10.07.2013

Aynadaki Sen



  Kaçıncı Bölümde kaldık? Tamam tamam şimdi hatırladım ben kuleden aşağıya atlamama sadece saniyeler kala bir kurtarıcı gelip beni kurtarıyor ve mutlu oluyoruz. Mutluluk ile olan bütün harflerin canı cehenneme tanrının da canı cehenneme. Aklıma bir kaç bir şey düştü ve yeniden yazmak geldi. Bu kez çok ağır sözler ve hakaretlerle dolu şeyler ve onun yanı sıra bolca esrar dolu işler. Sadece yazmak ve elimden fışkıran kanları temizlemek. 3 seneye yakın bir zamandır başımdan geçen olayları anlatıp durdum kimisi ağladı, Kimisi duygulandı. Neyse şimdi bu konulara falan hiç mi hiç girmeyeyim yeni bir konuya merhaba diyeyim ve kendimi öldürmek için yeni intiharlar tasarlayayım. Yeni ölümümün hatırına yeni olan her şey..


  Bilindiği üzere sokaklardan gelmiş bir insanım sokakların caddelerinde yaşamış evsiz bir adamım. Annemin yüzünü en son ne zaman gördüm bilmiyorum en son diyorum annemin rahminden kaçarken görmüştüm ve bir daha asla ama asla göremedim. Nasıl bir şey olduğunu bilmedim, Beni terk etmiş olmasını asla kabullenemedim. Yada bunu kendime kabullendirmek istemedim. Çocuk yaşta gördüğüm şiddet dolu eylemleri ilk başta üvey anne denilen kadın tarafından vücudumda yol gösterdi. Sigara, içki şişesi gibi her türlü şeyi vücudumda kusursuz bir şekilde uyguladı tanrının yüzü gibi kullandı vücudumu. Acı çekmek değildi o yaşımda acı diye bir şey bilmiyordum. Acının en büyük eylemini akrabalarım tarafından karşılandı. Onlar tuttu beni kuyulara attılar Yusuf peygamber gibi kuyulara atıldım. Yardım etmeyi bırak. Yardımın harflerini dahi uygulamaya almadılar. İnsanlar tarafından lanetlenmiş biriydim İsa gibi kusursuz doğmamış olmam beni isa yaptı sadece tek farkımız onun annesi vardı benim yoktu. Bir gün yaşadığım evi terk ederek kendimi özgür bıraktım kuş gibi özgürdüm artık sokakta özgürce dolaşabilirdim. Kanımı ilk döken tanımadığım bir insan tarafından param çalınarak başladı sadece cebimde 7 TL para vardı doksan senesinde gerçekten çok güzel bir paraydı. Çocuk olmam hayatımı değiştirmem anlamına gelmiyordu. Evde yaşadığım şiddet sonucu terk etmiştim evi. Yaşadığım odayı odamı, yıllar boyu öz babamın mezarına gitmemiş olmam da bunlardan bir kaç nedeniydi. Mezarına gittiğimde sadece saatlerce ağladım gözümden o kadar çok yaş boşaldı ki aklıma geldikçe o günler yine ağlamaya başladığımı bilmelisiniz. Garip bir hayatın garip bir oyunu oldum kalbim her seferinde kırıldı önce tanrı sonra babam ailem sevdiğim kadınlar her biri birlik olup kalbimi siktiler tecavüze uğramış bekaretliğini kaybetmiş genç bir kızdan farkım yoktu artık yaşadığım gezegende yaşadığım odada..

  Yaşadığım  odada o kadar çok fazla ağır şeyler yaşandı ki yine bırakıp gidemedim yapamadım en son bundan iki aya yakın bir zaman önce intihar etme kararı attım ortaya ama intihar edemeyecek kadar korkuyordum kendimden her şeyin bir başlangıcı olduğu zamanlarda benim her zaman bir sonum oldu o sonlar birikerek beni ruh sağlığımın bozulmasına neden olan olaylar yarattı. Kalbim sadece üvey annemin bana uygulamış olduğu şiddet yüzünden kalbim kırılmadı yada beş yaşında babamı kaybetmiş olmam bunun için de çok büyük yaralar açılmıştı tabi ama zamanla oda geçti. Yada sevgilimi başka bir erkekle parkta sevişirlerken görmüş olmam bunun içinde kalbim çok ağır bir yara almadı sadece o an kendimi öldürmek isteği dışında annemin yüzünü görmüş olmamamda büyük bir yara vermedi. En büyük yarayı babamın öldüğü tarihte mezarına gidip ağlamam oldu çok kalbim kırıldı o kadar çok kırıldı ki pişman oldum yaklaşık dört saat boyunca ölü bir insanla konuştum içimdeki bütün sıkıntıları mezarında yatan insana anlattım durdum. Eve geldiğimde garip hissettim kendimi çok garipti her şey hayat bana o kadar çok garip geldi ki her gün ölmek yerine tek bir günde ölebilirim dedim kendime uyguladığım intiharlar sonucu yeni bir düzen ve yeni bir akım attım ortaya, Artık ağlayamıyorum nedenini bende bilmiyorum göz yaşım kalmadı yada ben bırakmadım. Şu sıralar yaşadığım hayat ile ilgili.

 Kendi içime kapanık olmam ve kendi içimde yaşamımı sürdürmem beni bu kadar yoğun altında tutan tek şey aslında başka garip olan bir şey yok,

 Bundan yıllar önce merry ve mellery adında iki tane sevgilim oldu ikisini de ayrı sevdim ikisine de bağlandığım kadar başka kime bağlanabilirim ki dedim mellery benim bu hayatta gördüğüm en mutlu en neşe dolu kızlardan biriydi bazen kendimden bile kıskandığım oluyordu. Mellery bir gün beni terk ederek en büyük eylemini gerçekleştirdi yani öldü öldüğü gün bende ölmüştüm. Mezarında hala iki kişinin ismi var, Kendimi toparlayamadığım sıralarda karşıma merry adında bir insan çıktı ona rastladığım sıralarda yıkıntılı bir insandım altı katlı dairede deprem olmuş ve en alt katında imdat çığlıklarını atarken kurtardı beni. ve en büyük eylemini terk ederek gerçekleştirdi. Merry'i çok sevmiştim ama mellery kadar sevemedim onu mellery benim bu hayatta tek nefesim tek gerçeğim olan bir insandı. Öldükten sonra başka bir kadınla yatmamaya yemin etmiştim. Ama yeminimi bir zevk uğrunu bozmuş başka kadınların amında sıcaklığı aramış orospu çocuğundan farkım kalmadığı gün anladım. Tam bir orospu çocuğuydum.. Başka kadınların amında zevk çığlıkları atarken terk ettim yada terk edildim. Mellery için sayısız şiir ve yazı yazdım, mektup ve daha bir sürü şey yaptım. ama ona verecek kadar yüzümün temizlenmesini bekleyip durdum. Yüzüm yoktu benim artık iki yüzlü bir insan olarak yüzüm yoktu. Sonra kendimden haber almaya başladığım sıralarda başka bir kadın geldi sevdiğini söyledi. Sevmek bana göre değildi ben sevilemiyor sevemiyordum kendimi bile sevmediğim şu hayatta başka bir kadını sevme konusunda kendi kabuklarımı makasla kestim kanım aktı...

 Yaşadığım o iğrenç evde çok kanım akmıştı, Galata Kulesinde bir parça eroin için sol bacağıma aldığım eroin yüzünden olan kan gibi. Kanlarım hangi caddede hangi şehirde dolaşıyor bende bilmiyorum bildiğim tek şey kendi beyin ölümümü gerçekleştirmek olduğum. Sıkıntılarımı tanrıda duymuyor artık. Tanrı beni yine öksüz bırakarak eylemini gerçekleştiriyor.



Yazılan bu yazı 7 Haziran Cuma gecesine aittir saat 05:23


Son diye ne kaldı ki hayatımda?


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

KAYRA

    Merhabalar, Nasılsınız En son 20 Haziran 2021 Tarihinde buraya uğramışım gerçekten bu kez araya çok ama çok açtık. Neyse özledik ve geld...