27.08.2017

Eksik Bir Şey


 Merhabalar, nasılsınız, ben bok gibiyim ama gerçekten öyle, öldüm diyorum... kimseye dinletemiyorum, yeni bir sona tekrardan gelmiş bulunmaktayım, sanırım bu son olacak. Hayatımda kaçıncı sona yaklaştım bende bilmiyorum, kaçıncı intihar eylemlerime şahit oldum bilmiyorum, kaçıncı kez ölüp ölüp dirildim bilmiyorum, bilmediğim o kadar çok şey var ki! Mesela ben kendi adımı unutmak istiyorum, sonra yaşadığım hayatımı unutmak istiyorum, en sonunda kendimi unutup bir köşede öylece sessiz sedasız ölmek istiyorum, kimselere göstermeden ve kimselere bir şey demeden sessiz sedasız ölmek. Sanırım üç beş kişi üzülür onlarda zaman sonra alışır. Hayat o kadar saçma ve boktan ki, Galata Kulesinden aşağıya atlasam ertesi gün hiç adı dahi duyulmamış bir gazetenin üçüncü sayfasında manşet olurum en fazla, en fazla diyorum o da belki. Kendimi kandırmaktan, kendi kalbimi kırmaktan bıktım usandım artık, düzelmiyor işte ne yaparsam yapayım ama ne yaparsam yapayım düzelmiyor ve düzelmeyecekte o yüzden boş yere anca kendimi kandırıyorum bütün mesela sanırım bu, kendimi kandırmak.. Kendimi bir keresinde o kadar çok kandırmıştım ki, az kalsın mutlu olacağıma inanıyordum, Mutluluk diye bir şey yok sanırım.

 Eylül yaklaşıyor artık, malum hüzün ve sonbahar. Eylülde çok güzel şeyler olacak diye geçenlerde tweet atmıştım ama güzel bir şeyin olacağına yada güzel şeylerin beni bulacağına açıkçası inanmıyorum yine kendimi kandırıyordum her zamanki gibi. Vücudum artık yeter diyor arada, yeter bu kadar aldığın ağır yaralar beni de yordu diye sitem ettiğine şahit oldum geçen gece, uykumdan uyandığımda lavaboda kendimi izlediğimi fark ettim. Delirmek bu dünyada en mükemmel eylemdir, ölmekten daha güzel yada sessiz kalmak, konuşmamak kendine dahi küsmek ve kimselere derdini anlatmamak çünkü bir şey öğrendim ben. Derdini kime anlatırsan ilk o çekip gidiyor. ''Yaralı insanları kolay kolay kimse sevmez, yaralanmamış biri olmadan''. Gerçekten çok doğru bir laf bu, yaran varsa sevilecek biri değilsindir. Hayatım boyunca taşıyacağım bir yüküm var benim ve o yüklerim bana sadece engel olmuyor aynı zamanda beni ziyadesiyle yoruyor. Artık hüzünlü olduğum, kaybettiğim, kaybedeceğim, kalbimin kırılmasına şahit olacağım, yenileceğim, ağlayacağım günlere yeniden geliyorum. Gelmiş bulunmuştum geçenlerde ama bir sonraki trene yetişince son anda yırtmış bulundum neyse ki. İnsanoğlu gerçekten çok nankördür, ne kadar iyilik yaparsan yap ama ne kadar iyilik yaparsan yap belli bir zaman dilimi sonunda umurunda değilsindir. Ailen, arkadaşların, yakın çevren, uzak çevren vesaire vesaire.. Yazmak özgürlük falan değildir tamamen tutsaklıktır.

