Lemmy…
Kalbim
kırılmıştı insanlara karşı kendimi öldürmek istemiştim annemin rahmini terk
ettiğim gün kendimi iki kere öldürdüm. Yoktum boş bir gezegenin içinde yoktum
bir hiçtim hiç olarak doğmuştum. İnsanların deyimiyle orospu çocuğu olmuştum.
Kendimi çoğu kez öldürdüm intiharı tanrımı kaybettiğim gün gerçekleştirdim.
Şiirlerimin masamın üzerine koyarak odamda kendimi bıçakladım ruhumu
sökemeyince kendime bıçak çektim. Bir şeyler ters gidiyordu hayatımda kendimi
kandırmaktan sıkılmıştım yıllardır kendimi kandırarak eylem düzenledim
insanlara karşı insanların kalbinin nasıl kırılacağını okuduğum kitaplardan
anlamıştım. Kendimi yok ederek başladım önceleyin şarap ve kokain içerek devam
ettim. Saatlerin ilerleyen dakikalarında bir şiir yazdım beğenmediğim için üstüne
benzin dökerek yaktım o benzini kafamdan aşağı döküp insanların gözleri önünde
kendimi yakmak istedim. Ruhum yorulmuştu, kalbim yorulmuştu, kendimi o kadar
çok fazla yormuştum ki bunu anlamak için bir papazın yanına gidip kendimi
kutsamak istedim. Kutsamak isa olmak çarmıhta yalnız yaşamak daha fazla
kimsenin kalbimi kırmasına izin vermeyen melekler olacaktı kendimi öyle inandırmıştım
peygamber olunca melekler bana yardım edecek düşüncesiyle kendimi kandırdım.
Kendimi kandırmakta ustalaşınca bir seviye atlamak istedim yeni bir müzik ve
yeni bir alkol olsun istedim…
Kulağımın
içine dolan ses şiddetine daha fazla dayanamayınca kulaklarımı kestim bir
polisin karşısında dehşete düşerek yaptım bunu insanları duymak istemiyordum
şansıma polis çıktı bende gözlerinin önünde kulaklarımı kestim duyu ile aramda
bağları jiletle kesmiştim önce sadece geriye kulaklarım kalmıştı onları da
kestikten sonra her şey bitmişti. İnsanların beni tiyatro salonunda
kullanmaları canımı yakıyordu kendimi fahişe yada orospu hissetmekten başka bir
şey değildi yaşadığım hayat bana bunu göstermişti çünkü. Ruhumu iblise
kiralarken canımın yandığını o zaman anlamıştım yoktum bu gezegende kendimi yok
etmiştim allahımı yok etmiştim. İnsanlara karşı kalbimin kırıklığı geçecek gibi
değildi ben kendimi öldürmeden hiçbir şey geçmeyecekti. Vücudum beni eskisi
gibi kabul etmekten sıkılmıştı kollarımda bacaklarımda her yerimde dövmeler
vardı.. yattığım kadınların hoşuna gidiyordu onlar o dövmelerde kendilerini yok
ediyorlar başka hayallerde gezintiye çıkıyorlardı. Tanrının yüzünü sol kolumun
serçe parmağıma kadar devam eden bir çizgi ile çizdirdim. Zor olmuştu ama güzel
bir fikir olarak karşımda dikildi.
Kokain kullanmaktan
beynimin içinde çok fazla olaylar söz konusu oluyordu kendimi kaybediyordum
eskisi gibi değildi hayatım eskiye dönük baktığımda çok fazla kırıklarım söz
konusuydu ama büyüdükçe hayatımın kırılmayan hiçbir organı kalmamıştı artık
kemiklerim dayanamıyordu çektiğim acıya beynim ölmek için yalvarıyordu.
Dayanmam gerektiğini bana en çok kalbim söylüyordu bir yıl bekledin biraz daha
bekle demesinden sıkılmıştım beklemek bana göre değildi gelmeyecekti beni
bıraktığı terk ettiği perona bir daha asla ama asla uğramayacaktı. Yok olmak
istemiyordum özlüyordum seviyordum sevgimi ona göstermek istiyordum ama her
seferinde buharlaşıp yok oluyordu tanrıya o yüzden çok kızgındım yok olmasını
istemediğim birini yok ediyordu.
Müziklerin
bacakları kırıldığı gün şiirlerimin hepsini yaktım. Kendi ruhumu yakar gibi
yaptım bunu eroinlerimi camdan attım sadece uçup gitmelerini izledim kuşların
göç ettiğine o zaman tanık oldum ve o zaman mutlu olmanın ne demek olduğunu
anladım ama mutlu olmak istemiyordum ben mutluluğumu o kişiye emanet etmiştim
bakireliğimi, bekaretliğimi, her şeyimi emanet eder gibi emanet etmeyi seçtim
yanlış yapmıştım boş bir kutunun içinde yaşamak aptallıktı kandırılmıştım
aldatılmıştım parçalanmıştım o yüzden sabaha kadar sigara içtim son sigaramı da
Kadıköy’de yaktım sahile karşı birazdan gemiler geçip gidecek bende bir gemiye
binmek istiyorum artık o gemide ruhumun olduğunu bilmek ve karşılaşmak
istiyorum….
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder