25.02.2013
Güzel başlıklı not -1
Sadece uyumak istiyorum biraz olsun dinlenmek çok zor bir şey değil sanırım. Ama bir daha uyanamazsam endişesi var içimde. Korku bilmediğim korku var içimde.
Keşke başımda bekleyen tanrım olsa, Yada sadece benimle konuşabilen tanrım olsa çok güzel olurdu belki o zaman yaşantım, yaşamım, yaşayacaklarım belki de o zaman daha farklı olabilirdi her şey,
Küçüktüm her seferinde küçük kalmak istedim büyümek hiç mi hiç istemedim ama olmadı.
Babam öldükten sonra 3 yıl üvey annem ile birlikte yaşamak zorunda bırakıldım üç sene işkence gibiydi sürekli dayak ve vücudumda sönen sigara izmaritleri. Ağlamaktan bıkmıştım yorgunluğuma yeni bir yorgunluk katmak istemiyordum.. Her gece yattığım yatağa yatak demeye bin şayit lazımdı belkide... Ama yine yatabileceğim başımı sokabileceğim bir ev vardı babamdan kalan miras ile her gece bilmediğim başka insanların evine sürüklenen oyuncak köpekten farkım yoktu o zamanlarda süs köpeği de diyebiliriz bu duruma. Üvey annemin kumar masasında oyun blöfüydüm çünkü tanrının oyun kartı,, belkide tanrı beni kumar masasında unuttu,,, belkide o gece başka bir kadın ile sevişiyordu belki o gece tanrının spermlerinden dünyaya atıldım bilmediğim çöplüklerde yaşama tutunmaya çalışmam zafer işareti göstermem. Hepsi tanrının bana oynadığı kumar masasındaki oyundu..
Çok küçüktüm hayata kalp kırıklığı ile sınanmaya gönderildim bok gibi hayatın içinde gülmeyi öğrendim tanrımı bir gece kalbinden bıçaklayarak en büyük eylemi düzenledim bombalar patlamıştı melekleri öldürmüştüm gök tanrısı ile yer tanrısını sinir edecek her işi yaptım. Küçüktüm tanrıya kalbim kırıktı. Aynadaki ben değildim aynaya bakmaya dahi utanıyordum yüzümden korkuyordum bir gece beni bıçaklayacak korkusu vardı içimde yüzümü nerede unuttuğumu bile bilmiyordum. Galata kulesine gittim bir gece yarısı oradan geneleve bilmediğim bir kadınla sabaha kadar seks yaptım sabaha kadar tanrıyı sinirlendirdim vücuduma eroin ve alkol kattıktan sonra tanrıyı daha çok kızdırdım. Kızgındım tanrıya kırgındım ben.
O gece seks yaptığım oruspuya para verdikten sonra odasından ayrıldım, yarı baygın yatakta yatıyordu gece 4 yada 5 saatlerinde eroin vermiştim ona oda müptelası olmuştu,, kadında her gece eroin içmeden hiç bir erkeğin sikini götüne ,, amına sokturmuyordu eroini içtikten sonra söylemişti bir kaç cümle bir şey konuşmuştuk pek fazla bir şey hatırlamasam da Kadın üvey annesinin yüzünden düşmüştü bu bok çukuruna acımıştım ona orada bilmediği tanımadığı erkeklerin koynuna girerken küfür etmekten başka hiç bir şey yapmıyordu yapamıyordu vücudu sadece eroine ve sigaraya alışmıştı her gece alkol almadan uyuyamazmış. Çaresiz birinin onu o bok çukurundan kurtarmak isteyişi vardı gözlerinde mavi gözlerinde daha 25 yaşındaydı gençliğine doyamadan 17 yaşında oruspu annesi tarafından üvey abisine defalarca tecavüz ettirilmek zorunda kalmıştı. Bunları bana söylerken yardım bekliyordu ufak bir yardım elimi uzatmamı ve onu oradan almamı bekliyordu. Hayatı daha da bok çukurunun içinde devam etmesini istemiyordu... Yardım edemezdim ona bende yorgundum, başka yorgunluk alamazdım daha fazla bunu yapacak gücüm yoktu.. Ama kadına yinede acımıştım yinede yardım etmek istiyordum düştüğüm bok çukuruna başka biri düşmesini istemiyordum biliyordum derine sürüklendikçe dahada batacağını Son bir kez birine yardım etmek istedim onu o bok çukurundan çıkarttım evime aldım yaklaşık 7 ay evimde kaldı ilk on gün çekinmişti alışık değildi sanırım.
Zaman sonra eskisi gibi olmamayı öğrendi artık gülüyordu yüzünden boşalan güller onu eskisinden daha mutlu ediyordu.. Bende biraz olsun mutluydum güldüğünü gördükçe hiç mi hiç yaklaşmadım o 7 ay boyunca ona,, bir kere olsun yatmadık beraber olmadık. Duyguluydum, mutluydum düştüğüm bok çukuruna başka biri düşmesin diye yardım ettiğim insana dahada derinlere düşmeden el uzattım. Uzatılan eli nankörce geri çevirmedi korudum sadece...
Artık eskisi gibi değildi hayatı söz vermişti eroini birlikte bırakıcaz diye ben sözümde durdum ruhuma daha fazla işkence etmeyi bıraktım ama o yapmadı kendini kurtardığı bok çukurundan eroine aşık oldu. Ve ölüm haberi geldi. Kalbimi kırdı kırılan kalbime eroin vermek istedim o sabah, sabaha kadar eroin verip öldürmek istedim oruspu çocuğunu yorgunluğuma yeni yorgunluk entegre etmek istedim belki düzelir diye. Ama yinede kalbim kırıktı sözünü tutmadığı için yalan söylediği için ...
Biliyorum ki o artık yaşamıyor biliyorum ki yaptığımız konuştuğumuz 7 ay boyunca beraber güldüğümüz kadım yok artık ne tuhaf adını bile söylemedi bana sadece mellery derdim ona ve şimdi mellery artık yaşamımda yok çok tuhaf ben belkide bu yüzden tanrıya kalbim kırık belkide bu yüzden onu hiç mi sevmiyorum...
Tuhaf olan tek şey onun mezarını dahi bilmiyor olmam sadece morgda yatarken yüzünü görmüş olmam...
Sevgili Mellery biliyorum beni affetmeyeceksin ama sen hala benimle yaşamaya devam edeceksin hala verdiğin o deftere bir şeyler karalıyorum hala yazmaya devam ediyorum ölmedim henüz ama çok yakında yanına geleceğim o zaman seninle kaldığımız yerden eroin kullanmaya devam ederiz...
Kim bilir belki sana aşık olurum, kim bilir belki seni yeniden görürüm
Şimdi kendine iyi bak Mellery beni merak etme sakın. Ben iyi değilim.. Eskisinden daha kötüyüm..
24.02.2013
Sin Palabras
Benden uzaklaşma
Bırak sana bakayım
Seni yanımda hissedeyim
Görüyorsun, benden uzaklaşamıyorsun
Beni bırakıp gidemiyorsun
Uyanıyorum ve seni görüyorum,
Benim yanımda ve mutlu göründüğünü hatırlıyorum
Beni izlerken buldum seni
Gözlerini
Kelimeler olmadan
Bakışlar, tebessüm ve her şey…
Yeniden hissediyorum
İnanamazdım, yeniden doğdum, yaşama…
Beni izlerken buldum seni
Gözlerini
Kelimeler olmadan
Bakışlar, tebessüm ve her şey...
Söylenilen en güzel şarkı sözleri bitmeyen, bitirilmeyen en iyi cümleler şiir olsa belki de bu kadar güzel şeyler ortaya çıkamazdı. Belkide kim bilebilir ki..
Sevgili tanrım sana yazdığım bu notu kabul et kabil ile habil gibi sınama beni Ne onlar gibiyim nede Ademin oğluyum sadece kulum işte...
Eroinler artık vücudumda ters etki yaratıyor tanrım Nedendir hiç bilmiyorum ama Beynimin içinde filler orgazm oluyorlar beynimi siken sadece iblis değil iblisin babasıymış gibi davranan tek çocuğu Lucifer iblis kimden nasıl hamile kaldı hiç mi hiç bilmiyorum ama çocukları kötü onu bildiğim kesin.. piç kurusu hepsi, ama yinede insanlardan çok onları seviyorum, insanlar gibi ağı darbe vurmuyorlar, sadece geceleri korkutma eylemi düzenliyorlar hepsi o
Sevgili İblis;
Biliyorum sen beni dünyada kıracak son kişisin sadece kötülük etmeme sebep oluyorsun o kadar ruhum buna alışık tanrı buna alışık, Bünyem eskisi gibi değil artık. Ağır darbe almaya alışıklar kalbim en çok en ağır darbeyi her zaman ona bırakıldı. Nedenleri çok fazla maddesi çok fazla
Mesela;
Tanrı tarafından ilk kez kumar masasında unutulan tek kişiyim
Kumar masasında eroini ilk kullanan tek insanım
Vücuduma işlenen kusursuz yara ve sigara izmaritlerini sildiren ilk insanım her şeyi ilkte yaşamak kusursuz olmalı
Bir kadınla ilk kez seks yaparken dahi kusursuz olmalısın,. Kusurlu olduğun zaman zarar vermeye kalkan çok insan olur her zaman kusursuz olmayı tercih ettim, kusurlarımı örten insanlarda oldu yeri geldiği zaman ama her seferinde bok çukuruna atmayı en iyi bilenlerde onlardı.
Düştüğüm bu bok çukurunda kendimi öldürmek istedim defalarca, yüzlerce belkide binlerce kez yada milyonlarca kez kendi vücuduma ölüm enjektesi ettim ama her seferinde kahrolası azrail canımı almaktan acizlik yaparak kalbimi kırmayı oyun bildi.
Bu bok çukurunda o kadar çok kalbim kırıldı ki, Artık biraz olsun nefes alayım dedim gökyüzüne insanların içine karışarak yer yüzüne çıktım. Çok karışık bir hal almıştı yeryüzü artık eskisi gibi değildi insanlar daha çok kalp kırmaya oyuncak haline getirmişlerdi dünya denilen olayla Ares ilgileniyordu dünya eskisinden daha da bok çukurunun içinde yüzmeye devam ediyordu. Eskisinden daha kötü olduğu için bende eski yerime çöplüğüme gitmeye karar verdim. Bok çukurunda biraz olsun kirliydim,, ama kalbim kırılmıyordu kırılmayan kalbim ile çok iyi anlaşıyordum eskisinden daha iyi sayılabilirdi aramız.
Sonra zaman ilerledikçe yaşadığım bok çukurunda canımın sıkıldığını anladım canım çok sıkılıyordu artık siktir olup gitmeyi tercih ediyordum cennet eskisi gibi değildi,.cehennemde öyle eskisi gibi cehennem değildi. Yaşanılan bu olaylar karşısında tanrı sessizliğine devam etmekten başka hiç bir şey yapmıyordu eskisinden kötü olan gezegen hiç umurumda dahi değildi müzikleri sevmeye karar verdim müzikleri sevdikçe kitaplar ile iç içe oldum kırılan kalbimi buzluğa koymak istedim bir gece yarısı çok kan kayıp etmişti yaşaması mucizeydi eskisi gibi değildi artık yorgundu yalnızdı. Ağlamaklıydı her gece ağlıyordu sıkılmıştım bu durumdan artık kalbimi taşıyacak eski gücüm yoktu.
Karar verip bir gece yarısı buzluğa attım en derinliklere sakladım kalbimi içine jiletler koydum kalpsiz kaldıkça ruhum biraz olsun rahatlamıştı. Ama çok zaman geçmeden bir kadın ile tanıştım Ruhumu ele geçirmiş gibi oyun oynamaya davet etti kırgındım ona her gece kusursuzluğumuzu birbirimizin üstünde gösteriyorduk, tanrıyı her gece kıskandırıyorduk sabah ezanına kadar,, sadece seks ile dolu geceler yaşatıyorduk vücudum buna alışıktı yaşadığı, birlikte olduğum kadınlar alıştırmıştı bana.
Yaşadığım onca kötü duygular yüzünden kahrolası kalbimi jiletle doğramak istedim Acıyordum ona eskisinden çok acıyordum yorgun olan sadece vücudumdu kalbim değildi sadece kırıktı onarmaya çalışan kadınlar her seferinde en ağır darbeyi vererek gitmeyi tercih ettiler sonra hiç eskisi gibi olmadı,, sürekli kırılmaya devam etti sıkıldığımı anlayınca bok çukurunda yaşamımı sürdürmeye devam ettim, Artık eskisi gibi değil biliyorum sadece yorgunum biraz olsun huzurun ellerinde uyumak istiyorum sabaha kadar huzur bulan ellerde..
Belkide huzuru senin kollarında bulurum mellery
22.02.2013
Şizofren Hastanın Mektupları -1
Selam Tanrım
Beklemekten çok sıkıldım tanrım artık rica etsem canımı alır mısın.
Çok yoruldum hayata karşı umutsuz biri oldum kötümser, hayatın amını yurdunu sikeyim her gün bir insan sürekli böyle küfür eder mi kuşkulanıyorum kendime ceza veriyorum hiç bir işe yaramıyor kendimi kötülemekten başka hiç bir boka sahip biri olamıyorum artık.
Yorgunum tanrım hayata karşı beni çok yordun. Her seferinde iyi biri olmadığımı başka birilerine kanıtlamaktan dahi bıktım usandım. Artık elimdeki kibrit sönse bir an önce yanmayı bıraksam yerlere kavuşsam toprağın olsam diye umudum dahi kalmadı. Her gün bozuk plak gibi aynı müzikleri dinlemek...
Bu hastaneden bir gün kaçacağım ve kahrolası doktorları bir gün öldüreceğim bana verdikleri ağır haplar yüzünden bir gün dünyayı yakacağım spartaküs gibi isyan edersem dünyayı zalimlerin elinden kurtarmak için isyan ederim. Gerçi onu dahi yapmaya gücüm yok benim şu sıralar...
