21.04.2014

Son Yazı


  Kendimden kurtuluyorum artık ruhumu bir iblise emanet ediyorum. Eroin ile yaptığım dansın son evresinde başarılı sayıldım. Aldığım alkolün mutlak bir olay karşısında dik durmayı öğrendim, bana yanlış yapmamayı yanlışımın mutlaka bir evresinde tokat gibi suratımda patlayacağını bildiğim için yanlışlarımı terk etme kararı alıyorum. Aldığım mektupların aslında bir boka yaramadığını sadece ruhuma işkenceden başka bir şey olmadığını bana gösteren üvey anneme saygılar olsun. Bakireliğini kaybetmiş bir küçük kız gibi dolanmaktan ve başka insanlara ruhumu satmaktan aslında ruhumun bir boka yaramadığını öğrendikten sonra başladı her şey önceleri soğuk kanlı davranmaya çalışsam da başarılı olamadım hata yaptım elime yüzüme bulaştırdım her şeyi ama her şeyi birbirine kattım ispanyada bir kilisede dua ederken papaza yalvarmak yerine isa'ya dua ettim mutlaka bir kurtarıcının beni kurtarmasını bekledim bir kurtarıcı şarttı beni bu hayattan kurtaracak biri gelecekti tanrı insanları için bir oyun hazırlamıştı ve bende o oyunun bir parçası olmak yerine yöneticisi olmayı seçtim. Hatalarımı başka birine yüklemek daha kolaydı nankör biri olduğumu tanrıma göstermek için iyi bir kavram şarttı ve o kavramda yanlışlarımın da olması şart olacaktı. Sadece bekledim bir orman kenarında buz gibi havada yıllarca bekledim durdum bir mesih, bir ilah, bir kurtarıcının gelmesini bekledim peygamber dahi olsa kabulüm olacaktı hatta tanrıyı bırakacak ona tapmayı seçerdim. Kutsal bir kitap yazmak yerine kurtarıcıyı bekledim ömrümün yarısı o kurtarıcıyı beklemekle geçti ne zaman geldiği gün oldu o zaman kalbim kırıldı cesedimin başına oturdum ağladım en iyi yapabildiğim iş ağlamaktı bende oturdum ağlamayı seçtim birazda morfin sülfat kullandım birazda eroin kullandım o kadar çok kullandım ki beynimde bir ordunun savaştığına ve o ordunun yenilgisine şait olabilecek kadar lsd maddesi kullandım yada adı her ne boksa işte...

  Kaybolmayı o kadar iyi öğrendim ki bir daha kimsenin beni bulmaması konusunda çok ustalaştım kimsenin karşısına çıkmamayı en iyi ben bildim bir mezarın başında saatlerce ağladığım günleri de hiç bir zaman unutmadım sadece yalanlarla dolu bir hayatın nasıl gideceğine dair biraz bilgi edinmekti amacım, amacım aslında kendime yardım etmekti kendime bildiğim bütün yalanlarım tükenmişti artık daha fazla kendimi kandırmak yerine doğrularla karşılaştım o doğruları bir bir tuzağa düşürüp hepsini polyannanın ormanında yaktım. Kırmızı başlıklı kızın kurt ile olan savaşında başarılı olmasını sağladım, süper kahramanların aslında birer hayal gücü olduğunu ve o hayallerin bizler için kurgulandığını öğretmek için sarhoş oldum o kadar çok içtim ki aslında bir süper kahramana ihtiyacımın olduğuna ve beni tanrı ile olan savaşında yanımda bulanacağına inanmak konusunda içtim. Yunan tanrılarının aslında tanrıyı öldürmek için uğraştıklarını hiçbirinin gücünün olmadığına şait olduğum için kendimi kaybettim, bileklerimi kestim. Kendi derdimi gülerek anlattığım için sarhoş oldum bu gezegende ne zaman bir kadına aşık olmaya kalksam mutlaka üzüntü olacağını bildiğim için içtim ve içmediğim günlerde huzursun olacağımı bildiğim için yalan söyledim.

