23.07.2017

Tutunamayanlar için


 Merhabalar, Nasılsınız, Evet çok uzun bir zaman oldu yoktum buralarda, ayrılmıştım yada ayrılık numarasını iyi oynuyordum, her neyse. Biraz dargındım kendime, kendimle barıştıktan hemen sonra dönerim dedim olmadı araya başka işler girdi. Aşık oldum mesela, her aşkın sonunu yaşar gibi bir kıza aşık oldum, tutunmaya çalıştım ve bu yüzden Oğuz Atay'ın bütün kitaplarını tekrardan okumaya karar verdim hepsini bir bir, iki kez yada üç kez okuyarak kitaplığıma kaldırdım, bazı geceler koynuma aldım öyle uyudum, canım yanıyordu, kalbim kendine acıyordu artık nasıl bir acı biriktiyse gittiğim hastanenin acil servisinde ölü bulundum aldırış etmedim. Tutunamayanlar bunu asla unutmayın.

 Dediğim gibi çok uzun bir zaman oldu aklımda yazmak vardı ama işlerim vardı vakit bulamadım bir şeylere geç kaldığım gibi burayı da çok boşladığımın farkına vardım, yazmak istiyordum yazamıyordum elim artık yazmak istemiyordu beynim iflas ettiği için bağışlamak istedim, beynimi kim ne yapsın ki dedim onuda morga kaldırdım. Hep kusmak istedim içimdeki öfkeyi, acılarımı, sancılarımı, geceleri yalnız başıma ağladığım saatlerde insanların suratlarına kusmak istedim, yalnızlığımı kusmak istedim yapamadım. Ve bu yüzden hep geç kaldım. Kendime bile. Ne garip

 Sabahları kahvaltı yapmayı pek sevmem ben aslında ya çay içerim yada kahve ve ondan sonra başlayıp gecenin sonuna kadar ilerleyen saatlerde günüm hep kahve ve çay eşliğinde gider, öğlen yemek yerim o da artık vücudum tamamen kendini aç hissettiği için ve vücuduma biraz protein almam konusunda beynimin bana zorla yaptırmak istediği için, nedendir bilinmez ama yıllardır yaptığım bu alışkanlık sayesinde kahveyi gerçek anlamda çok güzel yaparım yani bu işi ciddi anlamda meslek haline getirdim diyebilirim sizlere, zaten hep demiyorlar mı yaptığın her işi öğren mutlaka bir gün lazım olur diye. Benimde öğrendiğim en güzel iş kahve yapmak oldu. Bir gün, bir dükkanım olursa kahvemi içmeye geldiğinizde anlarsınız bunu. O zaman bana hak verirsiniz umarım.

 Bu fotoğrafı geçenlerde sosyal medyada gezinirken buldum, ciddi anlamda çok hoşuma gitti ''Dünya mavidir, Tıpkı Portakallar gibi'' sıradan bir cümlede değil bu, sakın öyle algılamayın lütfen, ne anlatmak istediğini ve karşısındaki insanın ne anladığını o kadar güzel anlatmış ki, bunu da paylaşmak istedim bu akşam, dedim ya sizlere uzun bir zamandır yoktum diye, biraz konuşmak istiyorum sizlerle hepsi bu kadar. Kitap işi sanırım olmayacak gönderdiğim yayınevlerinden ses seda çıkmadı zaten olmayacağını biliyordum ama hiç olmazsa geri dönselerdi bu kadar beklemezdim bende, neyse başka yayınevi bakıp zamanımı harcamak yerine yazdığım bütün yazıları belki kitap haline ben getiririm daha sonra isteyen olursa veririm artık. Öyle parayla falan değil gerçekten isteyen biri çıkarsa veririm artık bunu da yakın bir zaman içinde yapacağım.

 Eskisi gibi uyuyamıyorum, geceleri çok sık kalkıyor balkona geçip öyle saatlerce gökyüzünü izliyorum, sanki bir tür dram filmi izler gibi, sonuna kadar kalıp filmin nasıl mutsuz bir şekilde biteceğini izler gibi yapıyorum bunu. Hayat bu yüzden tutunamayanlara ödül olarak delirmeyi vermiş sanırım. Delirmek ciddi anlamda şu son zamanlarda en ilginç olarak gördüğüm ve bunu başarmalıyım dediğim tek olay. Tutunamayanları bu yüzden defalarca okudum. Korkuyu Beklerken doğum günümde bana hediye olarak geldiğinde tanışmıştık Oğuz Atay'la yolumuz bir şekilde aynı noktada kesişmişti. Bu yüzden vazgeçemedim.

 Yazmak istediğim, konuşmak istediğim çok şey vardı bu gece aslında, aklıma sanırım sadece bunlar geldi ve bunları karaladım bu gece. Şimdilik bunlar olsun. Uzun bir yolculuğun ardından gelen misafir yorgundur, dinlendikten sonra gezmeye başlar, çokta uzak olmasa da yakın bir zaman içinde tekrardan gelip yazarım belki.



...


Kelimeler Olmadan



  
 





Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

KAYRA

    Merhabalar, Nasılsınız En son 20 Haziran 2021 Tarihinde buraya uğramışım gerçekten bu kez araya çok ama çok açtık. Neyse özledik ve geld...