Sadece kimsenin bilmediği bir şehirde küçük bir dükkanım olsa insanlara kahve yapsam kendi ellerimle kendi seçtiğim müzikleri dinletme fırsatım olsa her şeyi bir tanrı gibi kusursuz planlama gücüm olsa belki o zaman asıl mutluluğu bulabilirim. Ama nedendir bilmiyorum sürekli her şey daha kötü bir çizgide yoluna devam ediyor sanırım beni tanrı unuttu desem isyana girer söyleyeceğim söz. Tanrı bu neden unutsun kulunu bir yerde ona hak vermiyor değilim haklı kulu onu unutalı yıllar oldu çünkü tanrı bu her seferinde affediyor ama ben tanrı olsam çoktan unuturdum başka gezegene yollardım yaşamını orada sürdürürdüm kollarını keserdim belki, belkide bacaklarını keserdim yada gözlerini kör ederdim..
Tanrı beni her gece kör etmişti her seferinde ağır ağır vücuduma eroin sokarak beyaz ne kadar kötü olabilir ki? Diye düşünceye sahip olmamı bana tanrı gösterdi. Aslında beyazı kötülüğe iten bendim bunların tüm sorumlusu bendim.
Beynime artık güvenmiyorum oda beni sürekli yarı yolda bırakmaya meyinleniyor artık sanırsam oda bir an önce benden kurtulmak istiyor. Beynimin içinde yüzlerce belkide milyonlarca soru vardır. Hiç birine cevap veremiyorum. Sanırım beyin ölümüm gerçekleşiyor, sanırım sona doğru yaklaşıyorum..
Müzikler şimdi sussun sadece bir kaç dakikalığına ben konuşucam bir beş dakika!
- Neden kendini öldürmek istiyorsun?
Bilmem
- Nasıl bilmem insan hiç kendinden bıkar mı? Bıkmamalı saçma çünkü?
Ben kendimden bıkmadım ki sadece yorgunum, İnsan bazen kendini bile tanıyamıyor,
- Seni bu kadar hayata karşı karamsar yapan kim peki? Tanrımı yoksa Ailen mi yada kendin misin??
Aslında benim bu kadar kötü olmamı kendim sağladım, aslında küçük yaşta yaşadığım kötü olaylar yüzünden oldu belki zamanında küçük kalmayı öğrenebilseydim bunların hiç biri olmazdı, Yada tanrıya dua etmeyi bırakmasaydım belkide beni sevmeye devam ederdi.
- Duaların gücüne inanmıyor musun peki?
Hayır inanmıyorum insan bildiği bir şeyi sürekli neden tekrar etsin ki saçma doğanın kanunu böyle olmamalı,
- İsyan ediyorsun ama
Ben tanrıya hiç bir zaman isyan etmedim 22 yıl boyunca sürekli bir şeylerin olmasını bekledim durdum, Beklemekten çok sıkıldım yoruldum, bunaldım hayatın kötü yüzü ile karşılaştım her seferinde kötü insanlar el uzattı iyi insanların nasıl bir şey olduğunu oldum olası hiç ama hiç bilmiyorum..
- Peki buda bir sınavsa
Artık yoruldum sürekli sınavlara girmekten, bırakın sınıfta kalayım, bırakın cehennemde Lucifer ile yaşayayım..
- Tanrı bilir buna ben hiç bir şey diyemem..
Bazı notlar her seferinde bilir gibisinden sonlar ile biter,
Evet Mellery bir son yazılmalı mı?
Evet josep bir son olmalı mı?
Evet iblis beni öldürmek için elinde hangi silah ile kapıma geleceksin?
Evet tanrım beni kulluktan çıkaran insanlara ne tür ceza vereceksin?
Sevgili Mellery bu notu sana beyazların içinden yazıyorum birazdan kahrolası doktorlar gelecek belki bilmediğim hapları yeniden yutmam için beni zorlayacaklar ama şunu bilmeni isterim, Bir gün ruhum bedenimi terk etme kararı aldığı zaman sorumlusunu bulmama yardım et lütfen.....
Bölüm sonu,,,
Gün gibi yazılan şiirler,
Gün gibi bekleyip bizi durdu...
17.02.2013
Galata
Galata kulesinde bir gece yarısı sokakta bir piç gibi gezerken sol bacağımdan bıçakladılar beni. İnsanın acısı bazen hiç bitmemeli...
Dün öğlen evden çıkıp galata kulesinin önüne geldim hayatımda ilk kez huzur bulmuştum. Galata kulesinin önü benim için anlamı çok büyük bir yer hayatımda ilk kez bıçak darbesini orada aldım. Hayatımda ilk kez sigara ile orada tanıştım ilkim orada oldu bir gün eğer galata kulesi yanarsa bunu ben yapacağıma adım gibi eminim. Öğlen saatlerinde geldiğimde eminönüne geçtim her zaman gittiğim bir yer vardı. Keşke evden çıkarken kalem ile kağıt alsaydım belki çok güzel şeyler yazardım hava buz gibiydi dün,, cumartesileri genelde soğuk olur,, cumartesilerini bazı insanlar sevmez. Cumartesileri ayrılık olur. Sıcak çay eşliğinde telefonuma bazı şeyler yazdım olur olmadık ilk kez belkide bu kadar güzel şeyler yazacağımı bilmiyordum ilk kez bu kadar duygu dolu olacağımı bilmiyordum. ama oldu işte sıcak bir çay ve sigaranın verdiği keyif galata kulesinin önünde benim için saçma şeyler döküldü bir kaçını not aldım bir kaçını sürekli yazdığım deftere yazdım. Belki bir gün ölürsem o defter benimle birlikte geleceğinden adım gibi eminim.
''Hayatım boyunca ilk kez üşüdüğümü biliyorum şuan eminönünde galata kulesinin uzunca karşısındayım. Sıcak bir çay ve sigara eşlik ediyor bana kimsesiz yalnız bok çukurunda hayatımı sürdürmeye devam ediyorum. telefonun not defterine yazıyorum eve geçince temiz bir sayfaya geçerim. Keşke bende yeniden doğsam beni de temiz bir kağıda geçirseler hayatımda sadece bunu istiyorum temiz bir sayfa yanlışlarımı düzeltecek tanrı istesem tanrının oğlu olsam olmayan sevgilime şiirler yazsam. Oldum olası nikotin beynimin içinde seks yapıyor.. yanlışı bilen tek tanrımı diye düşünüyorum her gece yatmadan önce,, soğumuş bardak az önce elime alamadığım cehennem gibi olan bardak şimdi ise oda bana buz gibi bakıyor. En büyük hatam kendime güvenmekle başladı...''
Sadece bir kaç nottan biri Keşke diyorum tanrıda benim için bazı şeyleri göz ardı etmesi diyorum her gece ama tanrı bu isyan etmek olmaz..
Sürekli hayatımın orta yerinde patlayan bombalar bu kez en ağır yarayı verdi. Sanırım bu kez ölmek istemiyorum sürekli ölmek isteyen zebani bu kez ölmek istemiyor korkularımı ele geçirsem belki de ödüm patlar ödüm patladığı zaman ölürüm. En büyük korkum karanlıkta kalmak yada sevgisiz kalmak değil bunları çoğu kez yaşadım..
Karanlık ile çok küçük yaşta tanıştım üvey annemin sayesinde kızdığı zaman beni mahsen denilen bir yere kilitler sabaha kadar gün yüzü görmezdim. Orayı cennet hayal ederdim. Cennet bazen çıkış kapısı derdi büyük babam benim hiç mi hiç çıkış kapım olmadı karanlık dolu odada zifiri karanlık ile dans ettim. Her gece sabaha kadar gözleri kör etmeyi oyun bildim hayata karşı gezegene karşı kör oldum..
Çoğu kez karanlıktan kurtulduktan sonra kendi kollarımı kestim bir daha aynı hataya düşmemek için çoğu kez bilerek düşürüldüm. Bu olaydan sıkılınca bende üvey annemi öldürerek en büyük intihar eylemini gerçekleştirdim... Bok çukurundan kendimi azat ettim bir romalı gibi bir köle gibi azat edilmiş onların başına bela olarak yeryüzünden kaçmış tanrı ares gibi..
Çoğu kez sevgili dediğim insanlar en büyük yarayı verdi. En güzel eylemi onlar düzenlediler bedenimde her gece yatmadan önce bedenimi ruhumdan ayırarak aldığım bu kalp kırıklığı yüzünden galata kulesinin önüne giderek beynimi atmaya karar verdim paramparça olacağını kendi gözlerimle şahit olacaktım şahitlik edecektim... Nikotin ve kahve ile dolu beynime birazda eroin verdim. Hayatımın en büyük yanlışı bir kadını sevmekle başlayacağını aldığım kalp kırıklığını öğrenmek için şiirleri sevmekten yoksul bir adam olacağımı bilmiyordum. Bilmediğim daha çok şey benim ruhumun olup olmadığı idi.
Her şeyi bir kenara koyduktan sonra kahrolası bu gemiyi terk etmeye karar verdim 13 kasım 2012 tarihinde nedendir bilmiyorum ama silah patlamadı o gece. Belkide tanrı böyle ölmemi istemedi istemeyen tanrı o gece beni başka sınava soktu götüme giren ok bu kezde can acımasına bıraktı... Her şeyi bir kenara koydum tüm dertlerimi sıkıntılarımı üzüntülerimi.
Biriken onca dertten geriye kalan tek şey Hüzün ve aldatmaca oldu kendimi aldattığımı bilmiyordum.. Son kez aldığım zarları masanın üzerine olabildiğim güçle fırlattım bende, masanın üstüne düşen zarlar tarihi andırmaktan başka niyetleri yoktu 1 ve 3 zarlar beni kaybettirdi..
İyice bunaldığımı anlayınca ruhuma sarıldım, uzun zamandır geceleri onunla uyumayalı epey zaman olduğunu anladım özlemiştim hayatımda ilk kez ruhumu özlediğimi anladım.
Yediğim kazıklar bu kez ağır gelmiyordu oda alışmıştı karar verdim ölümü bir kez daha geriye ittim biraz nefes almak iyi gelir dedim...
Galata kulesi benim için her zaman çıkış kapısı olarak gördüm Akgün Akovanın'da dediği gibi sevgilim kanatlarım kanatlarım kanatlarım ol benim..
Sevgilim kuleden aşağı beynimi fırlatmayı şimdilik düşünmüyorum ama sen yinede kanatlarım ol benim....
15.02.2013
Yorgunluk
İnsan bazen yorulur mu dedikleri olay bu olsa keşke gerçekten hayatımda ilk kez yorulduğumu anlıyorum bu gece elimde çakmak olsa belkide bu odayı yakarım kendimi yakarım yanmak istiyorum çünkü yorgunluğumu belkide ağır bir ölüm toplar kendime geri getirir.
İnsan çoğu kez hata yapar ben nerede nasıl hata yaptığımı henüz bilmek istemiyorum işime gelmiyor bilgisizlik daha ağır basıyor. Yorgunluğumu biri gelip alsa yemin ediyorum ki bildiğim bütün duaları ederim ona ama insanların yüzlerindeki yorgunluk o yorgunluğu alacaklarını sanmıyorum. Hayatıma giren insanlar yüzünden çoğu kez hata yapmaya meyinlendirildim ve devam ediyor bu olay. Artık bu gezegeni terk etmek istiyorum her sabah aynaya bakmaya korkuyorum her sabah aynı yüzü görmek beni öldürüyor, sabahları belkide bu yüzden hiç mi hiç sevmiyorum neden yada nasıl oldu ama ilk kez sigara içmeden kahve içmeden bir bok yazabiliyorum sanırım artık yeteneğime kavuştum eskiden sigara ve kahve içmeden yazamazdım belkide psikolojiktir bilmiyorum yada ben öyle düşünüyorum yaklaşık yarım saattir aynı müziği dinliyorum başka bir şey yaptığım yok ve salakça olan şeyleri buraya yazıyorum nedendir bunu da bilmiyorum ama yazınca konuşuyor gibi oluyorum hiç olmazsa yanlışımı okuyunca düzeltirim umudu var içimde. Ama malesef düzelen hiç bir şey yok hayat yine kaldığı yerden devam ediyor. Bir kez daha öldürüyorlar bizi bir kez daha diri diri toprağa gömmeye meyilleniyorlar bu yüzden olabilir diyorum. Sevdiğim kişilere dostum dediğim insanlara elimden geliğince yardım etmem,, yardım etmeyi seven biri olmamdan kaynaklanıyor kimseyi kırmak istemem her seferinde kendimi kırmak nimet gibi bir olay. Her şeyi bu yüzden kayıp ediyorum kendimi, kayıp etmem bu yüzden..
İnsan neden kendini kırmaya alışık hisseder ki bunun anlamını bulan insanla saatlerce oturur konuşmak isterim evet neden yani?
Açıklaması olmayan cümleler kurmak cümlenin sonuna noktayı koyacakken sonunda bir soru işareti olması insanı cidden bitiriyor sürekli aynı olayların olması değişen tek şey kalp kırıklığı siktiğimin kalp kırıklığı neden düzelmiyor bunu hiç anlamıyorum tam düzeldi düzelecek derken yeni bir kalp kırıklığı ortaya atılıyor belkide bu yüzden yaşamı seviyoruz işte.
Zaman kavramını bu yüzden çok seviyorum zaman ilerledikçe hayatın nasıl bir bok olduğunu daha iyi anlıyoruz ama bazen zamanın hiç geçmesini istemezken bazen zamanın geçip ölümüme geldiği günü görmek istiyorum ruhum o zaman belki çok mutlu olacak biliyorum benden ayrılması belkide o zaman ona kalp kırıklığı gibi gelecek ama alışır zamanla nede olsa ruh bu beden gibi canı yanacağını sanmıyorum.
Neyse ölüm falan dedik yorgunluk dedik her şeyi bir kenara bırakıp hayatın nasıl geçtiğini bakın. Keşke babam yerine ben ölseydim diyorum bazen kendime bunu her sabah aynadaki oruspu çocuğuna söylüyorum yani kendime ama oda siklemiyor beni artık kendi bildiğini okumaya devam ediyor olur hani bir gün siklemeye kalkarsa o zaman başına çok büyük belalar alacağından korkuyor belkide bu yüzden benden uzak durmayı seviyor.
