27.05.2013

Tanrının Kumarhanesi - Bölüm 2




Aynadaki bana bakan oruspu çocuğunun teki söyledi korkağın teki olduğumu,
Korkaktım evet, Karanlığı oldum olası hiç mi hiç sevmedim.
  karanlığa bırakılmış güneş sisteminden hiç bir anlamım yoktu.
Gözlerim yoktu. geceye inat olsun diye gözlerimi oymuştum,
   ağırlık yapıyordu bana, bende oydum gözlerimi.
Karanlığın arkasına saklandım. Büyücülere kurban vermiştim, bakire meryemi,
Ruhumu iblise sattıktan sonra,
Kadıköy sokaklarında dolaşmak istedim, kendimi kaybetmek istedim.
o sokaklar ruhumu çoğu kez ölüme gönderdi her seferinde..
Güneş sistemine son kez küfür ediyorum!
          Ananın amına kadar yolun var, tanrım?
Özür dilerim bu sana değildi,
Şeytana son kez oyun oynadım, kendi ruhummuş gibi başka birinin ruhunu sattım,
İlan vermiştim, telefonda beni arayan ilk kişiye sattım ruhumu, ucuza gitti biraz ama olsun.
Üzüntü denilen olayı ve Kalp kırıklığını tozlu raflara kaldırınca ne kadar pis ve boktan bir,
         şehirde yaşadığımı anlayınca anlamıştım, kimsesizliğimi,
bedenim yorgundu, tanrım yorgundu, ruhum tecavüze uğramış biriydi.
Yorgundum hayata karşı,
insanlara karşı,
kendime karşı,
Elimde bulunan son kartları masaya attıktan sonra son kez kokain kullandım.
  Damarıma girmişti bir kere, ve kanımda seks yapmaya hazırdı.
Bekaretliğimi tanrıya verdikten sonra, Harikalar diyarına gittim...
Yanımda bolca eroin ve sigaradan başka hiç bir bok yoktu.
Sabah kahvaltısını yarım toz, öğlen yemeğini yarım toz yazdıktan sonra uygulamaya koyuldum.
ilk başlarda iyiydi,
Geceleri,,, en ağır yarayı geceleri aldım.
Ölüyorum dediğim zamanlarda ölmüyordum. Garip bir olaydı tanrının elleri gibiydi hayat bana karşı!!
Kötü biriydim,
Nankör ve acımasız biriydim.
Bolca yalan imal ettikten sonra,
İnsanlara sattım yalanlarımı,
Kendime yalan söyledim önceleyin,
sonra yüzünü görmediğim anneme yalan söyledim.
Babamı öldürdüm düşlerimde,
kendimi bir daha asla ama asla affetmedim.
Yalnızdım, Kalbim kırıktı, kırık kötümser bir hastaydım...
Galata kulesine son kez çıktım ufka doğru baktım,
İstanbul kalabalıktı, benim gibi değildi,
İstanbula aşık olan insanlar çoktu, benim gibi kalbi kırılan biri yoktu.
İstanbulu yakmak istedim, bunu yapacak güce sahip biri değildim..
Hastaydım, yorgundum.
İnsanların dertleri, kendi dertlerimle birleşince kocaman bir hiç oluyordu...
Kalbim kırıktı yine, kendime karşı kırıktı ,
Masanın üzerinde bulunan yapıştırıcıyı aldım elime,, kalbime sıktım zaman sonra kendini attı,
Sıvası çökmüştü, Kalbim artık eskisi gibi oruspu olabilirdi,
Bunu daha önce çoğu kez denemiştim.
gülmek bana göre değildi josephine, ben gülme yeteneğimi yıllar önce bir kavanozun içine hapis etmiştim,
ve o günden sonra kendi ruhumda dahil olmak üzere kimseye gülmedim.
kimsede güldüremedi,
Yaşadığım odada son kez iki ağır maddeyi içince harikalar diyarına gittim.
biliyor musun josephine burada işler yolunda, her gece kalbimi sikecek oruspular yok.
o geceden sonra yeryüzüne inmemeyi seçtim,
Günahkar biri olarak burada yaşamaya devam ettim.
ve play butonuna yeniden dokundu o kişi......

26.05.2013

Tanrının Kumarhanesi


Bakireliğini tanrıya veren genç bir kız vardı ne oldu ona josephine ne oldu, öldü mü yoksa?
 Müzik yine başa sardı sanırım ağır şizofren hastalar buraya gelecek, sanırsam bu gece yine ölüm var.

 Biraz ağlayabilir miyim sevgili mellery, kalbim dün gece çok kırıldı. Hani bu kez çok ağır bir yara aldım nedendir bilmiyorum ama bu kez yolun sonuna geldim. Buna inanıyorum biliyorsun ki yıllardır seninle konuşuyorum , yıllardır sana olan duygum, özlemim ve sevgim tanrıya olanından çok fazla belkide, kim bilir belkide düşlerimin içine düşe bilirsem o zaman ruh sağlığımı terk etme kararı alabilirim. Neyse boş ver bunları dedim ya sana bu kez çok ağır bir yara aldım, Savaşta bacağı kopmuş bir erim artık. Savaşı her zaman ilk ben kaybediyorum. Seni bulmak için o kadar çok uğraşıyorum ki bunu sen tahmin etmeye kalksan inan ki yeryüzünde insan denilen bir şey kalmaz. Kahrolası insanların ne kadar da nankör olduğunu yüzlerine bakınca anlıyorum. Biliyor musun mellery dün gece eroine yeniden başladım bunu kendim için değil bu kez senin için başladım eroinin kanımda dolaştığını hissetmeye başladım zamanda o zaman işte hani yıldızların bacaklarını kestim, Benim çok kez bacaklarım kesilmişti, O kadar çok ağır darbeler almıştım ki, yürüyemeyeceğimi hayal ettim, iyi bir şey olur dedim belki yürüyemezsem  insanlar tarafından başka bir köşeye alınırım hayali kurdum ama kurduğum hayal çok saçma geldi bana insanların her seferinde kalbime attıkları bıçaklar yüzünden öldüğümü düşünmüştüm zaten daha fazla bir şey düşünmek çok saçma olur dedim.

