Merhabalar, Nasılsınız?
Aklımda bi tahterevalli varda o yüzden gelmiş bulundum buraya yine,
ciddi anlamda çok sık geldim buraya son iki senedir bu kadar uzun zaman geçirmedim sanırım malum hastalık süreçleri vesaire derken sık sık gelir oldum buralara.
Öncelikle sanırım Yurt dışı işi tam anlamıyla çöp oldu, yine uzun bir süre daha buralardayım. Bir şeyi çok istersen olmaz derler ya ciddi ciddi artık buna inanıyorum, inanmaya başladım. Her şeyden önce yeni bir hayata başlama fırsatı, tam ayağıma o top gelmişti ki, doksan dakikalık maçta penaltı olur o golü atarsan şampiyon olursun derler ya, işte o iş öyle olmadı... doksan dakika boyunca köpek gibi koştum, götümden akan terleri bir tek ben bilirim ama gel gelelim ki hakemin yapmış olduğu şerefsizlik yüzünden maçı kaybettim, ne son saniyelerde penaltı kazanıp gole çevirdim, ne de karşı rakip maçı sattı, ciddi ciddi çok güzel maç oldu ama kaybettim. Kaybetmeye alışkın biri olduğum için çok koymadı bana açıkçası, sonuçta bazı şeyleri çok iyi tecrübe edinmiştim, sağlık olsun dedim sonraki maçlara bıraktım, bıraktım bırakmasına ama işte insanoğlu üzülüyor. Her neyse...
Gelelim diğer konuya İkinci kitap işi de olmuyor zaten pek fazla gönüllü değildim açıkçası çıkması konusunda sonuçta insan kendini çok iyi tanıyor, çıkması konusunda çok zorlamadım çıkarsa çıkar dedim, açıkçası umurumda değildi yani. Kendimi tanıyorum çünkü biliyorum ben yazar, şair falan değilim benim asla öyle bir niyetim olmadı kaldı ki kendime yazar diyebilmem için sanırım kırk fırın ekmek yemem lazım. Kendimi asla yazar olarak görmedim ben, olamazdım da, sadece öylesine yazıyordum hepsi o kadar. Ben yazarlardan Oğuz Atay'ı ne kadar çok seviyorsam, Şairlerden Nazım Hikmet ve daha nicelerini sevdim, onlara bağlandım benim sadece bir hayalim vardı onu gerçekleştirdim, bu dünyaya bırakacağım bir anım oldu hepsi o kadar. Bu yüzden kendimi Kanat Güner'e çok yakın görüyorum sonum onun gibi olacak endişesi, raydan çıktıktan sonra kendimi kaybedeceğimi çok iyi biliyorum, dedim ya insan kendini çok iyi tanır, İnsan kendini tanımakla yükümlüdür. Masal Kahramanları kitabı artık bitti, Yayınevi'yle olan sözleşmemiz 3 ay sonra bitiyor ondan sonra tamamen unutulacak. Kitaptan hiç gelirim olmadı, zaten para kazanmak için yazmadım, dedim ya yazar değilim diye ben. Kitabın gelirleri kimsesiz çocuklar vakfına, bir diğer kısmı ise Doğuda zor şartlar altında okuyan ayakkabısı dahi olmayan ve bu işte öncülük eden güzel insana verdim. O güzel çocuklara ayakkabı vb ihtiyaçlarını alsın diye. Bunu yazıyorum çünkü bu kitabı alanlarında bilmeye hakkı vardır diye düşünüyorum. Evet yaptığın iyiliği diğer el görmemelidir, aslında bunu da pek yazma fikrim yoktu ama son olduğu için gönül rahatlığıyla yazabilirim diye düşünüyorum yada bu işten para kazanıyorsun gibisinden söz söylemek isteyen olursa diye yazma gereği duyuyorum, çünkü Masal Kahramanları artık bitti. Birilerinin görünmez kahramanı olabilmek çok güzeldi ve ben bu duyguyu bu kitapta yaşayabildim. Bu arada baskı olmayacak mı yada nereden temin edebiliriz falan zor, varsa bile çok zorlaman lazım, yani piyasada kalan son kitapları alabilmek biraz zahmetli, zamanında bende son kalan kitapları alabilmek için uğraştığımdan biliyorum. Tekrar bir baskı falan olmayacak, çünkü Yayınevi'yle olan sözleşmem 3 ay sonra bitiyor ve bu yüzden yeni baskı yapmayacaklar.
Gelelim ikinci kitabın sonuna, Evet aklımda ikinci kitap fikri vardı ama dedim ya ben yazar falan değilim diye, birilerinin zorlamasıyla ikinci kitap işini biraz omzuma yük bindirdim ama pek ümidim yoktu açıkçası, o yüzden ikinci kitap çıkmadan bitti. Yani kısacası ikinci kitap olmayacak. Her güzel şeyin bir sonu mutlaka olur bunu ben kendi hayatımdan biliyorum çünkü, Saymakla bitiremeyeceğim Anılarımı, Acılarımı, Dertlerimi, Sancılarımı, Ağlamalarımı, Uykusuz kaldığım günleri, Aldatılmayı, Terk edilmeyi, Yalnızlığı tecrübe edindim, sadece tecrübe edindim, çok iyi dediğim zaman yine birine inanıp yine kırılacağımı bildiğim için tecrübe edindim diyerek geçiriyorum.
Evet şimdilik bu kadar sanırım, uzun bir süre gelmem artık, Söz bu hastalık bitsin kendime çok iyi prim vereceğim Şişhaneye gidip Galata Kulesini selamladıktan sonra Kadıköy sahilde üç Bomonti bir Şarap ısmarlayacağım kendime ve yalnızlığa.
Bitti ama Bitmedi.
Bu da bölüm sonu olsun.....

Hiç yorum yok:
Yorum Gönder