Kim bilebilir hayatımın ilk kez bu kadar çıkmazlara sürükleneceği ben bunu hiç düşünmedim ben tanrı olsam insanlara çoğu kez yardım ederdim yoksulu daha yoksul etmezdim mesela... yoksuluğu çok ama çok iyi bilen bir insan olmamdan kaynaklanıyor ama tabi bunu burada söylemek ayıp olur elimden geldiğince yardım ettiğim insanlar var gücümün yettiği yere kadar aç bırakmayacağım onları,, ölürsem bu yüzden kahrımdan ölürüm işte sırf kendime acıdığım için değil onlara üzülürüm yoksa kendi hayatım sikimde bile değil şurada şimdi ölsem mutlu olurum belkide ama tanrı istemiyor işte
Her şey bir gün iyi olur umarım umudum hala var.. En bitkin halimde bile bir umudum var..
İnsan neden kendini kırmaya alışık hisseder ki bunun anlamını bulan insanla saatlerce oturur konuşmak isterim evet neden yani?
Açıklaması olmayan cümleler kurmak cümlenin sonuna noktayı koyacakken sonunda bir soru işareti olması insanı cidden bitiriyor sürekli aynı olayların olması değişen tek şey kalp kırıklığı siktiğimin kalp kırıklığı neden düzelmiyor bunu hiç anlamıyorum tam düzeldi düzelecek derken yeni bir kalp kırıklığı ortaya atılıyor belkide bu yüzden yaşamı seviyoruz işte.
Zaman kavramını bu yüzden çok seviyorum zaman ilerledikçe hayatın nasıl bir bok olduğunu daha iyi anlıyoruz ama bazen zamanın hiç geçmesini istemezken bazen zamanın geçip ölümüme geldiği günü görmek istiyorum ruhum o zaman belki çok mutlu olacak biliyorum benden ayrılması belkide o zaman ona kalp kırıklığı gibi gelecek ama alışır zamanla nede olsa ruh bu beden gibi canı yanacağını sanmıyorum.
Neyse ölüm falan dedik yorgunluk dedik her şeyi bir kenara bırakıp hayatın nasıl geçtiğini bakın. Keşke babam yerine ben ölseydim diyorum bazen kendime bunu her sabah aynadaki oruspu çocuğuna söylüyorum yani kendime ama oda siklemiyor beni artık kendi bildiğini okumaya devam ediyor olur hani bir gün siklemeye kalkarsa o zaman başına çok büyük belalar alacağından korkuyor belkide bu yüzden benden uzak durmayı seviyor.
Kim bilebilir hayatımın ilk kez bu kadar çıkmazlara sürükleneceği ben bunu hiç düşünmedim ben tanrı olsam insanlara çoğu kez yardım ederdim yoksulu daha yoksul etmezdim mesela... yoksuluğu çok ama çok iyi bilen bir insan olmamdan kaynaklanıyor ama tabi bunu burada söylemek ayıp olur elimden geldiğince yardım ettiğim insanlar var gücümün yettiği yere kadar aç bırakmayacağım onları,, ölürsem bu yüzden kahrımdan ölürüm işte sırf kendime acıdığım için değil onlara üzülürüm yoksa kendi hayatım sikimde bile değil şurada şimdi ölsem mutlu olurum belkide ama tanrı istemiyor işte
Her şey bir gün iyi olur umarım umudum hala var.. En bitkin halimde bile bir umudum var..
10.02.2013
Üvey anne
Cümle kurmayı ilk öğreten sevgilimin anısına onu dün gece yarısı boğazını keserek intihar eylemi düzenledim.
Dün gece aldığım alkolün etkisi ile yalnız başıma plan yaptım hayata karşı aldığım cezaları bir bir biriktirerek göz önüme koymayı tercih ettim. Dün gece ben bir insanı öldürdüm. İntihar edenlerin tanrısı oldum.
Hayat çok boktan bir yer gezegeni yaratan tanrı her zaman hata üstüne hata koymayı iyi biliyor sürekli tanrı demem onu benimsememiş olmam dinsiz bir insan olduğum anlamına geliyormuş bana bunu beni çok seven bir insan söyledi. Sevdiği için iyiliğimi istedi.
İyiliğimi kim istediyse bu güne kadar benim parçalarımı sökerek gitmeyi tercih ettiler.
Henüz 6 yaşındaydım babamı kaybetmemin travmasını yaşıyorken başıma üvey baba denilen bir insan çıktı. Hayatın o yaştan sonra daha bok haline döndü.
Bilirsiniz üvey babası olan insanlar her gün dayak yerler genelde öyle oluyor çünkü iyi bir insan yoktur bu hayatta her insan kötüdür kendimce bende kötü bir insanım iyi birisi değilim her zamanda bunu söylemekten gocunmam asla hayattan gocunduğum kadar belkide hiç bir şeyden gocunmamışımdır.
Kahrolası hayat bana nankörlük ediyor çünkü, 6 yaşında şiddet eylemi ile tanıştım çok güzel bir duygudur. Henüz o yaşta dayak seslerinin nasıl bir şey olduğunu öğrendim.
Küçüktüm evden kovulmak istendim insan sevdiği bir adam uğruna çocuğundan nasıl vazgeçer dedikleri olayı bana öz annem tattırdı evet öz annem sevdiği adam uğruna beni evden kovmak istedi.
Hayata karşı bir duygum bir düşüncem olmadı hiç sevmiyorum hayatı tanrıyı sevmediğim kadar...
Hayatımın orta yerine bomba attılar bundan yıllar önce o zaman sol elim koptu yerine bir daha oturtamadı doktorlar, doktorlar beni o gece,, ölür bu çocuk dediklerinde keşke bıraksaydınız beni demek isterdim. Ama yemin etmişlerdi doktorların yemini insan kurtarmak.. keşke benim için o gün yeminlerini hiçe saysalar idi. Keşke,, doktorlar beni duymadı yeminlerinin gereği beni kurtarmayı ant içtiler ve kahrolası hayata yeniden geldim..
Her gece kahve ve sigara tüketmiş olmamamın tek nedeni, her gece müziklere bağlanmamın tek nedeni kendi yaşadığım hayatı anlatmak.. Yaşadığım hayatı sevmiyorum sadece
Dün gece gazete aldım bir kaç sayfasını okuduktan sonra en arka sayfaya geldiğimi ve gazetenin biteceğini gördüm en arka sayfada resmim vardı dehşete düştüğümü hayatın nasıl bir bok olduğunu bir kez daha anladım.
Hayat bana yine oyun oynamıştı..
Sırtımda duran sigara izmaritleri ve kırılan bardak izleri üvey annemin şaheseri aslında bakılırsa ressam olsa sırtımda uyguladığı işkenceleri beyaz bir kağıda geçirse belkide benim sayemde ödül bile alır. Sırtımın şaheserini üvey anneme borçluyum çünkü.
Dün gece köşede duran resim onun resmiydi..
ve altında bir kaç satır yazı..
''Bunalıma giren 49 yaşındaki AYŞE K. adlı kadın evinde gırtlağını keserek hayatına son verdi''
Evet gerisi yoktu gazetede nerede olduğu gibisinden hiç bir şey yoktu kadın kendini öldürmüştü. İlk okuduğumda sevinç çığlığı atmak istedim ölmüştü çünkü her gün ölümünü istediğim kadın kendi canına kıymıştı. Mutluydum zafer benimdi çünkü...
Bir yandan kalbimin kırıldığını hissettim sevmiyordum doğru o kadını hayatım boyunca affetmeyecek idim evet hayatımı cehenneme çevirmişti çünkü bu yüzden kızgındım ona ama yine üzüldüm böyle ölmesini asla ama asla istemezdim o kadını terk edeli yıllar olmuştu tek bir gün bile aramayı düşünmedim.
Hayata karşı bu kadar dolu olmam onun yüzünden ama artık kendisi bu hayatta değil ölü biri çünkü
Böyle olmasını asla ama asla istemezdim. Böyle acı verici bir şekilde kendi canını almasını istemezdim sonuçta beni hayata karşı bütün kötülüklerden korumuştu. Zararı sadece para duygusuydu parayı çok sevmesi ölen babamın paralarını yemek gününü gün etmekti.
Aradan bir iki saat geçtikten sonra banyoya gidip elimi yüzümü yıkadım aynaya bakmak istemiyordum çünkü acımasız biri değildim asla istemezdim acımasız biri olmayı ekmeğim olduğunda dahi paylaşmayı en iyi bilen insanımdır çünkü.
Saatler geçtikten sonra bi iki yere telefon açtım olayın aslını öğrenmek istedim sadece..
Öğrenmişti daha fazla acıya katlanamadığı için düştüğü alkol ve kumar masasında her şeyini kayıp ettiği için ölmek istetiği olur olmadık kötü şeylerin olduğunu öğrendim evet alkolü çok severdi kumarı da öyle aslında kumar masasına oturduğu zaman beni de kedi gibi yanında oturtmayı severdi onun şansıydım çünkü şans olmak melek olmak gibi bir şeydir derdi bana onun meleği olmam her zaman kazanması, her gece kazanması mutlu ediyordu,, o mutlu olduğu zaman bende yemek yemeye hak kazınıyordum,, kaybettiği zaman ise sabaha kadar dayak yiyordum dayaklar sabaha kadar devam ediyordu yorulduğu zaman beni dövmeyi bırakıyordu. Uğur meleği bazı geceler uğur getirmiyor oruspu çocuğu derdi bana senin yüzünden bu gece çok büyük para kayıp ettim der sabah ezanına kadar döver.
Her gece her sabah bu olay tekrarlanır olayın gidişatına göre benim yüzümde aslında en çokta kalbimde acılar ortaya çıkardı. Acıyı en iyi tadan insan benim çünkü.
Öldü kendisi benden önce hayatı terk etti geride bana dair en ufak tek bir not dahi bırakmadan siktir olup gitti yine benim kalbimi kırmakta ustalık gösterdi çünkü..
Ve bu sabah bilinmeyen bir numaradan gelen arama
Öz kızı beni aradı mezarının yerini söyledi ve yarın sabah beni bekleyeceğini dile getirdi söylemesi gereken olayların ne olduğu umurumda bile değil umurumda olan tek şey üvey ablamın bana hangi gözlerle bakacağı kalbimi kırdığı günleri unutmuyorum beni kurtaracağı günleri unutmuyorum söz verip gittiği günleri ve sözlerini tutmadığı günleri hiç bir şeyini unutmuyorum kalbim kırık evet sırtımda olan sigara izmaritleri geçti bardak izleri hala var özellikle sol bacağıma aldığım bıçak darbesinin izi hala duruyor...
Sayın tanrım ben ona hakkımı helal ediyorum çünkü ben onun kumar masasında kayıp ettiren tek insanım.
Bir gece tüm varlığını kayıp ettirdiğim gün evi terk ettim kaçıp gittim her şeyi geride bırakarak tanrıyı kayıp ettiğim gün üvey annemi borç batağına attım...
Zafer artık onun boğazını keserek kendisinin ne kadar kötü biri olduğunu bir kez daha kanıtlamış oldu çünkü..
Beynimin içinde sadece bir kaç cümle kaldı..
Evi kanlar içinde kalmasının tek nedeni ben miyim acaba???
Palyaço
Son sigara'm;
Beynimin içinde dolaşan kan parçacıklarına sesleniyorum allah belanızı versin. Yeni bir darbe vuran insan senin de allah belanı versin. Her zaman yakın çevremden aldığım darbeler yüzünden yüzümde oluşan kanlar aslında bakılırsa bir köleyi andırıyor. Masum biri değilim olmadım da hiç bir zaman sadece hayata kırgınım....
Hayata kırgın olmam kendimden kaynaklanıyor bu bok çukuruna düştüğüm günden beri olur olmadık işler aştı tanrı başıma sayın tanrı affetme gibi bir duygusu yok bunu palyaço söyledi. Palyaço benim en iyi dostumdur iblisten sonra gelir onun sözleri benim için tanrı gibidir.
Bu bok çukurunda o kadar çok sıkıldım ki, hayatıma atılan bombalar yüzünden vücudumun her yerinden oluk oluk kan aktı sadece çift karakterli olmamda bu yüzden kaynaklanıyor sanırım.
Bir gece yarısı ruhumu köşe başlarında kendini pazarlarken görmüştüm oruspuluk yapıyordu kendini satıyordu bilmediği tanımadığı kadınlara, hangi kadın aldıysa ruhu işkence uyguladı ruhumda.
Yorgundum bu bok çukurundan kurtulmak istiyordum sadece kaçıp gitmek ve bir daha gelmemek aklımda bunu canlandırmıştım istanbulu terk edecektim yeni bir yaşama başlayacağımdan memnundum. Olmadı hayatımın orta yerine düşen bombalar buna izin vermedi..
İzin almak bana göre değildi tanrı ile aram bozuktu her şeyi bir gece kumar masasında kayıp edince ruhumda o gece beni terk etti. Saçma olan ruhumun beni bir kaşık suda boğmak istemesiydi. Saçma olan bu bok çukurundan ne zaman kurtulmak istememdi.
Bir gece alkolün ve eroinin etkisi ile başıma dayadığım silah ile kendimi öldürmek istedim eğer silahın tetiğine dokunursam ölme ihtimalim yüzde 98'idi.. Geriye kalan yüzde 2'lik kısım ruhuma hediyem idi.
Yapamadım o gece kahrolası tetiğe dokunamadım sırf dokunmak için içtiğim alkol ve kullandığım eroinin belkide hesabını tutmayı bıraktığım için böyle oldu.
Ruhumu o gece çırıl çıplak bırakınca tansiyonumun yerlerde olduğunu hissedebiliyordum.
Ben yine salak rolünü oynamaya karar verdim...
Palyaço'nun tanrı tarafından kalbi sökülünce her gece onu dinlemeye karar verdim. her gece rakı içerdik müzik dinlerdik beraber sabaha kadar, güneş doğduğu zaman elimizdeki rakı şişeleri ile kahrolası dünyaya küfrümüzü basmayı ihmal etmiyorduk kırgın olduğu kadar, kırgındım palyaço benim gibiydi oda beş yaşında babasını kayıp edince sırtında sigara izmaritleri söndürülünce yüzünü bir gece jiletle doğramış o günden geçen senelerce sadece sigara içer kimselerle konuşmaya tenezzül etmeyen biri olarak bilinirmiş beni gördüğü gün kahvede tanıştık her gün aynı yerde otururdu ben sürekli o kahvede anılarımı yazardım olur olmadık her boku o boş sandalyelere anlatır boş bardaklarla konuşurdum saçmaydı ama çok güzeldi kimse yoktu sırtımdan vuracak insan yoktu artık...
Uykusuz dolaşmayı bana palyaço öğretti insanların kalbini kırmamayı da palyaço öğretti. Palyaço bana çok şey öğretti ama her seferinde yanıldı yanıldığı kadar kırıldı..
Palyaçolar kırılır mı hiç dediklerinde onlarında kalbi var diyebiliyordum. Benim yok demişti
Kalbi olmayan benim,
Benim adım peygamber ibrahim ateşe atılan ateşi söndüren ilk peygamberim allahın kuluyum sadece gönlü kırılan ibrahimim benim gönlümü put sanıp kıran insanlar her seferinde ruhumu parçalayan insanlardı aslında.
Tanrıyı gördüğüm gecelerde kalbi soğuktu onunda
Ben tanrı olsam insanlara kalp vermez onları odun yapardım.
Ben tanrı olsam müzikleri kutsal yapardım. Dinlemeyenleri bir bir jiletle kulaklarını keserdim.
Tanrının soyundan geliyorum ama onun öz evladıyım sadece annemin kim olduğunu bilmiyorum o kadar.
Hayata kırgınım kırgın olmamı isteyen insanlar yüzünden saçma saçma düşüncelere sahib birisiyim her gece müzik dinleyerek yatan birisiyim.
Ben peygamberlerin soyundan gelmiyorum onlar benim soyumu tükettiler beni ateşe atmakla
Artık kitap bitecek sanırım ben o sabahı görmeyeceğim kutsal kitabın bittiği gün tanrı ile aramdaki bağları keseceğim...
Jiletler her zaman işe yarar sadece yorgun olduğum zaman... dilimi ve kulaklarımı bu kez ben kesiyorum sayın tanrım...
8.02.2013
Şizofren Hastanın Son Mektubu
Sayın Tanrıyı artık ağzıma almayacağım,
Bir son olması şarttı, her şeyin bir sonu var demişti. Annem benim sonum bu yazı ile geldi.. Sevgili annem ve mellery artık beynim ile olan savaşı ben kazandım eroini tamamen bıraktım kullanmıyorum.
Mellery iblis ile aramdaki bağları kopardım dün gece ruhumu elinden kurtardım. Her zaman demişimdir iblis benim en iyi dostumdur diye ama dün gece oda bana nankörlük edince biraz olsun onun da yüzünü görmüş oldum.
Sayın tanrı ile oynadığım kumar masası, rus ruleti ve bir çok benzeri savaşta birbirimize ağır darbeler vermekten başka hiç bir şey yapmadığımızı anladım, dün gece bu kararı vere bilmek için çok uğraştım kendimle kendimi eroin komasına soktuğum o geceyi asla ama asla unutmayacağım. İşte ben bu yüzden sevdiklerimi zarardan başka bir şey vermedim.
Dün gece beynime uyguladığım ağır şizofren düşünceleri bir kenara koymam gerekliydi ama yapamadım nedendir bilmiyorum ama ruh halimden memnun olamadığım için tabi birde kalp kırıklığı var işin içinde hayatımda aldığım kalp kırıklığı ki almaya da devam etmekteyim. Yeni düzen kurmayı öğrendim hayatıma soktuğum kadınlar ve insanlar sürekli sırtımda iz bırakarak siktir olmayı tercih ettiler istanbulu terk etmek istedim bir gece yarısı bu şehirden uzaklaşırsam belki hayata sıfırdan yeniden bilmediğim bir yerde başlarsam belki daha mutlu olurum düşüncesi vardı yanılmıştım oraya gidersem kaçtığımı yenildiğimi zayıf biri olduğumu anlayacaklar diye gitmedim terk etmedim kahrolası istanbulu.
Sevmiyorum istanbulu nedeni çok önce tanrı ile olan aramdaki bağlar yüzünden sonra dinsizleşmem.
Dinsiz birisi miyim hayır değilim.
Sadece yorgunum, sadece ruhsuz birisiyim,
İsa peygamberin yalnızlığını en iyi ben anlarım, babasız doğmasını en iyi ben bilirim, ailenin önemini, sevgiyi sevilmeyi en iyi ben bilirim, yoksulluğu, acıma duygusunu, her şeyi en iyi ben bilirim,
Nasıl yani?
Ben bu dünyaya sınanmak için gönderildim,
Önce babam terk etti beni,
Sonra üvey anne denilen kadından şiddet gördüm, sırtımda iz bırakarak çekip gitti
Sonra üvey baba denilen insandan her gece dövüldüm.
Sokaklarda yaşamayı öğrendim çok güzel yerlerdi.
Eroini ilk orada öğrendim, sigarayı, alkolü ilk orada tattım her şeyim sokakta başladı.
Hastaneye yatmayı kendimce iyi olacağıma emin olarak randevu aldım karar verdim iyileşmeden çıkmayacaktım.
Şaka gibi bir şey oldu bir başka kadın tuttu beni onardı yaralarımı kendi elleriyle temizledi inanılmazdı, Her gece yanında uyurken dokunmazken ona aşık etmişti kendine beni. Ruhum artık huzur buldu diyebilmiştim.
Sonra her gece ruhum mutlu bir şekilde uyumayı öğrenmişti
Saçları tanrının ona verdiği en güzel hediye idi, Her gece o uyuduğunda koklamadan yatmazdım masum biriydi dünyanın en iyi kalpli insanı diyebiliyordum.
Masum olduğu kadar saftı.
Sonrası olmadı hiç beni kendi elleriyle kollarımı kesti o geceyi de unutamam jiletlerle kollarımı kestiği geceyi canımın yandığı o geceyi belkide her sabah aynaya baktığımda karşılaşıyorum.
Karar verebilecek yaşa geldiğimde ruhumu iblise sattım.
Çok kötü bir duygu insanın ruhunu bırakması o duyguyu yıllar önce çok iyi tattım.
İçeride olan çocuk her zaman ağladı.
Yeni düzen kurmak istedim. Sıfır benim için hayatıma soktuğum en iyi sayıydı, Her zaman sıfırdan başladım hayata sürekli yanıldığım oldu zaman zaman dingilsizliğim zaman zaman yorgunluğum. Beynimi bir gün galata da gördüğümde dehşete düşmüştüm beynimi söktüğüm o gün galatadan aşağıya attığım gün,
Sevgiyi karaköy sokaklarında arayan ucuz fahişeler, fahişeliğe iten oruspu çocukları sadece çocukları nankör olan insanlar yüzünden bok çukurunda oynamaya devam ettim. Sürekli elime aldığım kalem ve kağıt yüzünden vücudumda şiddet görmeyen hiç bir yerim kalmadı.
Müziklerle tanışmam belkide buradan geliyor,
Ağır şizofren birisiyim artık okuduğum her yazıyı beynimde tutamayan ağır şizofren sanırım benim ölümüm yaklaşıyor bu kez eminim. Sayın tanrım benim affet
Doğumu: 06.01.1991
Ölümü: Henüz bulunamadı
Bozuk plaklar artık benim için çalıyor kilisede benim için ayin düzenleniyor ruhumun küllerini haliç'e dökün. Huzur bulsun..
Bir son yazılmalıydı benim sonum artık geldi diyebiliyorum
Allah rahmet eylesin,
3.02.2013
Tanrı ile konuştum
Tanrı ile aramdaki bütün bağları kesiyorum bana ulaşamayacak işler için elimden geleni yapacağım. Ben ne kadar tanrımdır desem de mutlaka aksilik çıkacak ve yarı yolda kalmasını istemeyen sadece bir kulum, tanrı bu insan taptığı inandığı varlığı neden yarı yolda koysun ki? Saçma işte koymaz yapamaz bunu
Küçük olmam beynimi bir kaşık suda boğmama engel değil
istesem yapabilirim kendimi boğabilir öldürebilirim ama işin içinde ruhum var.
İnsanları tanımayı bana babam öğretmişti kısacık
hayatında çok şey öğretmişti ama çocuk olmam aklımın beynimin henüz yeni yeni
gelişmesinden dolayı dediklerini anlamayacak kadar küçük olmam,, hayatı belki
de bu yüzden geç anlıyorum. Belki de bu yüzden ağır şizofren birisiyim. Belki
de bu yüzden kendimi hastaneye yatırma gücü içindeyim ama normalde çok güçsüz
birisiyimdir kendimi öyle biliyorum tanrıyı bir gece kumar masasında kayıp
edince güçsüz olduğumu o zaman anlamıştım.
Yorgundum telefonuma atılan mesajlara dahi bakmaya
üşeniyordum hayattan ve tanıdığım insanlardan o kadar çok kazık yedim ki sırtım
afrika haritasına döndü sol omzumdan karım bölgeme doğru giden bir yol gibi
hançer izi var aslında ben ona iz dememin nedeni sevgiyi vermiş olmamdan kaynaklanıyordu.
Küçüktüm hayatı yeni yeni öğrenmeye başlamıştım ne
olduğunu gezegenin ne işe yaradığını bilmediğim için küfür ettim alkol aldım.
Belki de bu yüzden eroin ve kahve ile dolu vücudum belki
bu yüzden bu bok çukurundan kurtulamıyorum beynime sürekli ateş ediyorlar.
Alıştım artık ben her şeye alıştım zaman gösterdi bana zamanın ne olduğunu bir
zamanlar üvey annem tarafından sokak ortasında dövüldüğümde anlamıştım. Ağzımı
yüzümü burnumu şeklim şemalim değişene kadar dövmüştü çok korkmuştum o gün hatta ölmek bile istedim. üvey annem beni
aslında her gece yatmadan önce döverdi sinirini çıkardır rahatlardı orgazm
olurdu.. bende dövmediği gün olduğu
zaman çıldırırdı yanına kimsecikler yaklaşamazdı.
Küçüktüm babamı henüz beş yaşında kayıp edince yurda verilmek
zorunda kaldım devlet baba yetim dedi sokaktaki insanlar gerçek adımı söyledi
piçsin sen dediler haklıydılar evet ben artık bir piçtim kusursuz tanrının
oğluydum…
Yediğim dayaklar atılan kazıklar sayesine hayatın orta
yerine bomba atmaya karar verdim bende bir gece yarısı kiliseye bomba atacaktım
kilisede ayin yapan insanlar ölecekti bende ölecektim ruhlarını bedenleri ile
birlikte ikiye ayrılacaktı.
Küçük olmam hayatın nasıl yada şeklini merak etmeme hiç
mi hiç merak duygusu yaratmadı sadece korku vardı başkada bir bok olmadı saden
ilerleyen zamanlarda.
Artık karar vermek zorundaydım ölmek için geri sayım
tuşuna dokunmalıydım game over olmalıydı bu oyun.
Ya dedim ya bir daha dönersem hayata o zaman tanrının
yüzüne nasıl bakarım diye kara kara düşünmeye başladım. Yorgunluğumu bir kenara
koyup sigara içmeye karar verdim..
Yediğim dayaklar vücudumda sönen sigara izmaritleri belki
de sigarayı bu yüzden seviyorum kim bilebilir ki üvey annemin üzerimde
söndürdüğü sigaralar sayesinde sigaraya aşığım bunu tanrıdan başkası bilemez
doğru ama ya yanılıyorsa tanrı bir yerde hata yaptıysa sonuçta tanrı ama onunda
hata yapmaya hakkı vardır diye düşünüyorum. Yaratıcının kusuruna ben örtmek
istemiyorum yorgunum çünkü bir o kadar da güçsüz. Ağlamaklı
Ben sayın tanrının oğluyum ama hangi kadından ortaya
çıkmış hangi kadın ile birlikte olduğunu bilmeyen tanrı tarafından ortaya
atılmış piçim ben.
Artık bir son olmalı diye düşünüyorum her şeyin sonu
olduğu gibi şiirlerin, müziklerin, kitapların, filmin dahi sonu var benimde bir
sonum olmalı yoksa aksi taktirde yanlışı oynayan taraf tanrı olur. Ben tanrının
oğluyum ama tanrı gibi güçlü biri değilim peygamberler gibi doğa üstü
güçlerimde yok henüz ama olsun tanrının oğluyum adım var soyadımı henüz ölen
babamdan kaldığı için onu kullanıyorum . Ölürsem tanrının soyadını alacağım.
Aklımı kaybetmeye son
Üç,
İki,
Bir,
Her şeyin bir sonu vardır. Derdi ihtiyar balıkçı her şey
başladığı gibi güzel gitmez.
Haklıydı ihtiyar balıkçı benim sonum topraktı ondan
sonrası cehennemde iblis ile geçirecektim bütün gün boyunca sırtımda olan
yaraları temizleyecekti ama söz vermişti iblis sırtımda açılan yaralar üzerine
yeni bir yara açılmayacaktı sadece,
Yanacaktı.
Yanıp kül olacaktı. Bende hayatın nasıl bir şey olduğunu
iblis ile konuşmaya karar verince anlayacaktım sonrası şairinde dediği gibi
iyilik sağlık…
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)
KAYRA
Merhabalar, Nasılsınız En son 20 Haziran 2021 Tarihinde buraya uğramışım gerçekten bu kez araya çok ama çok açtık. Neyse özledik ve geld...

-
Hadi bu gece yeni bir intihar eylemi bulalım insanlar bu duruma şaşırsın, hatta insanlar bu durumu ayakta alkışlasın, yada sabaha kadar b...
-
Ölüm habercisi işte bu ipi yapmak çok istedim.. boğazıma geçirmek ve gezegeni terk etmek istedim. Eğer bunu yapsaydım belkide beyn...