  Kendime o kadar çok yalan söyledim ki kim doğruyu söylüyor kim yalan atıyor bunları dahi ustaca ayırmayı başardım üzüntünün olduğu bir gezegende huzursuzluk söz konusu olması şart olacaktı ve huzur denilen kavramın aslında hiç bir anlam ifade etmediğini zaman denilen bir kavram gösterecekti mutlaka bir çıkar beşinde olan insanlarında işleri olduğu için yanında olacaklarını günü geldiğinde seni bir fahişeden bir farkının olmadığını gösterecekleri günler olacaktı. Fahişelik dünyanın en iyi ve en kusursuz mesleğiydi o mesleği en iyi ve en güzel sunan insanları tebrik etmek ise tanrının çocuklarına düşüyordu tanrı sadece birden çok hata yapmamıştı milyarda bir ender görülen bir hastalığa yakalanmıştı milyonda bir tanrı için sadece bir sayı anlam ifade ediyordu tanrı milyarda bir görülen hastalığa yakalanmak zorunda kalmalıydı hatta trilyonda bir hatta katrilyonda bir görülen hastalığa yakalanmalıydı yakalanmalıydı ki çünkü insanlar bir daha asla ama asla hata yapmalıydı sırf bunun için kendime yalan söylemeyi seçtim sırf bunun için tanımadığım kadınlarla seviştim ve sırf bunun için o gecenin anısına tanımadığım kadınların dudaklarında dünyanın ne kadar da boktan bir gezegen olduğununa tanık oldum. ve şimdi hiç bir şeyden pişman değilim yine olsa yine yaparım yine olsa yine başka kadınlarla yatar gerekirse o kadınlarla sevişirim.

  Şimdilerde kendime daha fazla yalan söylüyorum şimdilerde kendimi daha çok aldatıyorum bir sevgili aldatır gibi bir dini aldatır gibi aldatıyorum bir çıkış yolu bulana kadar bu böyle devam edecek mutlaka bir çıkış yolu bulmalıyım bunu çok iyi biliyorum ama üzüntü olacağından dolayı sadece bekliyorum bir ışık bir kurtarıcı bir melek bir şey her neyse işte bir ilahın gelmesini bekliyorum ve işte o gün son olacak benim ve bütün yaşantımın sonu olacak ve bir daha asla ama asla bu dünyaya gelmeyeceğim cehennem denilen yer varsa oraya gider gerekirse orayı da karıştırır tanrının işini bozarım gerekirse cenneti yakar bütün peygamberleri kurtarır adımı bir yunan tanrısı olarak adlandıra bilirim.. Artık iyi bir sonu beklemiyorum kötü bir son beni bekliyor bu gün yada yarın yada başka bir gün ama sonunda olacak bir günü bekliyorum ruhumun sancılı dönemleri bir yana sancısız geçen bir hayat istiyorum bende..........


bölüm sonu...........































15.04.2014

Yolculuk

 
  Beklemekten çok sıkıldım ne yalan söyleyeyim sürekli kendime söylediğim yalanlar artık inandırıcı gelmemeye başladı kendi yalanlarıma inanmamak ve kendime sürekli bir şeylerin düzeleceğine zorda olsa kabullendirmek çok zorlamaya başladı. Hayatımın orta yerine düşen bir atom bombası yüzünden sürekli bir yerlerimden kanlar fışkırmaya ve kendi kanımda yok olmaya başladım. Sıkıldım ne yalan söyleyeyim kendimden, hayatımdan, mutsuzluktan çok sıkıldım mutlu olmaktan çok korkuyorum sonunu bildiğim bir mutluluk o kadar çok korkutuyor ki mutlaka mutsuz olacağımı bildiğim için bir insan neden mutlu olmaktan korksun ki derdim çok eskiden ama zaman sonra çok iyi anlamaya başladım mutsuzluğun en büyük ilham verici kaynağının henüz kimse bulamadı bırakın da bulmasınlar.
 
  Başka bir peron bu sefer 33. peron değil de 50. peron bu sefer gitmek çok istedim o kadar çok istedim ki bir daha geri dönmemeyi sırf bunun için 20 saat boyunca uyumadım gidiş dönüş saatti boyunca o karanlık yolları izledim o kadar güzeldi ki bunun keyfini çıkarmak çok istedim hatta otobüs şoförü bi ara yolu şaşırıp başka bir yere gidiyordu sesimi dahi çıkarmadım yada çıkarmak istemedim bilmiyorum hayatım bir kumar masasında geçti sürekli kaybeden taraf hep ben oldum. En iyi örnek olarak beynime silah dayadığım bir gece yarısı tanrımı blöf olarak kullandığım saatlerde büyük bir hata yaptım kendimi ve tanrımı kaybettim kumar masasında o kadar çok kaybettim ki sayısını, günlerini, hayatımı her şeyimi unuttum sıkılmıştım hayatım yusuf peygamber gibi kuyulara atılmakla geçiyordu. Mutlu olmak en çok benim hakkımdı en büyük hakka ben sahip olmalıydım en büyük pastayı ben yemeliydim ama hiç bir zaman o pastanın en güzel yerini göremeyecek kadar insaflı davrandım. Kimseden bir şey görmemiştim bende adil olmayı seçtim suçlu aramak yerine kendimi suçlayarak geçirdim bütün günümü, bütün ömrümü suçlayarak geçirdim artık suçlamak bir yere sanırım günden güne yok olmaya başladığımın farkına varıyorum.

 Cumartesi günü çok sevdiğim bir insanın yanına gitmeye karar verdim akşam 10 saatlerine bilet alıp uzun bir yolculuğa çıkmaya karar verdim. Pazar sabahı sekizde otogardan beni aldı bütün gün boyunca konuştuk, bütün gün boyunca o anlattı ben dinledim, ben anlattım o dinledi ama yorgundum yorgunluğum otobüs yolculuğunun kozu oldu uykum vardı bir otele gitmem konusunda her ne kadar ısrar etmeye kalksa da gitmedim yalnız bırakmak istemedim o günümü uyuyarak geçirmek istemedim öyle de oldu ne bir otele gittim nede uyumak için bir yere gittim çok güzel gündü benim için yeni bir şehir görmüştüm çünkü ufak bir şehirdi öğrencilerin bol olduğu bir şehir esnaf insanının gerçekten çok yakınlık gösterdiği bir şehir, hayatım boyunca bu kadar çok huzurlu olduğumu hatırlamıyorum benim için unutulmayacak bir gün yaşattığı için her ne kadar teşekkür etmeye kalksam da tarifi imkansız kalır, Üzüldüğüm bir tek bir başka insanı görememiş olmam çok istiyordum ama olmadı. Onun sınavları, stresi nedeniyle ertelendi söz verdim bir daha gelmek konusunda bu sefer bir günde olsa kalmayı kabul edeceğim her neyse o insanı çok sevdiğim, benim gülme kaynağım, meleğim belki okursun bilirim seni, çok seviyorum seni neyse yeter bu kadar duygu dolu mesajlar sonra hüzünleniyorsun ağlarsın falan her neyse işte ıspartayı bana sevdiren veronikaya çok teşekkür ederim benimle geçirdiğin o güzel gün içinde çok teşekkür ederim iyi ki varsın.

  Şimdilerde yeni bir eylemin parçası olmak için gitmeyi seçiyorum kendimden o kadar çok fazla uzaklaştım ki artık kendime kavuşmak istiyorum biraz olsun mutlu olmak o mutluluğu tatmak istiyorum nasıl bir şey olduğunu nasıl güzel bir eylem olduğunu bilmek istiyorum yada ben öyle sanıyorum bilmiyorum yada biliyorum işime gelen neyse onun için uğraşıyorum. Bundan sonra güzel şeyler olur mu olmaz mı zaman gösterecek bunu bana bundan sonra ne tür bir psikolojik davranışlar içerisinde olurum yada ne şekilde güzel eylemler gerçekleşir zaman kavramı ile nasıl bir oyunun içerisinde kendimi bulurum onlara bakıcam artık.

  Her neyse işte benden bu gecelik bu kadar...

Bölüm sonu olsun....




6.04.2014

mutsuzluk



  İnanıyoruz bazı şeylere ve sürekli kırılıyoruz inanmak istiyoruz güven duygusunun içinde yaşamayı öğrenmek istediğimiz gibi, mutsuz olmaktan yana çok fazla yorgunuz ve özellikle ben çok yorgunum tanrıya ettiğim duaların aslında bir köşe başında beklediğine inanıyorum bir yerlerde belkide arka bahçenin bir köşesinde oyun oynuyor ve bu yüzden çok mutsuz biriyim bir kadına sarılmak ve bütün mutsuzluğu onda unutmak istiyorum o kadar çok yorulmuşum ki artık daha fazla bedenim bazı şeyleri kaldıramıyor o kadar çok kırılmışım ki artık kırılmaktan korkan bir peygamber gibiyim birilerine dini inandırmak istiyorum birilerine tanrı diye dua etmek istiyorum. Saatlerdir sadece ama sadece alkol içiyorum sarhoş olamadım henüz hayatın verdiği acımasızlık duygusu mu nedir adını tam olarak bende koyamıyorum yazıyorum sadece en iyi ve en berbat yaptığım tek şey yazmak içimi döküyorum sadece yazılarla dertleşiyorum onların beni anladığına inanıyorum. Artık hayatımda bazı şeylerin değişmesin istiyorum biraz çok değil aslında sadece biraz mutlu olmak istiyorum bu hayatta bir boka yaramadığımı bende çok iyi biliyorum bazı insanlardan duyduğum çok iyi bir insan olduğuma günahım kadar inanmıyorum inanmak istiyorum ama inanmamayı seçmek en büyük kozum oluyor inanırsam eğer bazı şeylerin ters gideceğine ve o tersliklerin hayatımda bir yerlerinde önüme engel olacağını biliyorum. Hayatım boyunca çok şeye inandım bu yüzden inanmak duygusunu çöpe attım bu yüzden benden bir bok olmayacağını adım gibi biliyorum benden bir bok olmaz benim hayatım mutsuzluk ve kalp kırıklığından inşa edilmiş kim ister benimle mutsuz yaşamayı kim ister benimle kavga etmeyi. Kimse! hatta tanrı dahi istemez beni bu yüzden ölümüme izin vermiyor ölürsem eğer cenneti ve cehennem denilen yeri karıştıracağımı biliyor bu yüzden ölümü görmek istemiyor bu yüzden cehennem denilen yerde huzurun bozulmasını istemiyor eğer ölürsem cehennemin bir köşesinde beni yakacak ve bu yüzden cehennemde bazı olaylar yaşanacak kim bilir...

 Elimde kocaman bir hayal kırıklığı var o kadar. Söyledim ya benim hayatım mutsuzluktan inşa edilmiş inandığım kadınlarda bunun en büyük mucize olayı bir elmayı yemenin ne kadar kötü yanı varsa bende o elmanın çürük tarafıyım sadece ve çürük tarafıyla sadece insanların midesine giden ve o midede insanlara zarar veren bir mikrop, uyumak istiyorum bu yüzden o kadar...

  Beynimin içinde bulunan iki kişi var aslında biri mutsuzluğun adı diğeri o mutsuzluğu güven altına alan kişinin adı bazı olayların ve olayların içinde bulunan insanları hayatımın kutsal değeri yapmak da zor iş bilmediğim bazı şeylerin neden yada ne olduğunu anlamını dahi bilmediğim bazı şarkı sözlerin en anlamsız ifadesiyim belkide hayata çok büyük şans eseri geldiğime inanıyorum belkide tanrı beni istemedi belkide tanrı da kadınlar gibi terk etti beni belkide tanrı bir kadındı ve bu yüzden rahminden kaçtım kim bilir bilmediğim sadece nasıl güleceğim, güldüğüm zaman hayatın durduğu ve o hayatın içinde kimlerin mutsuz olduğu. Tanımadığım insanlara da bu yüzden çok yardımım dokundu işte bu yüzden kendimi peygamber ilan ettim, din ile alakalı bir şey ortaya atmadım hiç bir zaman ama peygamber gibi oldum sadece istedikleri zaman yardım ettim hepsi o kadar ve zaman sonra o piyanonun tuşu gibi bozuldum hayattan o kadar çok soğudum k bir buzluğa girsem ve o buzlukta donarak ölsem belkide tarihe altın harflerle yazılabilir belkide kutsalların en büyük kutsalı olabilirdim kim bilir tanrı biliyordu ama hiç bir zaman söylemedi işte..

 Neyse işte hayatımın en boktan dönemlerini yaşıyorum şu sıralar ve babamı çok özledim allah kahretsin o kadar çok özledim ki birinin beni kurtarmasını istiyorum birinin elimden tutmasını artık her şeyin geçtiğini demesini istiyorum sadece bitti ve geçti yada bir rüya yada bir kabus gördün demesini istiyorum o kadar.

 Benim hayatım çok boktan bir hayat ama üstüme hala da çamur bulaşmadı bulaşmasına da asla ama asla izin vermeyeceğim kim bilir belkide bu yüzden çok iyi niyetli bir insanımdır kim bilir tanrı biliyor aslında her neyse işte

 Sevgili Merry sende gittin şimdi yada dün yada bir hafta önce yada bir ay önce her neyse zamanın ne önemi var boş ver iyi ettin ama gitmekle teşekkür ederim. Sevgili ebru sende iyi ki gittin iyi ki terk ettin beni yoksa annemden sonra en büyük kalp kırıklığını alamazdım. Sevgili hülya, sevgili, sevgili, sevgili işte her neyse iyi ki terk ettiniz beni iyi ki gittiniz benim hayatım tanrının yanında dahi olmayan bir örümceğin ağı gibiyim sadece o ağın içinde çırpınan bir böceğim hepsi o kadar ve sadece yalnız o tren raylarında ölümü arzulayan bir insanım hepsi o kadar... Saymadığım ismini söylemediğim daha kimse varsa hepsine ama hepsine teşekkür ederim...

 Saygılarımla referans olmayan bir insan. İyi geceler gecelerin amına koyayım ibrahimmm kabini kim kırdı?
......


bölüm sonu....





KAYRA

    Merhabalar, Nasılsınız En son 20 Haziran 2021 Tarihinde buraya uğramışım gerçekten bu kez araya çok ama çok açtık. Neyse özledik ve geld...