 Aşık olmak bu dünyada başıma gelen en güzel eylemdir. Bazı kadınlara aşık oldum, bazı kadınları sevdim, bazı kadınlara tutuldum. Aşık olmak, sevmek ve tutulmak arasında belli bir fark var, her biri katman katman yada seviye seviye sanırım, aşkı bütün hücrende hissediyorsun, sevmek ise vücudunun sana salgılamış olduğu bir madde ile ona dokunmak istiyorsun, ellerini tutmak, yağmurun altında ıslanmak gibi salakça şeyler arzuluyorsun, Tutulmak ise, en önemli eylem bu sanırım, Tutulmak tam anlamıyla başlı başına sana oturup şiir yazdırıyor, roman yazdırıyor, seni senden alıyor haberin olmadan bir köşede derini yüzüyor bir çöp poşetinin içine koyup sokağa fırlatıyor, tutulmak tam anlamıyla sarhoş olmaktır... Bir keresinde az kalsın bir kadına tutuluyordum ki, terk ettiğim kadın tarafından terk edilince tutulamamıştım. Sanırım tarihe geçmiştim o gün, terk ettiğim kadın tarafından terk edilince. Sevmek sevgisiz biri için, Galata Kulesi olup Kız Kulesini beklemek gibi bence, birbirlerini seven, birbirlerine her gün gören ama kavuşamayan biri olarak...
       
 İlhan Berk ne güzel söylemiş ''Ağzımdan diyordum daha çok ağzımdan öp beni, İnsan yaşarken bilmez yaşadığını'' Filler eşleri öldüğünde yemeyi reddeder ve gözyaşı dökerek kendilerini açlıktan ölmeye mahkum ederler. Kırgınlığım geçmeyecek kendime, geçmediği gibi daha çok büyüyecek ve artacak, Kitap işi olmadı sanırım zaten tanıdığın yoksa eğer işin olmaz. Yayınevlerinden biri 2019 senesine uygun gördüler, o zamana kadar kim öle kim kala, diğer yayınevi verdiği bir mail adresine ''pazartesi günü mail at okuyup sana dönerim'' demesine rağmen ''sanırım 5 pazartesi geçti henüz dönmedi'', sadece kargamel diye internet sitesi var orada arada bir yazıyorum. İstanbul'dan yakın bir zaman içinde ayrılmayı planlıyorum, gerçekten bu sefer ciddi ciddi ayrılacağım. Arkama bakmak istemiyorum artık. Geçmişim silik yazılarla dolu, geçmişim tam anlamıyla rezalet olduğu için arkama dönüp bakacağım kimsem yok artık. Neresi olursa artık, nefes alacağım bir şehir, bir liman, başımı sokacağım bir çatı olsun yeter. Cemal Süreya'nın dediği gibi ''Ölüyorum tanrım bu da oldu işte, Her ölüm erken ölümdür Biliyorum tanrım ama ayrıca, aldığım şu hayat Fena değildir. Üstü kalsın''  Artık sonsuz karanlığa geldim, dibe battıkça batıyorum. en dip bu değildir dedikçe daha çok dip görüyorum ve daha çok batıyorum. Dedim ya delirmek en güzel eylemdir bence. En sonunda delireceğim ve kapatıldığım hastanede rutubet ve ağır bronşit sonucu. Sonucu, en çok merak ettiğim konu bu, sonumu merak ediyorum bende.

 Bir kalp aynı yerden bir kere kırıldığı zaman bir daha asla düzelmez. Kalbimin düzelmeyeceğini artık bende biliyorum, inandım çünkü yada inanmak zorundayım artık.



Bölüm sonu Müziği...


No Clear Mind - Static


        








2 yorum:

  1. Umut dedikleri kör kuyuda cirpinirken bedenim ben sadce seni düşünüyordum ve düşündükçe cildiriyorum neden diye haykirirken dilim ben kendme acı cektiriyordum evet aci çekiyorum ve o acılara son vermek için bugun kollarımı sıvadım ve ne yptm bilyrmsn once sessizligi,sensizligi dinledim sonra kendmle yüzleştim ve yolun sonu buymuş ddm ve acının en büyüğünü once kendime sonra da senin olmayan vicdanına verdm şimdi hatirla bni unutma sakın bir ağacı kökünden nasıl kopardigni hatrla suya muhtaç bir çiçeğin suyunu nasil kestigini hatrla ve unutma sondurdgn bir hayatin sana verebilcgi acıyı hatirla unutma

    YanıtlaSil

KAYRA

    Merhabalar, Nasılsınız En son 20 Haziran 2021 Tarihinde buraya uğramışım gerçekten bu kez araya çok ama çok açtık. Neyse özledik ve geld...