  Mellery dün gece kanıma karışan eroin beni başka harikalar diyarına götürdü inanır mısın kendimi tanrının yanında hissettim, Hastaneye yatmalıyım artık, Tedavi olmalıyım ama açıkçası sikimde bile değil tedavi olmuş olmam iyileşmiş olmam umurumda değil artık rahat bir ölüm istiyorum bu gezegenden. Neyse mellery sana uzun zamandır yazmıyorum biliyorsun nedenini nedir diye soracak olursan. Yazmadığım her gün için eroini biraz daha fazla tüketiyorum hesaplamalarıma göre böyle devam edersem beş yıl sonra ölebilirim. Ölmek cümlesi midir nedir her neyse işte amına koyduğumun cümlesi beni bulmuyor belki bulur diye her gece düşünüyorum, Yatağımda seni düşünüyorum seni nasıl kaybettiğimi düşünüyorum da bulamıyorum kumar masasında kaybedilen tanrıyım ben aslında, Çok iyi kaybedilmiş olmam beni tanrı olarak gösterilemez belkide ama biliyorum ki tanrının öz evladıyım.

  Yazmakta içimden gelmiyor artık her gece alkol ve eroin kanıma karışıyor, artık bu gezegeni terk etme zamanı geldi diyorum ama bazen düşüncelerimi beni başka bir insan yaptığını hayal ediyorum çok saçma hayallere sahibim aslında. Mesela hiç bir şey evet komik gelecek ama oyuncu değilim ben olmakta istemedim hiç yada romanın baş kahramanı da değilim açıkçası romanın baş şeyi olmak isterdim. Burada yazmak bana göre değil. Hayalim geçiyor sonra gözlerimin önünden kaybettiklerime bakıyorum birde kazandıklarıma, Kazandıklarım kocaman bir sıfır kaybettiğim hayallerim kocaman bi bir evet kocamanından bir sayısı, Her neyse azraile çoğu kez çalım attım ama bu kez atmayacağım çünkü yatağımın altında bulunan silahı mermiyi koydum ve artık ölebilirim, İnan buna bu evde bir cinayet işleyeceğim kendi ruhuma silah çekip siktir olup gideceğim ama öncesinden biraz eroin içeceğim tanrının yanına giderken kafam ayık olsun diye bunu yapacağım hadi mellery son kez beni öp sonra sevişelim.

 Benden yana hakkım varsa helal olmasın sizde helal etmeyin cehennemde yanmak istiyorum çünkü...

20.05.2013

Kaybettim



 İnanılmaz bir müzik eşliğinde insanlara doyumsuz bir şey yaratmak istiyordum, Tom Waits'in Martha parçasında adımın geçtiği her saniyesinde ben olmak istiyordum. Yaşadığım hayat çok boktan ve sikindirik işlerden ibaretti, Kaybetmiştim bir kez daha elimde olan her şeyi kaybetmiş bir piçtim artık. Müziklerle tanıştıktan sonra hayatın biraz daha iyi olduğunu anlamıştım ama yaşadığım hayat çok saçmaydı çekemiyordum bedenimde o kadar çok yorgunluk vardı ki bunu ben bile tahmin edemiyordum artık yorgundum, yorgunluğumun yanı sıra vücudumdan kanlar akıyordu artık. Çaresizdim tanrıya karşı zafer kazanmıştım ama zaferimi kutlayamadan ölümü bir kez daha iliklerimde hissettim. Kalbim kırıktı sahte peygamber rolünü oynamaktan da çok sıkılmıştım tapacak bir tek ilah vardı bende ilah yerine bir kadına taptım ve bir daha kendimden haber alamadım hiç, o kadın ruhumu sikerek en büyük rolünü oynadı tanrıya karşı, affetmeyi seven tanrı o kadını affetmemişti artık, Yorgunluğuma başka bir yorgunluk ekleyerek otobüse bindim kimsenin beni bulamayacağı başka ülkeye, başka şehirlere gitmeyi tercih ettim, kaybetmiştim bir kere her zaman en iyi yaptığım şey kaçmaktı, kimsenin beni bulamayacağı bir gezegene kaçmak ve yalnız başıma ölmekti, ağır şizofrenik duygularım bu kez beni yalnız başıma bırakmayı rol bilmişlerdi. Ben tanrının sol koluydum bir kadını sevdim kolumu kesti, tanrıya hesap veremedim bir daha o günden sonra sol kolum olmadan yaşadığım gezegende yaşamımı sürdürmeye devam ettim.

 Tanrıyı kumar masasında son kez adını verince bütün melekler tanıdığım, tanımadığım, bütün melekler başıma toplanmıştı, öldürmek istediler beni, ellerinden kaçmaya fırsat bulamadan ölümü bekledim durdum, kimse gelmedi onlarda beni kandırmışlardı, tanrıya yaptığım blöf sonucu ölümsüzlük iksirini içtim, tadı biraz garipti, Şarap gibiydi ama şarap gibi tadı yoktu, alkol gibiydi ama çok fazla kafa yapmıyordu. Vücuduma o kadar çok alkol ve eroin yükledikten sonra içi dolmuş, Hafızası dolmuş bellek gibi işlev yapmaya karar verdim çok fazla dosya vardı beynimin içinde, beynimin derinliklerinde ama hepsini geri çıkaramıyordum, sadece önemli olan bütün dosyaları sildim beynimin en ücra köşesinde bulunan dosyalara dokunamıyordum, dokunulmazdı onlar,, kararımı geri aldıktan sonra yaşadığım odaya son kez baktım ve aynayı yere atarak doksan dokuz parça olduğu hale geri çevirdim bu kez her şey normaldi bu kez güzel bir ölüm hazırlayabilirdim. Ruhuma yaptığım işkenceleri sonlandırabilir, hayatımı biraz daha düzene sokabilirdim. ama olmadı tasarladığım hiç bir şey gerçekleşmedi. Yanımda beni bekleyen editör bir kaç soru sorduktan sonra ben öldürdüm dedim hakim beye; Şaşırmıştı insanlık şaşırmıştı bozuk plak gibi tekrar ettim dediklerimi... Ruhumu dün gece ben öldürdüm, inanılmaz bir şeydi ruhumu bedenimden ayırırken bunu görmek ellemek inanılmazdı, Tanrıya dokunmak gibi bir şeydi ama tanrı dün gece yoktu yanımda, tanrı beni babasız bırakarak en büyük hatayı yapmıştı bir keresinde, ve o günden sonra tanrıyı'da öldürdüm düşlerimde biraz zor oldu ama alışması o kadar kolay olmadı,  Tanrıydı bu kolay kolay unutamazdı insan sonuçta beni yaratan biriydi ama bazı kusurlarımı gözardı edemezdim. Nankör biri değildim o gece yaşadığım o evde ruhumu öldürdükten sonra eve bir kaç polis geldi, tutuklayıp karakola oradan da ceza evine götürdüler en iyi yerim buymuş ceza evi aracındaki jandarma er yunus abi söyledi, dikkat et kendine orada dedi;, insanların orada seni bir kez daha öldürmelerine izin verme sakın; dedikten sonra ceza evinde yaşamayı öğrendim kışları soğuktu biraz ama zaman geçtikçe alışıyordum olsun dedim buda geçer dedim, zaman her şeyin ilacı dedim, Ceza evindeki ilk gecemde tanrı ziyaretime gelmedi, ondan sonraki günde gelmedi, bir sonraki günde gelmedi, tanrı beni burada bırakıp gitmişti.. Kalbim yine kırıldı üzüldüm biraz, sonra alıştım..

 Her şey bitti dediğimde, bittiğini anlamamıştım,, bir oyundu yaşadığım hayat,, filmin sonunda kahraman ölmüyordu öyle yazmıştı senarist ama beklediğim gibi bir final değildi, Artık ölmüştüm cenazeme bir kaç kişi geldi hiç birinin yüzlerini hatırlamıyorum,, sanırım burası cehennem oluyor, Tanrım!!!


Bölüm Sonu...


17.05.2013

NİL



Siyah, Beyaz fotoğraflar kadar acı dolduruyorum içime,
    Ölmek için,
Bu mısraları sana liman meyhanelerinde yazıyorum,
        Leonardo da Vinci'nin resmindeki Mono Lisa'yı düşünüyorum
          Gülümsemesi umurumda değil,
            Bana getirdiğin Rönesanslar da umurumda değil.
Sevgilim olmanı istiyorum,
   Sevgili adında ne varsa eş değer olmasını istiyorum senin adına,
 Kalbimin kırıklığını düzeltmeni bekliyorum, otuz üçüncü metro durağında.
Yaşadığım evde seni beklemek istiyorum, yaşadığım odada ruhumu özgür bırakmak, yeniden doğmak istiyorum.
      Kalbim kırık, bu sözleri sana kırık kalbimle yazıyorum.
 Galata Kulesinden aşağı fırlatma sakın kalbimi parçalanır çünkü,
  Parçalanması umurumda değil umurumda olan bir kez daha hayal kırıklığına uğratır beni,
    Galata kulesinde çok şey kaybettim,
Tanrıyı kumar masasında kaybeder gibi kayıp ettim,
 Annemi kaybettim
  Babamı kaybettim,
   Ruhumu kaybettim,
    Sevdiğim insanları kaybettim.
     Dönem dönem bilincimi kayıp ettiğimde oldu yani delirdiğim.
Yaşadığım kalp kırıklığına yeni bir düzen getirdim.
    Yeni düzen seni sevmekle başlıyordu.
Sevgilim; Cemal Süreya olmak vardı senin için,
  Şiirlerimde senin adının geçtiği bir organizasyon düzenlemek istemiştim,
    Bir kemanın eşlik etmesini istedim,
            Mezarlıkta olmasını istemiştim,
   ölü biriydim ölü insanlar mezarlıkları severlermiş,
 Bunu bana Attila İlhan söyledi paris'in sokaklarında gezinirken,
 Ölmüş insanlar gibi yalnızdım bu bok çukurunda Neal Cassady ile geziye çıktığımda anlamıştım.
     Yüreğime dokunur dokunmaz kalbim acıyordu.
     Kaybetmiştim bir kere, hayata karşı attığım zarlar her şeyimi almıştı benden,
                     bana dair hiç bir şey yoktu yaşadığım odada
                                  yoktum ben,
   aynada bana bakan kişi yoktu, dehşete düşmemek elde değildi.
 kırılan kalbimin yerine biraz alkol ve eroin ekledikten sonra yaşadığım gezegene yeniden gönderi verdim.
 İsarail'in Filistin'e uyguladığı şiddeti uygulaması gibi vücuduma o oranda işkence yapmaktan çok sıkılmıştım.
            artık bir şeylerin olmasını istemiştim,
     seninle doğmak gibi, ve seninle aynı odayı paylaşmak gibi,
   Yaşadığım o sıkıntılı durumlarımı bir köşeye attıktan sonra seni sevme fikrini ortaya attım,
 Yeni bi antlaşma uyguladım tanrı ile aramdaki bütün bağları keserek, tanrıyı kumar masasında blöf olarak    kullanınca tapınakçı ilan etmişti beni iblisin ayak işlerini yapmaktan sıkılmıştım artık.
    Seni sevmeye başlayınca hayata karşı yeni bir sistem geliştirdim..
       güzel bir sistem oldu bu ruhum için, kalbim için, kalbin için.
                sevgilim onlara aldırma sen,
                         yalnızlığın kabuğuna çekilip
                             kendi içime düşerken bile kanatlarım ol benim,
           yalnızca kanatlarım ol benim seninle cin seddi'ni geçeriz,
    Allah  kahretsin ki o cin seddi çok uzun...
        Ne diyordum ben; iki saattir demek istediğim,
seni seviyorum cümlesini kurmak çok zormuş.


Nihal...


13.05.2013

Maziden Biri



''Büyük Ada''











  Günlerdir hayatımda olup biten her şeyi ama her şeyi sorguluyorum ve inanır mısın müzik listesinde o kadar çok parça dinlemişim ki artık hata vermeye başladı. Müzikler olmasa benim hayatım çekilecek gibi değil cidden bak sürekli tekrarlıyorum kalbim kırık diyor o kadar çok kırık ki bunun nedenini ben dahi kimse bilmiyor tanrı da bilmiyor artık çok yoruldum bu hayattan yaşadığım her şeyi bırakıp terk etmek istiyorum. Her şeyi geride bırakmak istiyorum yaşantımı yaşadığım bütün olayları ama bazen olmuyor işte. Ellerimde bulunan kanlar temizlenmiyor artık. Siktir çekmişler bana karşı, Yoruldum diyorum bu yorgunluğu inan ki bende bilmiyorum tek isteğim ölmek belki diyorum kaçış yoludur kurtulurum tanrı ile baş başa kalırım ona neden beni dünyaya gönderdin derim. Benim gibi hayatı gezegeni sevmeyen insanlar ölse ne güzel olur hani vallah bak o kadar dışarıda hayatı gezegeni seven bir dünya insan var onlar erkenden ölecekleri yere benim gibi insanlar ölsün daha güzel olur belki hayat.
 
 Bu gecede kalp kırıklığı aldım ilk kalp kırıklığı bu gün malum anneler günü ve benim annem olmadığı için ona hediye alamadım kalbim kırıldı. Sonra ki kalp kırıklığım henüz ilkinin acısını unutamadan ikinci bir kalp kırıklığı almak ağır oluyor bazen neyse işte ikinci kalp kırıklığım akrabam olan bir insanın düğününe gitmiş olmam ve akrabam dediğim insanların bana karşı aldıkları soğuk savaşlar alsınlar istedikleri kadar alsınlar sikimde bile değil bu saatten sonra artık. Bu gibi olaylar yüzünden çok yoruldum artık. O kadar çok yoruldum ki artık dayanacak gücüm kalmadı uzaktan konuşan insanlar benim hayatımı o kadar çok basit ve kolay sanıyorlar ki yaşamadıkları için bilemezler bunu tabi mesela ne güzel tek yaşıyorsun diyor kızın biri yalnız başına yaşamak göt ister güzelim istanbul gibi koca şehirde yalnız yaşıyorsun ve birde din ile konuşmaları beni en çokta uyuz eden bi konu bu işte daha 17 yaşında kendini tanrı ilan ediyor resmen evet o kadar çok dine bağlı ki bu insan gökten insan inmeye kalksa ona tapacak biri işte. Neyse hiç kimsenin dini beni ilgilendirmez sikimde bile değil hani isterse alevi olsun isterse hristiyan önemli olan insan olması biraz insanlığın varsa eğer hangi dine inanırsan inan yaratıldığın şekli unutmamalısın bu konular özellikle din konusu beni çok sıkmaya başladı artık bunaldım diyebilirim bu konuda neyse işte

  Diyorum ya bu şehirden gitmek istesem nereye gitmek isterim açıkçası insanların olmadığı değil kimsenin tanımadığı bir şehir olsun boşuna söylemiyor müslüm baba yıkılmaz sandığım o inan çoktan çökmüş

İnan ki bundan sonra ne yapacağımı yada ne yazacağımı bende bilmiyorum artık sadece biraz huzur olsun artık biraz çok değil nefes alabilecek kadar huzur versin tanrı bana gerisi umurumda değil artık.

11.05.2013

The Dark



Her şeyim sendin,
Şiirlerimin bacaklarını senin için kırdım sevgilim.
Kalplerini kırar gibi bunu yaptım. Çarmıhta yalnız bırakılan bir isa gibi yaptım bunu
Kalbim kırıktı tanrı gibi kalbimi kırmıştı insanlar,
Bana karşı o kadar çok dua eden insan vardı ki,
sayısını bende unuttum ve her birinin dileklerini yerine getirmekten yoruldum artık.
Tanrı olmak çok zor bir iş aslında onca insanı dinlemek çok sıkıcı
İnsanlar benim kalbimi kırmaya devam ettikçe,
Tanrılık görevini bırakmak istedim,
İnsanları terk etmek istedim, Her şeyi geride bırakmak istedim.
Kırılmıştım bir kere, kendime kırılmıştım.
Anneme kırılmıştım,
Babama kırılmıştım,
Üvey ablama kırılmıştım,
Azrail'e
Evet en çokta azrail'e kalbim kırıktı, Kumar masasında blöf yaptığım için kırılmıştım.
Yaşadığım hayat o kadar kötülüklerle doluydu ki iyiliklerin canı yanınca anladım bunu,
Kırmak değildi benim amacım kimseyi üzmekte değildi,
Yaşadığım toplumda insanların kalbini kırmak istemiyordum.
Sevilemiyordum daha doğrusu,
Kimi sevmeye kalksam götümde patlıyordu,
Kalbimin orta yerine bombalar düşüyor ve sürekli paramparça olmasına göz yumuyordum.
Sıkılmıştım artık ve üstelik o kadar çok yorgundum ki,
Kuzey kutbunda kış uykusuna yatabilecek kadar yorgunluk vardı üzerimde,
İnsanlardan yana o kadar çok kırıklık almıştım ki bunun sayısı milyonlara ulaşınca,
sayı saymayı bıraktım, bende,
Yaşadığım evde kanımı akıtmaktan çok tiksinmiştim artık,
Her sabah, her gece aynada bok gibi suratıma bakmaktan utanmıştım da.
Müziklerde o kadar çok etki etmiyordu.
Yaşadığım hayat kalp kırıklığından inşaat edilmişti
Tanrı bendim ama onun öz evladı rolünü oynuyordum sadece,
Yeter diye haykırmak istedim bir gece sesimin çıktığınca bağırmak ve kimsenin beni duymamasını istedim.
İnsanlar kulaklarını tıkamışlardı,
Gözlerini oymuşlardı,
Kimselere inanmamayı seçmişlerdi artık.
Tanrılıktan çıktığımı anlayınca siktir olup gitmek istedim bu gezegenden bana tapacak insan aradım.
Yoktular, yaşadığım başka bir gezegende yoktu,
Bana tapacak başka insan yoktu.
Bir kezde bunun için kalbim kırıldı
Bir daha asla ama asla yaşadığım gezegene dönmemeyi seçtim,
Onlara başka ilah gönderip izlemek istedim.
Dünyanın hali benden sonra dahada kötü bok çukuruna döndü.
Ve yaşadığım galata kulesinde son gecemde bir daha asla ama asla
kimseye güvenmemeyi seçtim, kimseye inanmamayı seçtim, ve bir daha asla kimseye tapmamayı seçtim.
Yaşadığım o hayattan sonra kendime uçan halı imal edip siktir olup gittim bu şehirden,
Kanımı duvara bıraktım, Şiirlerimi Mellery armağan ettim,
Sonrası şairinde dediği gibi iyilik sağık,

8.05.2013

Yayın Hakları



Kumar masasında tanrıyı kayıp edecek kadar ağır,
bir oruspu çocuğunun tekiydim.
Ne kadar da iki yüzlü biri olduğumu iblisin masaya dağıttığı kartlardan anlamıştım,
Yaşadığım evde olması gereken bir olay istiyordum,
Ağır şizofrenik düşüncelerimi kartların arka yüzüne yapıştırdım,
Ön yüzlerinde yüzüm vardı, arka yüzlerinde yaşadığım hayat.
Tanrıya yaptığım ihanet sonucu ruhumu siktirdim iblise
Tecavüze uğramış bakire bir meryem' idim
İsa'yı rahmi'mden çıkarta bilecek kadar piç birisiydim.
Play butonuna dokunan oruspu beni bilmediğim denizlere attılar.
İkiye ayırabilecek gücüm yoktu denizi,
Musa değildim, Helak olmuş kavmin son ürünü değildim.
Tanrıma son kez dua ederek, Acıması gereken insan olduğumu hatırlattım,
Beynime ateş edecektim, yaşadığım odada bir şey olsun istemiştim artık,
Kanımın duvarlarda gezdiğini
Bakireliğini odaya bırakmış oruspudan başka bir şey değildi hayat,
Kalbim kırıktı.
Çok kırılmıştı her gün başka bir kadınla yatmaktan bıkmıştım
Zevkin doruklarına geçtiğim zamanlarda, orgazm olan kadınları sikmekten çok sıkılmıştım.
Sigaramı sarmak istedim tekrardan ve içime çekip son nefesimde ölmek istedim.
Ölümü vücuduma o kadar çok işlemiştim ki kanımdan bir parça damlamaya kalksa
Ölüm kokuyordu,
Pis boktan çukurda,
Yaşadığım hayat, yaşadığım gezegen, çekilecek gibi değildi,
Bir şey olmasını istediğim evde kendimi kaybettim, ruhumu kaybettim, annemi öldürdüm
Babamı idam masasına göndererek nasıl bir evlat olduğumu aynada bana bakan piç birisi söyledi,
Tanrıyı o günden sonra bir daha asla ama asla sevmemek gerektiğini öğrendim,
Nankördü tanrı, Tanrı bana nankörlüğünü göstermişti,
Kahrolası insan ne kadar da nankör dediğinde bunu tanrının yüzüne çarpmak istemiştim.
Rabbim'e dua ettim bende, bilmediğim başka bir varlığa taptım sana tapar gibi,
Kendimi öldürmekten çok sıkılınca eroin içtim sabaha karşı ezan okunurken,
Duaların gücünü yitirdiğini anlayınca
Dualarında bacaklarını kestim, şiirlerin bacaklarını keser gibi, kendi bacaklarımı keser gibi kestim...
Peygamber soyundan gelen son insandım neslimi tüketmek için yeni bir zehir buldum,
Bir daha böyle bir dünyaya gelmemek için, içtim onu
Sonrasını hiç mi hiç hatırlamıyorum gözümü açtığımda tanrının yanında rakı içiyordum,
Hadi tanrım bir duble daha içelim,
İblis sende kartları dağıtmaya başla,
Azrail bu gece kimin kalbini kırmaya gideceksin!!!


7.05.2013

Son Yazı


  ''Maşallah diyelim önce, Allah annesini ve babasına bağışlasın''

Senin adına çok mutlu oldum diyemeyeceğim senin ve onun çocuğu yani benim ve senin ikimizin çocuğu değil üçüncü şahıstan gelen bir çocuk, İsterdim ki ikimizin çocuğu olsun birlikte büyütelim onu kader ama siktiğimin kaderi beni hiç ama hiç sevmiyor. Neyse bu kadar korku yeter bana sanırım...










     Galata kulesinde bir gün ölü bir ceset bulursanız bilin ki o kişi benim. Ama büyük bir ihtimalle editör resmimi gazeteye koymayacak, çocuklar etkilenmesin diye belki haberlere daha çıkmayacağım. Çıksam da saden ölü halimle kalkar küfür ederim vallah lan kesin kalkar küfür ederim amına koyayım derim.

  '' Ellerine dahi dokunmaya korkarken o kadar çok kalp kırıklığı aldım ki o kuleden düştüğüm gün bunun acısını ben dahi kestiremiyorum artık çok büyük kalp kırıklığı çünkü bu anlamı derin, Anlamsız bir kalp kırıklığı şair diyor ya ''ibrahim gönlümü put sanıp da kıran kim diye'' Bunu yıllardan beri kendime sorguluyorum neden acaba kalbim kırık diyorum ama ne hikmetse bir türlü bulamıyorum kırık işte anasını avradını siktiğimin kalbi ama elimde olsa yemin ediyorum ki bulduğum ilk çöp kutusuna atmak olacak onu da yapamıyorum ben bu gezegende ne sike yarıyorum vallah bilmiyorum hacı akşam eve geliyorum sigara ve kahve tüketiyorum sonra bir kaç bir şeyler yazıyorum sonra yatıyorum işte amını siktiğimin hayatı çok boktan geçiyor benim için her gün her saat her dakika bazen her saniye boktan geçiyor düzeltmek istiyorum hayatımı artık bazı şeyleri unutmak geleceğime bakmak istiyorum uçağa binip siktir olup gitmek istiyorum bu ülkeden bu şehirden bu kasabadan ama bunu yapacak gücüm yok birincisi var ama maddi durumum yok işte başka bi şehir'e gittim diyelim amına koyim ne yicem ne içicem ki hadi siktir et yemeği, içmeyi de ben nerede kalırım ki  bazen bazı insanlar çıkıyor gel burada kal diyorlar ama insana yük olmak kadar ağır bir şey yoktur hee evim var buyursun kalsınlar hiç sorun etmem ama ben başka bi yerde tanıdığım olsun yada olmasın yük olmak istemem ki kendi evim olsun kira yada bana ait bir dükkanım olsun kahve dükkanım vallah başka hiç bir şey istemem bu hayattan ölene kadar orada çalışırım ama bunu yapacak para lazım haliyle oda bende olmadığı için yapamıyorum işte neyse hadi diyelim ki büyük bi para geçti elime ne mi yaparım önce ev alırım kendime sonra ufak bir dükkan tutarım inanların dertlerini o dört duvara bırakıp gitmelerini seyretmek isterim başka bir amacım olmaz sabahları kendim seçtiğim müzikleri açarım hafta sonları şiirli geceler gibisinden bir şey yaparım  ne bileyim insanların mutlu oldukları ufak bir dükkan işte ama olacak buna inanıyorum er yada geç belki ölürüm ama olsun ölümüm dahi olsa böyle ufak güzel bir hayalde yaşamak isterim işte neyse ya konuyu biz başka yere çektik toparlayayım en iyisi,

 O insanı kayıp edeli çok uzun bir zaman oldu evlendi çocuğu oldu ama nedense unutamıyorum saçma geliyor bana kız evlendi çocuğu oldu unut amına koyayım ibo unut işte yok olmuyor ben bunu denesem de olmuyor. Kalbimin içine o kadar çok dokunmuş ki unutmak değil akımdan çıkmıyor hatun beynimin içinde saden yer edinmiş mutlu çok mutlu hemde o kadar çok mutlu ki beni mutlu eden  bu işte başka bir mutluluk değil onun mutlu olması benim en büyük hazinem oldu. Beki ben mutlu muyum hayır değilim anasını sikeyim o mutluluğu bi yakalasam vallah çok güzel olacak bir daha asla ama asla elini bırakmayacağım

  Geceleri en ağır yarayı vermekten sıkıldım israil'in filist'ine uyguladığı gücü kendi vücuduma uyguluyorum resmen, inanıyorum bir gün her şey değişecek hayatıma yeni giren insan beni mutlu edecek o güne kadar ölmezsem tabi ölürsem de çok iyi olacak ama ölmezsem o mutluluğu bir daha asla ama asla bırakmak gibi bir niyetim yok işte belki diyorum bir gün her şey düzelir tanrı yüzüme güler bende mutlu olurum hayat çok boktan olmasına rağmen yaşamaya devam ediyorum işte



Neyse bu kadar yazı yeter şimdilik vallah biraz saçma oldu ama olsun biraz müzik iyi gider



5.05.2013

Acı Çekene Saygı



  Son kez ruhumu siktirmek isterdim tanrıya açıkçası o bu işin ustası olmuş çünkü, Tanrı'yı oldum olası hiç sevmedim onun çocuğunu da sevmedim. Tanrı İsa'yı yalnız bırakacak kadar ağır rol oynadı insanlara, müslümanlara, hristiyanlara, daha nicelerine.. Tanrıyı çocuk yaşta öldürdüm elimde olan silahla iki el ateş ettim öldü kusursuz bir ölüm olmadı açıkçası. İnsanlar beni taşladılar ateş ettiler arkamdan, hatta bazıları oruspu çocuğusun sen dediler. Tanrıyı bir gece öldürdüm o günden sonra fotoğraflar siyah beyaz çıkmaya başladı. O günden sonra babasız kaldım, annesiz kaldım bir yanım hep boştu sevilmeyi bekleyen tarafım buruktu ağlamaklıydım hep ve sürekli ağladım, kitap okumak içimden gelmiyordu. Vücudum çok yorgundu bedenim beni terk edecek kadar ağırlaşmıştı bana karşı beynime silah dayatılmış biriydim.

  Bir gece yarısı yine yapmam gereken şeyi yaptım, kanıma eroin ve alkol bıraktım bunu her gün yaptım açıkçası çünkü ben tam bir oruspu çocuğunun tekiydim. Bunu yaptım kendine namuslu, şerefli, dürüst diyen insanları tanıdıkça onların boşluğu olmak istedim. Onlar o kadar çok dürüstlerdi ki o boşluğu doldurmak sandığımdan kolay olmadı ama yaptım o insanların boşluğunu doldurdum ve o insanları şerefli, dürüst biri yaptım. O gece yarısı tanımadığım bir insan tarafından kuyulara atılarak ne kadar da beş para etmez dedikleri dünya ile tanıştım o kuyu beni dibe doğru bıraktıkça eksiliyor, eksildikçe ne kadar iki yüzlü olduğumu görüyordum. Kendimi o boşlukta bulunca bir ışık aradım ama o ışık hiç bir zaman beni bulmadı karanlıkta kalmıştım aydınlık beni terk etmişti. Adem gibi terk edilmiştim, İsa gibi çarmıha gerilmiştim. Kutsal kitaplar gibi yanmıştım her şeyi denediler üzerimde vücudumu kobay olarak kullandılar o insanlar benden fazlalığımı alarak beni biraz daha eskittiler, Ben eski bir halı olmuştum artık, İnsanlar beni depo dedikleri yere atınca ne kadar da eskidiğimi o zaman anladım.

  Kahrolası insanların ne kadar da nankör dediklerini tanrının ağzından duydum bir gün tanrı insanları nankör ilan etmişti, Nankör olan kendisiydi ama insanların üzerine atmak için kaçınılmaz bir fırsattı bunu tanrı dedi insanlar nankör oldu. Beklenilen bir durumdu,

  Ben tanrı olsaydım eğer, insanları yok ederdim. Onların yerine tiyatro kurar başka bir yaratık yaratır o oyunda ne kadar da iki yüzlülük varsa oynamalarını emrederdim. Tanrı bu istese her şeyi bir saniye de yapacak gücü var uğraşmak istemiyor sanırım yada her neyse işte,

  Beynimin içinde dolaşan insanlar her gece ateş etmek için varlar, Rüyalarım da benim elime silah verip kendimi öldürmem isteniliyor. Ama nedense ben kendimi öldürmek yerine başka birine ateş ediyorum o kişi ölüyor, Ölmek çok kolay bir meslek bunu ben kendim yaratamıyorum kendi ellerimle ölümümü hazırlamak istiyorum ama o ölüm beni bulmamak için her yolu deniyor. Sonra müzikler çıkıyor karşıma ve tekrar başa sarıyor filim o bitmek bilmeyen oyun beni de çok fazlaca yoruyor bazen ama olsun alıştım artık. Kırılan kalbim bir yerlerde oturmuş beni bekliyor gelmemi bekliyor bir gün yanına gitmeyi düşünmüyor değilim bir gün ne zaman gelir o gün bende henüz bilmiyorum onu,

  ''İbrahim gönlümü put sanıp da kıran kim'' diyor şayirimiz bunu bende bilmiyorum benim gönlüm o kadar çok kırılmış ki, Düzelmek nedir bilmiyor kendisi, Sevgili, Aile yada Dost anlamında değil üç şey Sevgili, Dost, Aile sevgili anlamında oldum olasıca kalbim kırık o kadar çok fazla ki bu; bende sıkıldım artık o konuda, Aile konusunda diyecek hiç bir şeyim yok oldum olasıca devam ediyor kırıklığım, Dost anlamında iyi etkisi olmasa da mutlaka sonunda iyi şeyler ortaya çıkıyor, Ona da alıştım artık. Kendime bir rol buldum kırık kalpler insanı adında onu oynuyorum filmin sonu mutlu bitiyor kafamda öyle kurguladım yönetmenlik koltuğu her ne kadar bana yakışmasa da sonu mutlu son diye bir şey yazacak ve o zaman mutlu olacak kahramanımız. Belki o kahraman ben olurum ama dedim ya filim bu sadece oynayacağım filimde mutlu olacağım ve yaşantıma geri döndüğümde yeniden mutsuzlukla baş başa kalacağım, Hey şeyi zaman dedikleri olay gösterecek ve gelen o zaman mutlaka ama mutlaka benden bir parçamı daha söküp alacak.

   Siyah beyaz fotoğraflar kadar acı doluyor içime, Her neyse işte kelimeler olmadan hiç bir şey ortaya çıkmıyor. Yada bunu en iyi bilen ben değilim. Boş ver


   '' Mutluluk hiçte kolay bir yerde beklemedi beni her zaman en zor yerde en boktan biçimde beni öldürdü bu gece ölmek için tanrıya son duamı ediyorum. Bel ki bir gün ölmek için.''



''Son bölüm oyununda müzik başlıyor'' her insana iyi kalp kırıklığı dilerim 







 



1.05.2013

Kaybetmek




   Liman meyhanelerinde senin için sarhoş oldum, sevgilim. İnsanların nankörlüğünü yüzüme vurarak ne kadar da iki yüzlü olduğunu gösterdin. Senin için kaybettim sevgilim kumar masasında kalbimi, kırık kötümser biriydim ben, senin için sabah ezanına eşlik ettim, senin için sarhoş oldum, imam allahu ekber diyerek.

 Sevgilim yalnızca kanatlarına güvenmeni istedim. Kuleden aşağı attığında beni yere düşmeye başladığımda saatte iki yüz kilometre hızla sadece seni düşündüm... Acı bir tütün gibi yaktın genzimi senden uzak olduğum her gün için küfür ettim.. Sayısız ibnelere, eroinlere, insanlıktan çıkmış kişilere, müziklere, kitaplara, kutsal sayılacak her şeye küfür ettim sevgilim.

  Kalemimi kaybetmiştim yazma yeteneğimde beni terk etti o günden sonra, gözlerim yoktu, kalemimi kaybettikten sonra kör oldum. Dünyaya karşı bir olay isteniyordu, tanrı kurbanını bekliyordu, ağrı dağının eteklerinde, senin için ağrı dağına çıktım gözlerimi kör ettim,sevgilim. Yalnızca senin için bunu yaptım.

   Ben sevilemiyordum gözbiliminden düşerken aşkımız dalgın şair dediler bana, tenbilimine kavuşmak için bilmediğim duaları ettim senin için. Yalnızca kanatlarım olsaydın benim uçabilirdim, gökyüzünü elimle tutar sana getirebilirdim. Var olan gökyüzünü yalnızca senin için kızıla boyayabilirdim sevgilim,
 kanatlarım ol benim.

  Sayın tanrıya kalırsa seninle yatmak günah dedi; Cemal Süreya şiirinde, seninle yatmak günahsa eğer ben o günahlara razıyım sevgilim. Seninle yatmak günah değildir seninle sevişmek günahtır. Namusunu iki bacak arasında arayan insan değilsin ki hem bunu da kim söyledi dalgın şairlerden kesin biri söylemiştir bunu sana aldırma sen onlara sevgilim,
yalnızca kanatlarına güven ve kanatlarım ol benim..

  Sıcak bir kahve içtim senin için okuyacağım çok fazla şiir var çünkü, senin için içtiğim sıcak kahveleri güzel sesimle okumak isterim sana, olur hani beğenmezsen söyle bana kanatlarım olduktan sonra kim ne diyebilir ki bize o cin seddi çok uzun demiştin bana şimdi aklıma geliyor, O yapılan cin seddi işte bizim aşkımız sevgilim. Kavgalarımız, tartışmalarımız seninle yaşadığımız bir ömür güzel duygularımız sevgilim, kanatlarım olursan benim o cin seddini uçarak geçeriz hem senin için bunu yapmak yasak elmayı tatma gibi bir şey olsun... Sevgilim ne diyordum ben kanatlarım ol benim.

  Parise bir tren kalkıyor şuan haydarpaşa garından parise gidecekmiş öyle dedi mellery bana, belkide yalan söyledi tam olarak bende bilmiyorum ama düşüncesi beni çok mutlu etti,, seninle birlikte o büyük kulenin etrafında fotoğraf çekiliriz, siyah ve beyazın olduğu fotoğraflarımız olur. Senin için bir şiir yazarım sevgilim, Hadi kanatlarım ol benim sevgilim

 Peygamber değilim ben biliyorsun bunu sadece şairim senin için şiir yazıyorum. Hee birde senin için attila ilhan okuyorum onun şiirlerini seslendiriyorum hani dedin ya attila ilhan'ın sesi çok güzel evet sevgilim o büyük bir şair aslında o benim manevi babam olur kendisi, bilmiyorum belkide manevi oğlu olup olmadığını bunu tam olarak ben bilmiyorum her neyse boş ver şimdi onları sen, senin için bir şiir daha yazdım, ama kalemim beni terk ettiği için nereye koyduğumu bilemiyorum şiiri sevgilim sadece kanatlarım ol benim senin için bu şiiri tamamlayayım, Kuleden aşağı fırlatma kalbimi yalnızca sevgini verebilirsin bana,

 Sevgilim bu mısraları sana liman meyhanelerinde yazıyorum ve kafam oldukça çok kötü birazda ağlıyorum hepsi o kadar





KAYRA

    Merhabalar, Nasılsınız En son 20 Haziran 2021 Tarihinde buraya uğramışım gerçekten bu kez araya çok ama çok açtık. Neyse özledik ve geld...