30.09.2013

başlıklı not



 piçler verdikleri sözleri hiç bir zaman tutmazlar piç oldukları için, sevdikleri insanları yarı yolda bırakmayı çok severler orospu çocukları oldukları için, güven duygusunun ne olduğunu asla ama asla bilmezler kimselere güvenmezler yada kendilerine güvenmelerini istemezler piçler her daim piç olmak isterler kadınlarla yatarlar, eroin kullanırlar ama kullandıklarını tanrı söylemezler her zaman arkalarını kollarlar, her daim yarı yolda terk edilmeye alışıktırlar kalplerinin kırıklığını onlardan başka kimse bilemez bilmelerini istemezler piç olmak piçliği yaşamak küfür yemek sen tam bir orospu çocuğunun tekisin demek onlar için normaldir. Normal karşılarlar

 Yıllardır yalnız gezdim yalnız yaşadım yalnızlığı bir tek ben bilirim en iyi yalnızlığım dört duvar arasında geçirdim alkol aldım, her türlü maddeyi kullandım kendi kanımda boğuldum şiir okudum, En çok Cemal Süreya şiirleri okudum yazdığı her cümleye aşık oldum sonra bir gece yarısı bir kadına aşık oldum kendimden haber alamadığım saatlerde hastane köşelerinde yattığım dakikalarda bir kadın sayesinde kurtarıldım öldüğüm dediğim dakikalarda doktorun ''az yaşamazsın'' dediği saniyelerde bir kadın tarafından kurtarıldım azrailin ellerinden alındım, Zordu benim yaşantım kalp kırıklığından inşa edilmiş bir binanın içinde yaşamak her gece ağlamak yastığa bir bir gözyaşlarımı bırakmak çok zordu yaşamak, ölmek vardı en çaresiz insan olarak ölmek doğmamak, doğmanın ne olduğunu gezegenin nasıl bir yer olduğunu hayal etmemek yaşantım bok çukurunun içinde devam ettiği sürece, silaha dokunmak çok kolaydı benim için, dev bir müzikali yöneten bir şef olarak her müzikten ayrı bir notanın çıkması ve o notaların kulağa verdiği inanılmaz keyif çok basitti ve kolaydı ama istenildiği gibi gitmiyordu mutlaka biri bir yerde hata yapıyordu hatalarımı örtmek yerine daha fazla derinlere girmeye karar verdim o derinliklerin içinde kendimi kaybetmek bir daha yeryüzüne çıkmamak için çok uğraştım ama her seferinde kapının dibinde bekletildim beklemek benim için en basit bir örnekti bu güne kadar çok şeyi bekledim,

 Ölen babamı bekledim,
 yüzünü görmediğim annemi bekledim,
 sevgili dediğim ve her seferinde terk edildiğin kadını bekledim,
 yeryüzünde bulunan müzikleri bekledim,
 kendimi bekledim,
 tanrımı bekledim..

 ama kimse gelmedi, kimse elimden tutmadı, bir çocuk gibi bayramlarda kapılarını gittiğim yüzlerini daha önce görmediğim insanların bayramlarını kutladığım ve onlardan şeker almak için kapılarında beklediğim dakikaları saydım bayramlar benim için kötüydü kimsenin elini öpeceğim ailem dediğim hiç kimsem yoktu kalbim kırılmasın diye tek tek binalara girip insanların ellerini öperdim şeker alıp giderdim bayramlardan belkide bu yüzden nefret ettim belkide bu yüzden kendimden nefret ettim kendimi suçladım ve ağladım.

 yok olmak ve bir daha gelmemek istedim eylül ayından nasıl nefret ettiysem ekim ayından da o denli nefret ettim beynimi kullanmak yerine aklımı daha özel işlere yormak yerine yok olmayı hayal edip durdum. Sıkılmıştım kendimden okuduğum kitaplardan dinlediğim müziklerden her şeyden ama her şeyden çok sıkılmıştım yaşadığım evde öksüz gibi yaşamaktan bile sıkılmıştım, yaşamak bana göre değildi bir piç olarak yaşamayı hiç mi hiç istemedim ama intiharı sürekli elimi yüzüme bulaştırdığım için de ölmek istemiyordum saatlerin dakikaları kovaladığı saniyelerde saniseleri saymaktan bıkmıştım, kendimden bıktığım gibi iyi bir üniversite ve iyi bir iş sevdiğim bir meslek yada kendi işimi yaptığım hayalimdeki iş hiç biri olmadı kendime verdiğim sözlerin hiçbirini tutamadım kendimden belkide bu yüzden ayrıldım.. eylül toparlandı gitti işte ekim filanda gider bu gidişle belkide bu yüzdendir her şey belkide bu yüzden bu kadar çok bunalıyorum her gece paket paket sigara içtiğim ve kendimi kaybetme korkusu belkide bu yüzdendir yağan yağmur ve yere düştüğü zaman çıkardığı müthiş ses,

 Sonum olmadı mutlu sonum yani olmadı benim mutsuzluğu yaşadım her daim en iyi mutsuzlukla en kötü mutsuzluğu yaşadım 22 gün sonra tamamen biten bir mutsuzluk o gece yaşadığım evde kokain komasına girdiğim o gece, kendime zarar vermekten kitaplarda kendimi aramaktan bıktığım o günlerde yok olmak istediğim isa'nın yanına gitmek istediğim o gecelerde gitme diyemediğim o gecelerde beni bitirme dediğim o günlerde kendimle dalga geçtiğim o saniyelerde gülemediğim için ağladığım o gecelerde her şeyimi kaybettiğim günlerde işte belkide bu yüzden kendime kızgınım belkide bu yüzden kendimden nefret ediyorum belkide bu yüzden ölmek istiyorum

 Dedim ya benim dünyam kalp kırıklığından inşa edilmiş bir kilise ve o kilisenin içine girip günah çıkarmak isteyen insanlar günahlarına ortak koşmamı isteyen o insanlar işte ben kendimden bu yüzden nefret ediyorum, kelimelerimi yakıyorum bu gece okuduğum kitapları çaldığım kitapları yakıyorum bu gece kendimden uzaklaşmak istiyorum bir daha asla bulmamak için kendimi, bir daha yolumun kesişmemesi için ruhumu son kez terk ediyorum

 ...  noktalar çok şeyi anlatır yeter ki anlamak isteyin, insanlara yargısız yere yargılamayan o insanların başlarından ne geçtiğini nasıl bir hayatta yaşadıklarını, bilmeden asla ama asla üzmeyin kırmayın, sevdiğiniz insanların değerlerini bilin sonra kaybettikten sonra karşınıza bir daha çıkmıyorlar çıkan olan insanlarda gidenlerin yerini doldurmuyorlar, ağlayın her gece ağlamak güzeldir sonrası yok sonrası iyilik sağlık...







    Bölüm sonu..




Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

KAYRA

    Merhabalar, Nasılsınız En son 20 Haziran 2021 Tarihinde buraya uğramışım gerçekten bu kez araya çok ama çok açtık. Neyse özledik ve geld...