istediği gibi gitse insanın yine canı sıkılır yine nankörlük yaparlar nankör olmak insanların doğasında var bende nankör biriyim dört dörtlük biri olduğumu oldum olası hiç kabul etmedim etmemde zaten hacı peygamber değilim ki tanrı tarafından doğa üstü güçlerim olsun ne bileyim denizi ortadan ikiye ayıra bilme ateşi suya çevire bilme gibi doğa üstü güçler bir tek tanrıda var. Bunun gibi şeyler işte
Kafamın içindekileri biraz olsun buraya dökmek istedim bu gece aylardır yapmak istiyordum ama kısmet bu günü artık.
Eylül ekim ve kasım aylarını oldum olası hiç sevmedim ne zaman eylül ayının biri gelir dank o gün mutlaka başıma bir şey gelir bu üç aydan çok korkuyorum ben ilk kez eylülün birinde galata kulesinin önünde bacağıma aldığım bıçak darbesiyle başladı eroin yüzünden olmuştu herkesin kafası çok güzeldi bir kurban arıyorlardı ben kurban seçilmiştim ibrahimi kurban ettiler, sonra gözümü hastanede açmalar falan filan işte yine bi eylül bu kez çok iyi hatırlıyorum eylül 11'i ilk kez o gün boğazıma bıçak dayadılar o gün tanrının yanına gideceğime inandım bıçak çekenleri de tanımıyordum sadece o mahallenin ağır abiler dedikleri bir durumdu cebimdeki paraya göz dikmişlerdi ama o gün benim cebimde 50 kuruş dahi param yoktu evsiz biriydim sokakta yaşıyordum. Yine bir başka eylül bu kez tam olarak tarihi hatırlamıyorum rüyamda annemi gördüm ama yüzünü hiç seçemedim çok garip bir duyguydu işte
Ekim ayında kaybettiklerim eylül ayına göre çok fazla çok kalp kırıklığı ile geçti çok sevdiğim bir kadın tarafından terk edildim çok canım yandı insanın sol tarafının koptuğunu hissetmez sanırım ama ben hissettim öyle bir koptu ki kıyamet koptu sandım her gün ağladım kendimle intihar ettim, intiharı kendime yakıştırdım ölmek istedim güzel bir ölüm olsun istedim kendim adıma ama olmadı eroin komasına girdim hastanede yattım haftalarca, gözümü açtığımda yaşıyordum kalbimin kırılacağını hiç tahmin edemedim her şeyi düşünmüştüm ama kalp kırıklığını hiç düşünmedim düzelir dedim bir gün düzelir aradan yıl geçti ama düzelmedi ruhumu bir eve bıraktım iki yüzlü biri olduğumu gösterdim ama kimse görmedi, Yine bir ekim günü yine terk edildim kalbim kırıldı, yine başka bir ekim günü bu kez üvey annemin işkencesinden kurtulmak için yaşadığım evi ben terk ettim yaşadığım odayı her şeyimi ben terk ettim, bir başka ekim ayı üvey annemin kumar masasında bırakmış olduğu yüksek ücret ve o ücreti ödeyemediği için bir başka adamla birlikte olması acı verici şeyler bunlar kalp kırılmasına neden olan işler o gece onları gördüğüm için ertesi sabah vücuduma söndürmüş olduğu 33 sigara izmariti ve bir şişenin kafamda patlamasına neden olan olay, Yine bir ekim ayı araba kazası geçirmiş olmam, başka bir gün çok sevdiğim bir insanın ölümü, yine başka bir gün yine ölüm ekim ayı benim için kalp kırıklığından inşa edilmiş bir gökdelen söz konusu.. Yine bir eylül akşamı sevdiğim bir kadın tarafından yine terk edilişim devam ediyor işte kalp kırıklığım
Geldik kasım ayına bu ay benim için hüzün, biraz olsun kalp kırıklığı ile geçiyor ilk söyleyeceğim olay babamı kaybetmiş olmam başka bir şey yazamayacağım çünkü yok onunla ne bir anım var nede başka bir şeyim kasım ayından diğer iki aya göre çok fazla nefret ediyorum daha doğrusu hiç sevmiyorum insan neden babasını kaybeder ki? Ben tanrı olsam çocukların babasını almazdım aslında, Bir başka kasım günü üç kere intihar etmek için uğraşmam aslında azraile sürekli çalım atıyorum ben peygamber falan mıyım yoksa neyim bende bilmiyorum ki? Yine bir başka kasım günü galata kulesine gitmem cebimde para olmadığı için intihar edememiş olmam o gün kendime saatlerce küfür edişim, ilk kez eroin ve kokain gibi maddelere kasım ayında başlamış olmam. Bir başka kasım günü olmadı
Bu yazılanların hepsi bu üç ay içerisinde geçti eski zaman içerisinde yani tarihlerini günlerini tam olarak hatırlayamadığım için yazmadım onları dedim ya benim dünyam, benim gezegenim kalp kırıklığından inşa edilmiş bir yer sizler beni boşverin sizler diyorum çocuklar nasılsınız iyi misiniz. Kimseyi suçsuz yere yargılamayın insanların değerleri ile oyun oynamayın yada boş verin ya kime nasihat çekiyorum amk kazık kadar adamlarsınız gidin hayatınızı yaşayın işte benim anlatacaklarım bu kadar dahası varda üşeniyorum yazmaya.
iyi geceler josephine,,,
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder