99 senesi henüz hayatımın çocukluk denilen yaşındayım. Üvey annem ile birlikte yaşamımı sürdürmeye devam ediyorum ki yaşam denebilecek kadar kötü gidiyor hayatım 10 yaşındaydım hayatı, gezegeni, tanrıyı sorgulamaya başladım 10 yaşındaki bir çocuğun o yaşta tanrıyı meslek olarak seçmek istemesi kadar salakça bir fikir daha düşünemiyorum. Tanrı diyordum bir gün gelecek beni kurtaracak yaşadığım bu sıkıntılı durumlardan beni alacak yardım edecek dua ediyordum. Durmadan sıkılmadan tanrıya her gün, her sabah, her gece dua ederek geçiriyordum hayatımı 10 yaşında ki bir çocuk için tanrı kelimesi bazen ağır gelebilir bana da ağır geliyordu tanrıyı nasıl bir varlık olduğunu dahi bilmezken...
Üvey annem alkolün etkisi ile yatak odasında yatıyordu. Bedeni çok yorgundu kadının, gece kumar masasında çok büyük para bırakmıştı yani kaybetmiş ve onun acısını benden çıkarmayı adet edinmişti. Evet haklıydı çünkü, o para ile belki de hayatı değişebilirdi eğer kaybetmeseydi. Ama olmadı tanrı kumar masasında üvey annemi yüzüstü bırakarak siktir olup gitti ve acısını benim vücuduma uyguladığı işkencelerle kaldı o gece Bir amca yanıma yaklaşarak burada ne işin var evladım demişti üvey annem son kartını oynarken tanımadığım amca ise beni anlamaya çalışıyordu aslında acıyordu bana kumar masasında benim ne işim var?
Ben kumar masasında tanrımı kaybettim, ruhumu kaybettim, kendimi kaybettim, her şeyimi kumar masasında kaybettim belkide o amcayı babam olarak gördüm beni kurtaracak beni oradan alacak evimize gidecektik belki dedim kapıdan içeri girecek dedim, sürekli kapıya baktım durdum bütün gece ama gelmedi baba dediğim adam gelmedi beni kurtarmaya kalbim kırıldı. Üvey annem elindeki son kartını masaya attıktan sonra gitmek zorunda kaldık Adam üvey annemin arkasından bağırarak;
-Bir daha o küçük oruspu çocuğunu buraya getirirsen seni almam diyordu, Evet küçük oruspu çocuğu dediği kişi bendim devlet yetim diyordu insanlar oruspu çocuğu diyordu bana. O amcanın bana küfür etmesi koymadı hiç o yaşta olmama rağmen hiç mi hiç canım yanmadı benim canımı yakan korkuydu büyük para kaybetmişti eve girdiğimizde şaraba sarılmıştı yine üvey annem ve korkuyordum korkum dayak yemekti çünkü korkum kurtarıcı dediğim tanrının beni kurtarmayıp bana bakmasıydı tanrıya bu yüzden kalbim kırıldı.
En son yudumları içtikten sonra bir sigara yaktı karşıma geçerek bana sende baban gibisin tam bir oruspu çocuğusun sen dedi bunu bana üvey annem söyledi. Kalbim kırılmadı biliyordum çünkü kumar masasında karşılaştığımız amca demişti o yüzden kırılmıştı kalbim, bana en yakın tanıdığım insanın demesi kalbimi kırmaya yetmedi karşısında duran ufak bir çocuktum sadece gülümsedim, ne gülüyorsun Allahın belası ölmedin gittin piç kurusu dedikten sonra sigarayı koluma söndürmesi aynı anda oldu artık çıldırmıştı üvey annem ve artık onu kimse durduramazdı korkuyordum ondan o kadar çok korkuyordum ki geceleri onu öldürmek istiyordum ama yapamıyordum beni zincirle bağlıyordu kendisi o yüzden öldüremedim onu öldürmek kelimesi o zaman yakama sarıldı ölüm ile öldürmek kelimesini o gün aklımda tasarladım küçüktüm ama küçüklüğümün farkındaydım o yaşta olmam beni hayatın ne kadar da boktan bir yere gönderdiğini aklımın ucunda durdu. Öldüremedim çünkü zincirler bana hakim oluyordu hiç bir yere kımıldıyamıyordum sadece yatabilmeme dua ediyordum eğer o gece altıma kaçırırsam sabahına beni gördüğünde o vasiyette o sabah daha kötü oluyordu benim için çünkü bi kere altıma kaçırmıştım, Evet on yaşındaydım ve altıma işemiştim evet ben bir sidikli bir insandım sabahına görmüştüm o suyu eğer beni o vasiyette görürse döver korkusu sarmıştı ki gördü de beni o vasiyette o günde çok büyük dayak yemiştim yine en son bana kül tabağını fırlattığını hatırlıyordum en son onu hatırlıyordum çünkü çok ağlıyordum o zaman.
Kumar masasında kaybedilen büyük para ve benim onun karşısında sırıtmam çok fazla sinirini bozmuştu üvey annemin o kadar çok sinir olmuştu ki bana sol koluma sekiz tane sigara yakıp yakıp söndürdü zevk alıyordu bundan beni sigara ile imtihan ediyordu sanki karşımda tanrı var beni cehenneme atmış beni cehenneminde sınıyor gibiydi hayat, yaşadığım gezegen, her şey, her insan, beni sınıyordu sanki dünya beni çok kez sınavdan geçirdi ve sürekli kaldım yada o verdikleri kağıtları boş verip çıktım. O gün o kadar çok dayak yedim ki en son hatırladığım kafamın kanıyor olmasıydı çok kanıyordu kolumda şişlikler vardı sol bacağımda şişlikler vardı hemen hemen bütün vücudumda şişlikler vardı artık dayanacak gücüm kalmadığını anlayınca yerden kalkıp o yaşadığım evi terk etmek istedim, O kadar çok yorgundum ki sanki bebekliğimi hatırlıyor gibiydim o evde henüz yüzünü dahi görmediğim öz annemin benim yüzüme dokunmasını hatırlıyor gibiydim her şeyi hatırlıyor gibiydim babamı hatırlıyordum yüzünü hatırlıyordum, ama öz annemi hiç mi hiç hatırlamıyordum
Yerden son kez kalkmak istedim odanın her yeri benim kanımla doluydu ilk kez mutlu oldum bu evi terk ederken bir kaç kanımı buraya akıtıp gideceğimden, yaşadığım o eve bir şeyler bırakacağımdan mutlu oldum. Ama o mutluluk çok kısa sürdü çünkü üvey annem yine zincirle bağlamıştı beni ellerim bağlıydı kollarım bağlıydı orada o odada sıkışıp kalmıştım vücudum çok ağır geliyordu artık bana, yerde duran cam kırığını alıp kollarımı kesmek istedim belki kan kaybından ölürüm dedim küçüktüm ama aklım o kadar çok iyi çalışıyordu ki zamanla onları da kayıp ettim yani onlarda terk ettiler beni birer fil gibi terk edildim....
Nasıl yada ne şekilde olduysa en son gözümü hastanede açtım kan kaybından dolayı dediler kollarımı hissetmiyordum çünkü kollarımı kesmiştim artık özgürdüm hastanede yatarım ve o kadının evine dönmem diyordum o kadının evine diyorum çünkü o kadının evi benim evim değil artık orası, en büyük kalp kırıklığını o zaman aldım kendime en büyük kalp kırıklığını o zaman verdim. Bir kaç sorgu sorma şeyinden sonra bir hafta sonra hastaneden çıkabilirdim ama eve gitmek istemiyordum o eve bir daha dönmek değil kapısının önünden dahi geçmek istemiyordum. Hastaneden kaçıp iki sokak aşağısında bulunan bir evin oraya giderek oturdum durdum biraz ağladım, biraz hüzünlendim hayatım o gün değişti benim elimden tutan ilk kez biri oldu orta yaşlı bir aile evine davet etti büyüttüler, beslediler, okulumu okumama masraflarımı her şeyimi karşıladılar beni yeniden hayata döndürdüler mutlu muyum hayır değilim. Devletin tanımına göre ben öksüz birisi olarak doğdum ama insanlara göre ben tam bir oruspu çocuğunun tekiyim babam yok evet doğru, annemin kim olduğunu bile bilmiyorum. Bundan sonraki yaşantımın nasıl gelişeceğini de bilmiyorum, bildiğim tek şey tanrı neden duamı kabul etmedi hiç bir zaman, neden isa'nın kalbini kırdığı gibi benimde kalbimi kırdı ben peygamber değilim ki onların soyundan da gelmiyorum. Tanrım affet beni ama çok yoruldum artık... Beni o kuyulara atılmaktan çok sıkıldım artık...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder