Merhabalar, Nasılsınız? Evet yine çok uzun bir zaman oldu yoktum, ayrılmıştım, biraz işleri yoluna koyayım gelirim dedim olmadı yani işleri yoluna koyamadan geri geldim diyebilirim sizlere, Uzun zamandır yoktum yeni kitapla uğraşıyordum kafamı biraz ona vermiştim, kendimi dinledim biraz dertleştim yani. İnsanın kendisiyle oturup dertleşmesi ne kadar güzel bir eylemmiş bunu çok geç öğrendim, gerçekten bak, anlatıyorsun anlatıyorsun sesi çıkmıyor seni öylece saatlerce dinliyor hatta günlerce dinlediği bile oldu haftalara yaymak istedim ama ağır gelir düşüncesiyle vazgeçtim yada vazgeçmek zorunda kaldım her neyse sonuçta beni saatlerce dinlemişti, haftalarca dinlemesi bedenime daha fazlası ağır gelir dedim. Neyse biz konumuza dönelim ''Masal Kahramanları'' ilk evladım, ilk göz nurum bebekliğini göremeden büyüdü diyebilirim, ilk hayal kırıklığım oldu benim için o yüzden ikinci kitapta biraz daha zaman ayırıp, ikinci kitapta daha farklı işler ortaya atıp yoluma devam edeceğim. Şimdilik konumuz bu kadar kısa ve öz ama ikinci kitap çok daha güzel olması için elimden gelenin fazlasını yapacağım buna inanıyorum.
Gelelim diğer konulara her şey yolunda falan değil, aksine daha çok dibe batıyoruz, başka dip yok mu acaba dediğim zamanlarda dibin en dibini görüyorum bazen, Neyse bunlar geçecek ama biraz sancısı ağrılı olacak onu görür gibiyim ama geçecek çünkü geçmezse eğer delireceğimi biliyorum yani kafayı günden güne kıracağı mı, az biraz anlıyor gibiyim.
Sizlere hep burada hayatımla olan ilişkileri anlattım, hayatımı anlatım, kendimi anlattım ama en kötüsü geçen gün Cuma günü telefonum çaldı arayan Halamdı. İnanılmaz bir kadındı benim için onun evinde yaşadığım hayatı anlatmak istediğim için geldim buraya çünkü dediğim gibi burası benim dert ortağımdan çok beni dinleyen tek arkadaşım olduğu için geldim bu gece. Evet geçen Cuma günü telefonum çaldığımda numarayı tanımadığım için açtığımda sadece Alo dedim karşıdaki sesi ilk üç saniyede tanıyamamış olsam da aradan geçen o üç saniyelik zaman diliminde tanımıştım arayan Halamdı. Halamın evinde ben 7 yaşında kalmıştım çocuktum henüz ve ilkokul 1. sınıfa gidiyordum ve beni çok severdi kendisi ama öyle böyle değil ne sevmek ama akşamları ayrı seviyordu, gündüzleri çok daha ayrı seviyordu kaçmak istiyordum ama kaçacak ve gidecek kimsem olmadığı için kaçamıyordum halamın evinden, mecburdum onunla yaşamaya biraz da tuhaf bir insandı büyü ile uğraşıyordu, neyse o evde benim pek fazla değerim yoktu, banyoda duran çamaşır sepetinin değeri vardı ama benim değerim yoktu. İki ile ikinin toplamı dört ediyordu ama benim toplamım halam için hiçbir anlam ifade etmiyordu. Çok çektiğim dediğime bakmayın çekilecek ne varsa faiziyle çekmiştim halam sayesinde artık dayanamadığım bir gece yarısı evden kaçmıştım dayanamamıştı vücudum yada organlarım iflas etmişti en kötüsünü söyleyeyim sizlere yemek verilmediği için kaçmıştım o evden çünkü karnım açtı. Sizlere biraz daha açık anlatayım aç insanın halini sadece aç kalmış insanlar anlayabilir. O gece terk ettiğimde bir hastaneye sığınmıştım kalacak yerim yoktu ama gitmek istemiyordum artık daha fazla dayanacak gücüm kalmamıştı benim. Her şeyden en önemlisi çocuktum lan, çocuktum amına koyim. Benim çocukluğumu çalıp bilmediğim yerlere attılar aradım bulamadım.
Çekilecek ne var ki dediğim günleri yaşadım. Yetmedi biraz daha acı çektim, Acımın üstüne dur bindirdim dörtnala koştum birinci geldim. Yemek yapmayı oldum olası çok sevdim ama en çok menemeni sevdim kolaydı yapması, çünkü çürük ve ezilmiş domateslerle menemen yapmak kadar kolay yapılan bir yemek yoktu benim için, O gece halamın evinden kaçtığımda gözümü sabah ezanıyla açmıştım ve üşüyordum Şubat soğuğu vardı dışarıda kanım biraz daha çekilse ölecektim. Büyüdüm sonra çekilecek acılarım bitmedi ama başka acı kaldı mı dedim hayata evet kaldı dedi yüzüme vurdu. Bunları niye anlatıyorum bilmiyorum çünkü halam beni son bir kaç aydır sürekli arıyordu eski telefondan engel koymuştum numarasına daha sonra telefonum bozulunca yeni bir telefon almak zorunda kalmıştım kendime ve yeniden aradı beklemiyordum açıkçası engel koyduğum için sesini unutmaya başlamıştım ama sağ olsun yine kendini tanıtmaya başarmıştı o sesiyle.
Bitmeyecek biliyorum daha yolun başındayım ve çektiğim acılar asla peşimi bırakmayacak ve sürekli yoluma çıkacak.
Dün biriyle konuştum, yalvardım biraz, dertlerime merhem olsun istedim olmadı, çok uğraştım her defasında olmadı, Olmayınca olmuyormuş işte bunu anladım ama çok özledim... artık sigaraya başladım günde değil ama iki günde bir paket içer oldum. Belki bunlarda geçer dediğim ne varsa geçmedi yalan yok sanki sokak başında beni bekliyorlar ve biri sırasını salsa diğeri kafasını kaldırıp hadi şimdi benim acıları çekeceksin der gibiler.
''Sigara içmek size ve çevrenizdekilere ciddi zararlar verir'' diye bir yazı var, aslında yazılması gereken yazı ''Sigara içenin dertlerine bakın olmalı'' Bunlarda geçecek ümidiyle yaşıyorum ben, bunlarda bitecek ümidiyle nefes alıyorum hala ve bunlarda gidecek nefesiyle nefes alıyorum ben.
Dediğim gibi ''Bitti ama bitmedi''
Ahmet Kaya şarkısında dediği;
''Kafamı duvara vurmadan
tanıyabilmek seni
Beynimin içindekileri anlıyabilmek ve
Yitirmeden yüzündeki anlık
tebessümü
Bütün saatleri öylece
Dondurabilmek için
Çıldırasıya paraladım kendimi
Lanet olsun
Artık sigarayı üç pakete çıkarttım günde
Olsun gözüm olsun
ne olacaksa olsun''
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder