28.06.2013
Esrar ve Kokain
Tanrımı öldürdüm dün gece,
annemi öldürdüm,
Ruhuma satılık ilanı yapıştırıp orospu ilan ettim.
Sikilmişti bir kere,
Ruhum kerhanede çalışan orospulardan farkı kalmamıştı.
Kaç kadınla yattı, kaç kadının amcıkların da zevkin doruklarına çıktı bilmiyorum.
Kaç kadının bakireliğini aldı onları da bilmiyorum.
bildiğim tek şey kalbim kırıldı
doksan dokuz parçaya ayırdılar
yüzde yok oldu.
Yoktu kalbim, delirmişti artık. delirtmişlerdi.
Erosun kalbime attığı ok yüzünden düzelmesine asla ama asla izin vermediler...
Yoktum bu gezegende kimsesizdim, çaresizdim
Seni sevdim,
sonrasını hiç mi hiç hatırlamıyorum
sevmiştim sevgiye muhtaç bir tanrıydım, yarı tanrı yarı insan
Tanrıda aşık olmuştu bir kadına
sonra ne oldu bilmiyorum ama iblis ayırmıştı onları
tanrının o kadar çok çocukları oldu ki sayısını unutunca kimsesizler olarak yeryüzüne inmeye başladılar
Nankörlükleri yüzlerinden akıyordu.
Nankörlükleri öldürüyordu.
Dün gece bir kadınla seviştim.
tanrıyı öldürdükten sonra yaptım bunu
biraz kokain içtikten sonra bir kadınla sabaha kadar seks yaptım.
Çok seviştik
sabah ezanı okunmuyordu artık imam bizim için okumuyordu.
Yaşadığım odada kaç kadının bakireliğini almıştım bilmiyordum
Sevişirken bunu düşündüm
kadınla sevişirken hayatımı düşündüm.
Yoktu hayatım,
Aynalarda yoktum,
kimse tanımıyordu beni
kendi kendimi tanıyamıyordum.
Hayatım zincirlerden oluşan şerit bir filmin son perdesinde oynanılan on dakikalık bir gösteriden ibaretti.
Kendimi ibaret sayacında bulduğumda kaybetmiştim.
Her şeyimi kaybetmiştim
önce tanrımı, sonra annemi, daha sonra babamı, sevgilimi,
dönem dönem bilincimi de kaybettiğim oldu.
Delirmiştim artık ben
Şizofren biriydim.
gitmekten başka elimde kalan hiç bir şey yoktu
kumar masasında son oyunu da kaybetmiştim, son elde ''bir'' gelmişti bende kaybettim,
Tanrımı da kumar masasında kaybetmiştim.
kendimi kaybeder gibi
insanlığımı kaybeder gibi,
benim adım josephine ruhunu iblise satan,
kumar masasında tanrısını blöf olarak kullanan annesini öldüren bir insanım.
başımın ağrısını en çok ben bilirim kullandığım eroin yüzünden
Son istasyona gidip son trene binerek gitmek uzaklara kimsenin olmadığı bir ülkeye seyahat etmek ve yeniden şiir yazmak. o şiirleri gömmek
kimsenin okuyamayacağı bir mezarlığa atmak çöpe atar gibi,
aşık olmayı bana kim gösterdi bilmiyorum,
sadece uyumak istiyorum şu sıralar biraz uyumak sonra yeniden doğmak.
25.06.2013
Tanrısını kaybeden bir çocuk
Tanrımı kaybettim bir gece yarısı, yağmur yağıyordu gözlerimden akan yaşlar gökyüzünü sırıl sıklama boyamıştı, hıçkıra hıçkıra ağlamıştım, o kadar çok ağlamıştım ki önümde duran bira şişesine uzanamadım. Kendimi kahrettim canım yandı kalbim o kadar şiddetli kırıldı ki bunu çin sarayında yaşayan çinliler duydu. Kırıktı kalbim düzelmesine izin vermiyordu, tanrı bana karşı oynadığı oyunlarını henüz bitirmemişti çok sıkılmıştım o kadar çok ağlamıştım ki o gece yarısı ölmek istedim yeryüzünü terk etmek ve bir daha asla ama asla gelmek istemedim. Karar vermeliydim artık bir şeye karar vermeliydim eroin mi yoksa alkol mü? Kararım kesindi bu kez ölümü tercih etmiştim İnsanlığımdan o kadar çok bunulıma girdiğimi anlayınca yeniden ölümü seçen ben bu kez şizofrenik düşüncelerimi bir kenara koyarak gitmeyi terk etmeyi seçtim. Düzelmiyordu eskisinden çok yara alan kalbim düzeltmeme imkan vermeyen insanları da ben kestim jiletlerimle,
Yatağımın altında bulunan silahımı elime alıp biraz yağladıktan sonra temizliğini yapıp ölüme vardım dedim. Azraile bekleme kararımı verdikten sonra, her şeyin bitmesini istedim hayatımın son noktasını gelip ölümü seçtim ben... babamı kaybettiğim günün acısını yeniden yaşamak yerine annemin rahmine kaçmaya karar verdim, Yok olmalıydım yaşadığım odayı terk etmeliydim bu yazıyı neden şimdi yazmaya karar verdim inan ki bende bilmiyorum yazmak istedim her zaman güçsüz kaldığımda yapabildiğim tek şey yazmak oldu bunu bana en iyi öğreten josephine oldu. O gösterdi yazıyı bana bende yazdım her sayfasında ayrı bir hüzün doğurdu kağıtların çocukları oldu o çocuklar orospu oldu. Sokakta insanları sikti, ruhlarını sikti, Benimde ruhum sikildi o kadar çok fazla sikildi ki bunu tahmin etmeye kalktığım zamanlarda beynimin olmadığını fark ettim. Sadece müzikler vardı,, yanımda olan ve bana yalan söylemeyen tek onlardı, Birde sigaram on yıl boyunca vücuduma gönderdiğim tek şey tütün, alkol ve eroin biraz da kokain bunlara bağımlı oldum ve yaşamayı öğrendim en ufak tek bir gün allaha isyan etmedim. Dinsiz yaptılar yeri geldiği gün evet ben dinsiz biri doğdum ama dinimi kendi içimde yaşadım. '' İnsanı yaşatan ümitler gibi diyor ya Müslüm Gürses babaların babası gerçekten çok güzel söylüyor o söylediğinde mutlaka elimde bira yada rakı oluyor sarhoş olmayı bıraktım. Olamadığımı anlayınca sürekli içtim aşka inanmayı bıraktığım gün kutsal kitapları yaktım. Kalbimin kırılmasını istemiyordum artık. Canım yanıyordu her gece ve her gün insanların saatleri saydığı dakikalarda ben saniyeleri saymaya başladım. Her saniye benden bir parça koptu gitti uzaklara bilmediğim topraklara gitti. Kimse elimden tutmadı yalnız yaşamayı öğrendim tanrım gibi yalnız kaldım. Hayatıma giren kadınlar organlarımı sökmeye yüz tuttukça aşık olmaktan soğudum buz dolabı gibi içi soğuklukla dolu bir eşyaya dönüştüm. Beynimin içinde filler silah çekerken bende ağladım çok mutlu ve çok güzel bir ağlamaktı bu
Bunları neden yazdım bende bilmiyorum ama kalbim çok kırık o kadar çok kırık ki düzeltemiyorum eskisi gibi değilim güçlü bir insan değilim. Olamadım da sadece güçlü göründüm. Sevgili yada bir kadın istemedim hayatımda yeri geldiğinde bunlarında olmasını arzuladığım da iyi biri ve sevmesini istemiştim sadece beni belki o zaman tanrımı sevebilirdim. Yada tanrımı isa kabul eder ona tapardım. Şiirleri çok sevdim bunu bana sevdirmeyi en iyi örneği çok sevdiğim değer verdiğim Deddemin sayesinde oldu ben onu tanıdım şiirleri sevdim. o mutluluğu aradığı günlerde ben ölümümü düşündüm her gün ve her saniye ölümle yattım ölümle kalktım ama ölemedim ben bu hayata çivi çakmaya gelmedim. Bu hayatta yaşayamam nefes alamam çünkü kalbim kırık o kadar çok kırıldı ki düzeltmeye biri kalksa onunda kalbi parçalara ayrılır ve onun için üzülemem bunu yapacak gücüm kalmadı bende buralara nerden geldim neden yazdım inan ki bende bilmiyorum sadece beynimin içinde bulunan son kareleri yazmak istedim.
Josephine kim diye soruyorlar? Josephine benim kan kardeşim beynimin içinde olan kan kardeşim mellery'de öyle merry de öyle var olan birileri tanrı tarafından yaratılmış insanlar ve hepsi birer kez olmak üzere üç kez kalbim kırıldı sonra düzeldi en ağır yaramı en son ne zaman aldım bende bilmiyorum bilmek yada düşünmek istemiyorum sadece ölmek istiyorum kurtuluş olarak gördüğüm bu oyunu biraz olsun rahat bir nefes almak istiyorum. Son kez hangi maddeyi kullanacağımı bende bilmiyorum eroin mi? Kokain mi?
Şair diyor ya sevgilim ben şimdi büyük kentte seni beklemekteyim. Evet sevgilim ben şimdi seni bekliyorum gelirsen benimle olursun ama geldiğin gün ben olur muyum bilmiyorum. Silah konusuna gelecek olursak o tetiği çekmeme sadece saniyeler kala kapı çalmıştı ve lanet olasıca merakım yüzünden ölemedim o gece erteledim ölümü bir kez daha erteledim. Evet güzel bir ölüm olacak benim için tanrı için inanılmaz güzel bir ölüm.
buda bölüm sonunun oyunu
24.06.2013
Satılık Ruh
Artık eskisi gibi yazamıyorum Josephine, Nedendir bilmiyorum ama ruhum benimle konuşmuyor. Mellery'de konuşmuyor josephine bir tek sen kaldın hayatımda. Çok yalnızım Josephine o kadar çok yalnızım ki şurada ölmeyi hayal etsem yalnızlık adı altında dev bir tiyatro salonu kurar içerisine bil milyon izleyici yerleştirir öyle ölürüm. Yalnızlığıma onlarda ortaklık etsinler yaşadığım acıyı onlarda tatsınlar diye. Son kez kokain kullanıyorum Kan kardeşim yoksa sana burada hiç bir şey yazamam biliyorsun bunu, yazamazsam eğer ölürüm. Kalbim kırık kalemim gibi kalemimin ucu artık eskisi gibi işlev görmüyor Josephine onunda çoğu kez kalbini kırdım biliyorum. Benim nasıl canım yanıyorsa onunda o derece canının yanmasını istedim yansın ki benim çektiğim acıları çeksin ve yazmaya devam etsin dedim.
Saçmaydı hayat bana o kadar çok saçma geliyordu ki, Sol bacağıma attığım jilet izi halada duruyor bir iz bıraktım kendime sen giderken sol bacağıma bir iz aslında bunu kalbime yada koluma atmak istedim. Daha sonra kalbimin o kadar çok kırıldığını gördüm ki yapmadım daha doğrusu yapamadım. Sol kolumda da dövme vardı tanrının yüzü ve isa'nın can çekisi allah'ına kavuşmak için yalvarışı bende çok yalvarmıştım tanrıma, rabbime ama beni duymadı josephine tanrım benim hiç bir zaman duymadı bir gece karanlığın içine atarak tanrının öz çocuğu olmadığımı anlayarak en büyük eylemimi gerçekleştirdim. İblis ile sözleşme imzaladım bunu yaptım çünkü tanrım beni terk etmişti bende onu terk ederek iki yüzlü biri olduğumu kumar masasında adını vererek kanıtladım.
Sabaha kadar alkol aldım Josephine o kadar çok içtim ki; Hayvan gibi içip sarhoş olamadım, eskiden bir bardak ile sarhoş olduğum günleri özledim, Yazlıkta çalıştığım günleri insanların birer duble içip evlerine gittikleri günleri çok güzel günlerdi onlar insanlar çok saygılıydılar. Orada bir kadını tanıdıktan sonra hayatım değişti, 18 yıllık anne özlemimi o kadında giderdim hayatımda ilk kez bir kadına anne dedim. Annemin rahminden kaçarak çok büyük aptallık ettiğimin farkındaydım biliyordum bunu ama o kadın bana çocuğu gibi bakması beni çok mutlu ediyordu güzel bir duyguyu ilk kez o kadının kollarında gördüm cenneti görmüştüm artık Tom Waits - Martha şarkısını o kadının yanında sevdim. her şeyimi orada kazandım ve sol tarafımda kaybettim gitmişti bir gece ansızın terk etmişti beni terk edilmeye mahkum biri olarak çöplüğüme yani evime geri dönmek zorunda kaldım, Hayatın bana karşı o kadar çok acımasız davrandı ki derdimi anlattığım zamanlarda insanların yüzlerindeki o acınası ifadeyi görmekten o kadar çok fazla bıkmıştım ki bunu ruhumun en içine en derinliklerine anlatmayı seçtim.
Çok içtim ve içmeye de devam ediyorum o kadar çok alkol ve eroin tüketmeye başladım ki bunu haftada 4'kezden 5'e çıkardım ve sonra 10 oldu haftada on kez bu işi yaptım. Yapmaya devam etmekten sıkılınca bıraktım içki ile aramda olan bütün bağları kestim jiletle yaptım bunu keskin bir jilet yardımı ile eroin maddesini ara ara almaya devam ettim. Beynim için bunu yaptım mutlu olmasını istemiştim ama olmadı mutluluk denilen olay benim kapıma hiç bir zaman uğramadı bende oturdum bir gece yarısı ağladım o kadar çok ağladım ki gözümde yaş kalmayınca vücudumdan kan akıttım yaşlarımı oradan çıkardım kendime o kadar çok işkence yaptım ki bunu gören tanrı bana dua etmeyi bıraktı, Rahipler ve İmamlarda öyle, Mesih olmayı bırakıyorum artık insanları doğru yola sürüklemek yerine cehennemde yanmaları için uğraşamam Josephine çok yorgunum o kadar çok yoruldum ki dayanacak gücüm kalmadı birinin beni kurtarmasını elimden tutup kaldırmasını istiyorum bende kutsal bilip öpmek istiyorum onu,
Josephine kan kardeşim iyi geceler....
Bölüm Sonu.....
22.06.2013
Tanrının Kumarhanesinde Oynanılan İki Perdelik Oyun
Aynada bana bakan orospu çocuğu söyledi, Nankörsün sen..
Bir insan haklı olabilir mi? Haklı olmak için neler yapar?
Beynimin içinde dolaşan filler piç kuruları siktirin gidin artık?
Uyumak istemiyorum alkol almak istiyorum sabaha kadar sarhoş olana kadar içmek istiyorum ezan eşliğinde imam Allahu Ekber dediğinde otuzbir çekmek spermlerimi yeryüzüne atmak. Domuz gibi içmek kokain ve eroin gibi maddeleri vücudumun en temiz bölgelerine göndermek istiyorum. Annemi düşünüyorum acaba nerededir? Ne yapıyordur? Merak ediyorum yüzünü görmediğim kadını, rahminden neden kaçtığımı, annemin rahminden kaçarak aptallık ettiğimi. En büyük aptallığım yeryüzüne inmek olduğunu.
Tanrının elinde bulunan kısa kibrit çöpünü her zaman ilk ben çektim ve ilk ben yandım. Ölümü vücuduma kazıdığım ilk günlerde saçma gelen annemin rahminden neden kaçtığım oldu? Neden salaklık etmiştim, böyle bir şey yaparak neden kendime işkence uyguladım bilemedim hiç bir zaman anlayamadım, Eroin ve kokain gibi maddeleri vücuduma gönderdikçe hayatımın çok daha güzel olduğunu hayal edip durdum öyleydi de hayatım çok güzeldi kanımda eroin ve kokain kol geziyordu sınırsız bir madde yapısı ve o madde sayesinde bilinmedik hayallerde gezinme isteği çok güzel bir duyguydu. Bilmediğim kişilerin hayallerinde gezinmek. Güzel olan sadece bir tek o değildi, yoktum yok oluşumumu aynalara çizdiğim kağıtlarda var olmaya devam ettikçe bilinmezliğe çıkıyordum. Güzel bir şeydi benim için ruhum için güzel bir şey planlamıştım. Beynimin içine ateş eden Josephine kadar güzeldi her şey ilk başlarda güzel gitmesi gereken oyun partisi gibi katıldığım sınırsız alkol geceleri gibi her şey güzel gidiyordu. Ne zaman bir kadına aşık oldum o zaman yine ruhum ile aramda olan bütün ilişkileri kesmeye tercih ettim bunu yapmak zorundaydım. O kadını tercih ettiğim gün ruhumu iblise kiralayıp siktir olup gittim yine bu gezegenden her şey bozuk plak gibi devam etti önceleyin ruhumu sikmeye kalkan orospu çocuğu bilmediğim gezegene gönderince anlamıştım o zaman hayatımı.
Yolda kırmızı başlıklı kıza tecavüz ederek en büyük eylemimi gerçekleştirdim. Kimsesizliğimi o kıza satıp. Çöp kutusuna atar gibi yerde dolaşan pislikler gibi, Birine hançer vermeliydim isa yapmak zorundaydım yoksa ruhumu kiralayan iblis beni bulur ve öldürmek isterdi. Her zaman denedi ama başarısız oldu öldüremedi beni ölümsüz olduğumu anlayınca oda sıkılıp öldürmekten vazgeçti yada başka birileri aklına girdi öldürmek istemedi beni her neyse onu öğrenemedim hiç bir zaman ne tanrıdan nede iblisten öğrenemediğim gibi de kimlere sattığım konusunda dehşete düştüm karanlığın içine düşerek ne kadar da çift yüzlü biri olduğumu anladım...
Kulağımın dibinde bana bağıran kadın ''Kalk'' ve ''Git'' neden acaba, Ben öldüm de haberim mi yok? Burası tanrının kaçıncı gezegeni bende bilmiyorum. Tanrının kucağında kim seks yaptı? Hangi kadının rahminden çıkarak bu gezegene geldik. Tanrı ve onun karısı çocukları ve torunları, hiç biride umurumda değil tanrının çocuğu olmak kadar saçma daha ne olabilir ki? Ben tanrı olsaydım insanlarla intihar eder bir daha yeryüzüne inmezdim...
Hiç uykum yok sadece içmek istiyorum domuz gibi içmek hayvan gibi içmek ve kanımda alkolün gezdiğini bilmek, vücuduma kazıdığım dövmeler beğenmediğim için üstüne tekrardan çizdirdiğim tanrının yüzü, onun nankör oluşu nankörleştirmesi, İnsanların günleri ve saatleri saydığı dakikalarda bende saniyeleri sayıyordum, durmadan, bıkmadan sadece saniyeleri saydım. Sihirbaz olup en üstün yaratık olduğumu kanıtlamak istedim kendime ölen aileme ve onların çocuklarına,
Josephine insanlara çok kırgınım kalbimi kırdılar çünkü o kadar çok kırıldı ki artık toparlanamıyor. Sürekli şiir yazmak ve bazı şeyleri karalamak istemiyorum artık. Yoruldum çünkü anlamı olmayan şeylerin ortaya çıkmasını istemiyorum artık kendimi aptal yerine düşürmekten bıktım sanırım. Tanrımı öldürüp gitmek istiyorum sadece başka bir gezegene gitmek ve yıldızlara misafir olmak istiyorum. Hayatımı masaya koyup son kez kendime blöf yapmak istiyorum, eroin ve aşkı tatmak istemediğimden kendi ordumu kurmak istiyorum. Kimsesizler ordusu, hayatımızı diken orospu çocukları kanımıza bulaşan kadın kokuları sökmek ve yırtmak istiyorum sadece. Yok olmayı bana josephine öğretti nasıl yok olunur diye ona sorduğumda bana üç kere;
yok ol,
yok ol,
yok ol,
dedi olmadım yapamadım kendime acıyıp hayatta kalmayı seçtim, Yaptığım en büyük ikinci aptallık olduğunu anlayınca kendimi ve ruhumu kayıp eşya bürosuna kapattım..
Bölüm Sonu...
16.06.2013
Josephine, Ben
Galata Kulesi'ndeydik, Başın omzumdaydı
Şairleri sevmiştik
şiirleri sevdiğimiz gibi,
başını omzumdan kaldırmasaydın eğer dünya bizim olabilirdi.
seninle olabilirdim. seni tanrı ilan edebilirdim.
Yalan söylemeden seni seviyorum diyebilirdim.
sesinle uyanmayı,, bana bağış etseydin eğer,
Play butonuna dokunan ilk insan olmayı ben seçmemiştim
tanrı tarafından görevlendirilmiştim
Sevmemiştim
sevememiştim
Liman meyhanelerinde sana şiirlerimi yazarken
tekrardan kalbimin kırılmasına izin vermemeliydin
ağır olurdu
yeniden hastaneye yatmak
sensiz olmak
sensizleşmek
istememiştim
Hiç bir şeyi
Müziğe tekrar dokunmak istemedim
seni kaybetme korkusunu alamazdım.
Karanlıktan korktuğumu, senden başka hiç bir tanrı bilmemeliydi..
Nankördü tanrı insanlarına karşı,
Seni nankör yaptığım gibi nankörleşmeyi seçmişti insanların, sen gibi.
Yaşadığım oda, kokudan geçilmeyen oda, bakireliğini bırakmıştı.
Yatağıma,
Yorganıma,
Yastığıma,
Seninle yatma fikrini iblis ortaya atmıştı
bizde uygulamıştık.
Kusursuz bir filmin başrol oyuncuları gibi her şeyi kusursuz kılmıştık.
Olmadı ama
başrol oyuncularından biri ölmüştü filim final olmuştu.
Ölen kişi bendim
Tanrımı öldürmüştüm
Babamı öldürmüştüm,
Annemi öldürmüştüm,
kimsesizliği bana tanrı vermişti,
oyunun ilk ve son kuralı olarak
Beynime tek el ateş ederek siktir olup gitmek istedim.
yaşadığım odayı terk etmek istedim.
Saatte 200 km hızla giden bir aracın içine binip gitmek istedim.
Aynalarda yüzümü kaybedince anlamıştım,
yalnız biri olduğumu
aynadaki orospu çocuğu da terk etmişti beni
beynimin içinde bulunan insanlar gibi
Her şeyi bırakmak istedim,
Kendimi, ruhumu, beynimin içinde bulunan her cümleyi
herkesi terk etmek ve sonsuz yaşama kavuşmak
olmadı
yaşadığım hayat beni hiç bir zaman bir iğnenin deliğine sokmadı
Yaşantımdan vazgeçip gittim
terk ettin
tanrımı terk eder gibi terk ettim
cebimde bulunan eroin maddelerini kanıma boşaltarak
herkesi terk ettin
sevdiklerimi
sevdiğim kadınları
yoktum çünkü ben
yaşamayı sevemeyen bir insan olarak yoktum
Müziklere bağlanmış bir ruh sistemini böylece uzaklaştırabilirdim.
Sevgilim Galata kulesinden aşağı fırlatma sakin kalbimi
Kırılır çünkü
bir daha toparlayamayız
sevgilim başın omzumda olsun
ben seninle kuleden aşağı atlarım
şairlere inat olsun diye
kuleyi yakabilirim sevgin için
Hazarfen Çelebi olurum senin için
gökyüzüne seni seviyorum yazar,
büyük orkestranın şefini çağırır canlı müzik konseri kurabilirim.
Yalnızca kanatlarım olursan eğer
kanatlarım ol benim
yalnızca kanatlarım ol
yalnızca kanatlarım...
- Bölüm Sonu -
12.06.2013
Son Yazı...
''Yanan bir kibrit çöpü, artık ne kadar yanarsa ne kadar çok zarar verirse etrafındakilere o kadar mutlu olan bir kibrit çöpü''
Selamın Aleyküm Tanrım beni bıraktığın gibiyim çok değiştim artık o kadar çok değiştim ki evren ile aramda ne varsa hepsini yaktım inanır mısın kendimi yakmaya karar verdiğimde fikrimi değiştirdim mutanta uğramış bir robot gibiyim evrenim çok değişti beynimin içinde bulunan mikro işlemciler çok değişti. Sevgili tanrım beynimin içinde bulunan kişiyi öldürdüm dün gece uzun zaman oldu kendi sesimi duymayalı çok uzun bir zaman beynim ile aramda olan bütün ilişkilerin kesilmesi sabaha kadar düşüncelere dalmam bilmediğim rüyalarda kendimi öldürmekten çok sıkıldım her şeyden çok sıkıldım özellikle de kendimden o kadar çok sıkıldım ki ölmek bile bana yardım etmeyi bıraktı. Ölümü dün gece koynuma attığım bir kadına bıraktım terk ettim onu, kokusu çok güzeldi peygamberler gibi kokuyordu, vücudu, elleri çok güzeldi o kadar çok güzeldi ki sevişmemeyi düşünmedim onunla, sadece bakmak saatlerce bakmak. Kim olduğunu bilmek, kim olduğumu bilmek istedim kadının vücudunda, olmadı ama o kadın benimle gece yarısı sevişmeyi seçti o kadar çok seviştik ki saatlerin ilerleyen zamanında yarış atı gibi birbirimizi kovaladık. Akrep ile Yelkovan birbirine silah çekti dayanılmaz bir şeydi melekler, iblisler, mumyalar, yarattığın insanlar kıskandı bizi, seviştiğimiz dakikaları kıskandı. Kadını kıskandılar en çokta Tanrım sen kıskandın kadını o kadar çok kıskandın ki izlediğini gördüm bizi izlediğini gördüm kapının arkasında bana baktığını gördüm. Yüzünü gördüm tanrım...
Ellerimi kesmek istemişim beynimin içinde bulunan son insana o kadar yüksek sesle söyledim ki bunu tüm dünya bir anda sessizleşti, kıyamet koptu bir saniyeliğine, bir saniyeliğine kadınlar kocalarının koynundan kalktı, bir saniyeliğine tanrı insanları dinledi, bir saniyeliğine kumar masasında bulunan kartlar ters döndü, bir saniyeliğine azrail intihar etti. İnsanlık için benim için. İntihar eylemi düzenlendi sonra ben ölmeyi seçtim yine. Güzel ve kusursuz bir ölümü seçtim..
Gülmek düştü yüzüme, gülümsemek biraz tebessüm etmek istemiştim. Yatağımda yatan kadına saatlerce bakmak. Ve şiir yazmak kokusunu tenime işlediğim kadına şiir yazmak istemiştim. ilk kez onun için şiir defterimi yeniden açmak ve içinde bulunan şiirlerden bir yada bir kaçını alıp ona okumak sonra dudaklarını, dudaklarımda hissetmek olay basitti. ama zordu.
Tanrının son cümlelerini düşündükten sonra odayı kızıla boyamak istedim bakireliğini bu odaya bırakıp çekip giden kadın için. Odanın duvarları kan kırmızısına dönmeye yüz tuttuğunda elimde bulunan jiletle kendimi öldürme fikrini ortaya attım. Güzel bir akım oldu benim için, ruhum için. Yanlış giden hesaplamalardan dolayı ölümü tozlu rafa kaldırıp yatağa dönmek ve kadınla tekrardan sabaha kadar seks yapmak istedim. ama vücudum buna izin vermedi, beynim buna izin vermedi. Yorgundum,, sadece yorgundum... Yusuf gibi kuyulara atılmaktan çok sıkılmıştım o boş kuyunun içinde saatlerce beklemekten... bıktığımı anlayınca kanıma eroin maddesinin sonlarını yükleyip siktir olup gittim bu gezegenden. Yeni bir devrim oldu adı kalp kırıklığının devri ne solcular yanımda durdu nede sağcılar kimse yanımda durmadı sadece asıldığım anı izlediler tarihe kalp kırıklığının son direnişçisi olarak yazıldım ve öylede devam etti...
Bölüm Sonu....
9.06.2013
Kumar Kartları
Masada bulunan kumar kartları ne kadar iyi niyetli biri olabilir ki? Olamazlar o masaya oturan insanda iyi niyetli bir insan olamaz, Hayatını, geleceğini kumar masasına bırakan bir insan iyi biri olamaz kötü bir insandır geleceğini. Geçmişini çalmışlardır kalbi kırıktır.
Josephine elim çok kötü, ben bu masadan kalkmalıyım yoksa her şeyimi kaybedeceğim elimdeki zarlar her şeyimi aldı josephine...
Kumar masasına kaçıncı kez oturduğumu bende bilmiyorum artık, yalan söylüyorum kendime, yalan söylüyor kendimi kandırıyorum. Yapabildiğim en iyi şey kendimi kandırmak yalanların içinde kaybolmak ve ölümü beklemek tanrımı çok kez bekledim kumar masasında yüzümü bıraktığımda dahi olmak üzere çoğu kez bekledim iki yüzlü bir insandım nankör biriydim ''Kahrolası insan ne kadar da nankör'' dediğinde bunu tanrının ağzından duymuştum sözcükler dökülmüştü. Tanrı beni nankör ilan etmişti satılık bir ruha sahiptim ama kimse almak istemiyordu, ucuza hatta ve hatta bedavaya satmak istemiştim ruhumu ama kimse almak istemdi, dokunmak dahi istemediler ruhuma, lanetlenmişti bir keresinde laneti bozmak isteyen kadınlarda girdi kanıma her seferinde kanıma o kadar şiddetli giriyorlardı ki yere düşen bombanın patlamasıyla oluşan zararı veriyorlardı beynimin en ücra köşelerine. Bedenimden çalınan parçalar ikinci el dükkanında satışa çıkmıştı şaşırmıştım hayatımda ilk kez vücudu satılan bir insan olarak gurur verici bir şey olduğunu anlamıştım. Satılıktı bedenim, ruhum gibi bedenimde satılığa çıkmıştı. Eroin ve Alkolün yaptığı zararlar nedeniyle oluşan bu psikolojik savaşı tanrı kazanmıştı ben ise yenilmiştim. İlk kez değildi kaybetmem hayatımda çoğu kez her şeyimi kaybetmiştim bir kere ruhumu kaybetmiş olmam hiç bir anlam ifade etmiyordu...
Geminin kıç kısmına oturup seyretmek istedim denize bakmak uzun bir yolculuğa çıkmak amerikayı yeniden keşfetmek, dünyanın her köşesinde ayrı bir kadınla yatmak sabaha kadar o kadınlarla seks yapmak her ülkenin kadının amını tatmak yemeğin tuzlu olup olmadığını anlamak gibi yada her neyse işte. Reklamlarda o ürünü satabilmek için beynine gönderdikleri mikro işlemcilerin görevini anlamak gibi bir şey.
Hayatımın son evresinde elimde bulunan kartları son kez masanın üzerine koyup gitmek istemiştim o kadınla gitmek kimsenin bir daha beni bulamayacağı bir yere gitmek ve beyin ölümüme tanıklık etmek istemiştim. Yapabilirdim bunu beynimin öldüğünü kendi gözlerimle şahit olabilirdim. Güçlü biriydim her şeyin üstesinden gelmiş bir insan olarak tanrıya da son kez blöf yapabilirdim başarabilirdim. Kulaklarımda duyduğum o ses şiddetini bastırmama hiç bir engel yoktu. Yoksun bir insan değildim, Sadece kimsesizdim evimde odamın içinde bulunan bir bardak ile kendimi öldüre bilecek bir güce sahiptim o sesleri yok edebilecek bir güce sahip biriydim ama korkuyordum özellikle de geceleri karanlıktan korkuyordum. Geceleri rüyama giren iblis korkuyordu beni korkumu yenebilecek güce sahip olamadım hiç bir zaman her zaman yenildiğimin özelliklerine bakıp durdum, kaybettiklerime baktım çok fazlaydı o kadar çok fazlalaşmıştı ki kazanamayacağımdan daha fazla elimden bir şey gelmeyeceğinden anlamıştım bunu kazanma yeteneğimi en son o masada bırakmıştım ve bir daha kazanmak ile ilgili cümleleri de o masaya bırakarak siktir olup gitmiştim bunu bana Adam Verdon söylemişti,
Her gece farklı rüyalar görerek uyanmaktan sıkılmıştım artık rüyalarımda kendimi kovalamaktan saçma şeyleri görmekten uyandığım zaman ise o rüyayı hatırlayamamaktan sıkılmıştım ne olduğunu tahmin edememekten sıkılmıştım saçmaydı rüyalarıma yorum yapamamam, saçma olan beynimin içinde ne vardı boş mu yoksa dolu mu olduğunu tahmin edemeyecek kadar... hayat saçma geliyordu artık bana ruhuma son kez bakmak istemiştim ölümümü nasıl gerçekleştireceğime merak duygusu edinmiştim. Akıllı bir insan olmam kazanamayacağım anlamına gelmezdi ama aklımı bu yönde kullanmak istemiyordum. Tanrımı çok kez kumar masasında terk ederek iki yüzlü bir insan olduğumu kanıtlamıştım bir daha böyle bir şey yapmamam gerektiğini, Michael Ende söylemişti hikayesinde anlatmıştı. Güneş sisteminin ne kadar da bozuk olduğunu her gecen gün güneşin insanları eritmek için gezegene indiğini yakmak için cehenneme çevirmek için tanrı ile işbirliği yaptığını söylemişti... Beynimin düşünme gücüyle yazma gücü beni hayretlere düşürüyordu çok fazla düşünüyordum ve bir o kadar da çok hızlı yazıyordum unutmamak için beynimin her yerine tarama sistemini yeniden başlatıp yazıya dökmek için uğraşıyordum hiç bir şey kalsın istemiyordum beynimde,, ölecekti beyin ölümümü gerçekleştirecektim bunu yapmadan önce aklımda kalan son şeyleri de yazmak için elimden gelen her şeyi yapmak istiyordum yazmak ve arkamda sadece ne kadar da bok bir yığının kaldığını görmek istiyordum eğer bir daha gezegene gelme gibi bir fikir atılırsa en arkada durup insanların yeryüzüne indiklerini seyretmek isteyecektim gelmeyi düşünmüyorum artık. Müziğin son saniyelerine gelmiş bulunmaktayım artık, mutlaka sonunda bir son yazısı ile baş başa kalacağımdan korktuğum için son saniyede durdurmayı planlıyorum bunu yapabilirsem beyin ölümümün hızlı bir şekilde ölmesine yardımcı olacağımı adım gibi eminim.
Tanrının yüzüne son kez bakmak istemiştim, Sevdiğim kadını terk eder gibi bakmak istedim. Bir daha geri gelemeyeceğimi biliyorum bir daha iyi bir insan olamayacağımı bildiğim gibi kalbimin kırıklığını düzeltmek için asla ama asla uğraşmayacağımı da bildiğim gibi her şeyi biliyorum aslında çok akıllı bir insanım sadece aklımı kullanmak istemiyordum zeki bir insan olmak yerine beynini her gece öldüren bir zihniyete sahip bir insan olmak istiyorum..Bölüm sonunda öldü kelimesinin yazıldığı bir hikayede mutlu son yazısı olsun istiyorum....
Hayatımın son cümlelerini kurmak için daha ne kadar uğraşacağım bilmiyorum Josephine sende yorgun musun benim gibi, Kaçalım artık Josephine en iyi arkadaşım kan kardeşim, sevgili mellery hayatımın anlamı, sevdiğim kadın merry, Sevgili tanrım kalbime attığın bomba yüzümü çaldı lütfen geri gönder onu bana...
-Bölüm Sonu-
8.06.2013
Tanrının Kumarhanesi - Son Bölüm
Kaybetmek üç hece dokuz harf, yaşadığım süre boyunca her şeyi kaybetmekle meşgul oldum. Son bölümünü okunan bir kitap gibiydim, Hayatımı kaybetmeye başladığım sıralarda müzik listesi yapıyordum, korkulu, gerilim dolu bir müzik listesi insan beyninin ölümünü gerçekleştirebilecek bir ölüm listesi. Kusursuz olmalıydı bu ölüm kimse benden şüphe duymamalı diye elimden gelen her şeyi yapmalıydım. Tanrı olmalıydım, kusursuz bir yaratıcı. Beyin ölümünü gerçekleştiren ilk insan olarak tarihe geçmeliydim. Kanımda kol gezen, meksikada kovboyculuk oynayan eroin ile birlikte son kez harikalar diyarına gitmeliydim. Beynimin içinde savaş vardı kaçıncı dünya savaşı olduğunu bende bilmiyordum ama yenileceğimi, topraklarımı kaybedeceğimi adım gibi biliyordum. Her şeyini kaybetmiş adam, her şeyi bilmeliydi doğa üstü yetenek olmalıydı onun için tanrı tarafından lütuflandırılmış bir yetenek olmalıydı. Son bölümde yazılan sezon finaline giren bir dizi gibi,
Resimlerde yok oluyordum artık, aynada yok olmama alışmıştım her sabah aynada bana bakan oruspu çocuğu yoktu kalbimin kırıklığı geçmişti derken yeni bir kalp kırıklığı attılar ortaya resimlerde yok olmaya yüz tutmuş insan olarak tarihe geçmiştim. Rekorlar kitabına girecek tek insandım, Sihirbazlığın kitabını yazabilen tek insan olarak dünyayı şaşırtmıştım. İnsanların beynini alt üst etmiştim. Garip bir olaydı resimlerde olmayışım, tanrı istemişti bende resimlerde ki yüzümü kaldırmıştım. Beyin ölümüme artık son saatler kaldığına inanmaya başladım sadece son bir kaç işim kaldığını biliyorum bir kaç insanı görmeliyim sonra rahatça ölümü terk etmeliyim beynimi.... Kusursuz olmalı,, hayatım gibi beyin ölümümde kusursuz olmalı, Doğru müziği bulmalı notasını kaybetmeden insan kulağında doğru orantılı sesi çalmalı ve beğendirmeli, Beyin ölümümde o denli doğru orantılı olmalı eğer aksi taktirde yanlış giden bir şeyler olursa kusurumu bozacak başka işler olursa ölümü yine terk etmek zorunda olmamalıyım ölüm sehpasından kalkmamalıyım bu kez yoksa aksi taktirde bu kez o sehpaya oturmayı düşünmeyi bırakabilirim. Ellerim yazma yeteneğini kaybetmeye başlamadan önce beynimin içinde ne kadar çok yazı varsa dökmeliyim buralara, kızıla boyamalıyım odamı yaşadığım hayatı kızıla boyamalıyım, Kan kırmızısı olmalı yaşadığım hayat.
Yeni bir olay atmalıyım insanların arasına onlar okumalı bu yazdıklarımı okumalı nasıl öldüğümü bütün dünya bilmeli, yaşadığım hayatı bilmeliler acımı damarlarında hissetmeliler belki o zaman huzur bulabilirim o zaman belki!!
Yaşadığım süre boyunca her şeyimi kaybetmekle yarış yaptım bir uçakla yarış yapar gibi yarıştım. ama her seferinde yenilgiye uğradım. Kazanamadım hiç bir zaman elimdeki hayatın kıymetini bilemedim hiç bir zaman elimde olan hayat kıymet bildirmedi olmayan şeyleri de ben çöpe attım. yoktular hiç bir zaman olmadılar terk edilmeyi bana ilk tanrı gösterdi karanlık bir gecede terk etti beni. Gelmedi bir daha yanıma yetim kalmıştım kötü bir duyguydu yetim kalmak, kimsesiz kalmak, Zaman sonra ruhumu da kaybettim bir daha haber alamadım çok ağladım günlerce, haftalarca, aylarca ağladım ademin havvasına kavuşmak için döktüğü göz yaşı kadar yaş döktüm bende ama gelmedi ruhum terk etmişti bir kere gelmemeyi seçmişti. O gitti ben öldüm. bir daha kendimden haber alamayınca insanlar beni aradı her sokak başında, her kaldırım taşının altında... aramaya mecbur bırakıldılar yoktum ben yok olmayı seçmiştim artık. Kendimi terk etmiştim bir kere gelmemeyi seçmiştim bedenim yorgundu, beynim sikilmiş bir amcık gibiydi artık bekaretliğini iblise vermiş bir beyindi. Beynimi bir gece yarısı doğrayınca anlamıştım kansız biri olduğumu.
Beynime son kez silah çekip gitmek istemiştim ama korkmuştum korkağın tekiydim, karanlıktan korkan bir insan nasıl beynine ateş edebilirdi ki? Yapamazdı bunu insan beynine ateş edemeyecek kadar kendine acıyordu. Eroine devrettim beynime ateş etmesini öldürmesini ona emretmiştim, çok pahalıydı elimde avucumda ne varsa aldı, önce bacaklarımı, sonra kollarımı bir tanede gözümü çaldı. Sonra kabul etti. Kanımda son kez seks yaptıktan sonra beynime tek el ateş ederek siktir olup gitti, Kırmızıydı eroin, kırmızı bir eroin beynimi öldürmüştü. ölüm iksirini içmiştim artık. Çok güzel final hazırlamıştım insanlara tüm dünya ağlayacaktı, Oscara aday göstereceklerdi.. hatta beni yirmi dalda oscar adayı seçeceklerdi en iyi beyin ölümünü gerçekleştiren kişiye, yönetmene, oyuncuya, senariste, herkes ödülünü alacaktı kürsüye çıkıp teşekkür dileklerini iletecek, ama sadece o sahnede bir tek ben olmayacaktım kusursuz planın başrol oyuncusu olarak sadece ben olmayacaktım. Sahne orada bitecek gerilim dolu müziğin yerine, hüzünlü bir müzik başlayacaktı, son sahnede insanlar beni ayakta alkışlayacaklardı ...
Sonrası olmayan bir dizi, bir kitap, bir film, bir müzik son buluyor işte her şey buraya kadar Mellery...
- Bölüm Sonu -
5.06.2013
Tanrının Kumarhanesi - Bölüm 3
''Led Zeppelin - Stairway to Heaven'' çalıyor sıradaki müziği josephine seçti, bende dinlemeye mecbur bırakıldım. Hayatım boyunca her şeye mecbur bırakıldım. Kendimi öldürme duygusu yeniden beni ele aldı. Josephine beynimin içinde, italya'nın amerikaya savaş açmış gibi bir hisse sahibim şu sıralar. Acaba neden oluyor bunlar. Biliyorum sana uzun bir süredir yazmıyordum jospehine farkındaydım bunun, nedeni biraz yalnız kalmak istedim. Kendimi dinlemek istedim sonuçlarını görmek istedim ama inanır mısın hiç bir sonuç çıkmadı elde var sıfır yine anlayacağın. Uzun süredir beyin ölümümü düşünüyorum en yakın zamanda gelecek ve ben öleceğim nasıl olacak, açıkçası bende bilmiyorum. Mutlaka sonunda bir ''Son'' yazacak bunu biliyorum ama iyi bir son olmayacağını da adım gibi eminim. Benim adım Josephine tanrıyı kumar masasında blöf olarak kullanan annesini öldüren, babasını idam masasında terk eden, sevgilisine bir gece yarısı tecavüz eden insanım. Kötüyüm o kadar kötü bir insanım ki iblis benim yanımda iyi biri olur. Anne karnından çıkarak çok büyük bir hata yaptığımın farkındayım Sekiz ay, iki hafta, on üç gün, dört saat, yirmi bir dakika, on dokuz saniye, yetmiş yedi sanisede dünyaya gelen insan! Gezegen ile aramda olan duygu karmaşası çok kötü sevmedim yaşamayı, insanların yüzüne bakarak sevemedim dedim. Yaşadığım hayat beni sevmiyordu sevilemiyordum ben, hayatı sevdirmek isteyen insanları da bu yüzden öldürmek istiyordum düşlerim de sadece mellery hariç mellery hayatıma renk katan tek kişi.
Düşlerimde annemi öldürdükten sonra yaşadığım odayı terk etmek istedim. saatte üç yüz kilometre hızla giden bir aracın altına kendimi atmak ve ölmek istedim. Kusursuz bir ölüm olmasını istemiştim ama ölümü terk ettiğim için bana vurmuyordu artık eskisi gibi. odamda yatağımda yatan kadına son kez baktım kollarını kesmek istemiştim gece benimle seviştiği için onu sabahına çıkmasını istemiyordum kadınlarla seks yapmak eskisi gibi zevk vermiyordu artık. orgazm olan kadınların yüzüne bakmak eskisi gibi tat alamıyordum spermlerimin kadının amından içeriye atlamasını istemiyordum. Seks yapmak namus bekçiliğini aramak dinci insanlara yakışan bir işti, dinsizleşen insanlar için değerli olan anlamını yitirmiş hiç bir şey ifade etmeyen bir işti saçmaydı dinsiz olmak tanrıya dua etmek, saçma olan tanrıya dileklerini sunmak kabul edilmemesini beklemek gibi bir işti Habil ile Kabilin yaptığı gibi tanrıya sundukları yiyecekler gibi. saçmaydı tanrı da sekste saçmaydı artık.
Beyin ölümüme ne kadar zaman kaldı bilmiyorum artık. belki çok kısa bir süre zarfında gerçekleşecek nasıl yada nerede olacağını bilmiyorum beyin ölümümün, gerçekleştiği zaman nerede olacağım çok önemli hayata dönme gibi bir isteğe sahip değilim artık. Sevmedim hayatı, yaşantımı, yaşadığım her şeyi hiç bir şeyi sevmedim. Sevdiğim kadınları onlarda beni sevmedi seviyorum dedikten bir kaç saat sonra nefret etmeleri gibi doğru orantılı bir işti kadınları sevmek tanrıyı öldürmek kadar zor bir işti... sevdiğim kadınlar olduğu zaman tanrıyı öldürme gücüne sahiptim ama terk edildiğim zamanlarda ise tanrıyı diriltmek yerine kumar masasına davet ediyordum.... elimde bulunan son kartları dağıttıktan sonra, Kahvemden bir yudum daha aldıktan sonra yapıyordum bu işi zordu ama katlana biliyordum açıkçası kahvemin bittiği zamanlarda ise delirmemek elde değildi kanıma tütün ve kahve karışmadığı günlerde huzursuzlaşıyor. kendim gibi olamıyordum eskisi gibi değildim artık josephine olmak zor bir işti, şiirlerinin bacaklarının kesildiği gibi bacaklarımın koptuğunu hissetmek acı veriyordu bana.
Kim derdi kuranı okuyup hatim indiren josephine dinsiz biri olacağını kimse inanamazdı bu duruma... tanrı inanmakta zorluk çekiyordu, ki tanrı her şeyi bilen biri olmasına rağmen, Ruhumu öldürdüğüm gün, bedenimden koparak uzaklaştığı gün kanıma eroin ve başka maddeler yüklememek üzere yemin ettim. Artık eroin almamalıydım, Dışarıda yalnız başına gezen polyannaya eroin vermemeliydim suç sayılırdı bu durum suçlanmak istemiyordum.
Hayatımın bok çukuruna dönüştüğü saatlerde polisi arayıp ihbar ettim kendimi, bir kaç saat sonra evime gelen polisler dehşetle karşılaştılar ölmüştüm yatağımda, çarşafım da kanlar vardı, Dehşete düşmemek imkansızdı bir kaç gazetecide gelince her şey tam olmuştu bir iki konu belirledikten sonra otopsi denilen aracı bindirip siktir olup gittim bu gezegenden ruhumu da alıp siktir çektim yeryüzüne, tanrıya iblise, isa'ya meryem'e, merry'e her şeye siktir çekip terk ettim bu gezegeni ve yaklaşık yirmi iki yıldır yas tutuyorum....
Bölüm sonu...
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)
KAYRA
Merhabalar, Nasılsınız En son 20 Haziran 2021 Tarihinde buraya uğramışım gerçekten bu kez araya çok ama çok açtık. Neyse özledik ve geld...

-
Hadi bu gece yeni bir intihar eylemi bulalım insanlar bu duruma şaşırsın, hatta insanlar bu durumu ayakta alkışlasın, yada sabaha kadar b...
-
Ölüm habercisi işte bu ipi yapmak çok istedim.. boğazıma geçirmek ve gezegeni terk etmek istedim. Eğer bunu yapsaydım belkide beyn...