29.04.2015

Zarar


  Zamanla her şey düzelir dedikleri bu olsa gerek. Düzeliyor artık her şey kabuk bağlayan yaralarım iyileşiyor ağır ve sancılı dönemler artık yavaş yavaş kendini terk ediyor. Ben en çokta bundan korkuyorum işte mutlu olmaktan yani bir insan neden mutlu olmaktan korkar ki acaba, hiç anlam veremiyorum bazen kendime, kendimle olan bitmek bilmeyen savaşımın artık galibi olmak istemiyorum bıraktım her şeyi bütün her şeyi bıraktım bir kenara itmek en iyisidir belkide her şeyi. Gerçekten elimde imkanım olsa yürüyerek ayrılmak isterim bu şehirden ayaklarımın ağrısını hissedene tek yürümek isterim,, böyle bir düşüncem var yürüyerek istanbuldan ayrıldığımı hayal ediyorum da gerçekten çok güzel olur benim için sanırım beş gündür yada daha fazla bir zamandır buralara bir şey yazmak için uğraşıyorum ama olmuyor yazamıyorum artık bazı şeyleri, konuşamıyorum, suskunluğum iyice büyüyor... Garip bir his var içimde açıklayamadığım bir his anlam veremediğim bir his, Denize karşı oturup zamanın geçmesini beklemek gibi bir şey bu, beynimin içinde başka biri varmış gibi sanki,,.

  Roman işi biraz hız kazandı diyebilirim hazirana kadar bu sefer ciddi bir kararlılıkla söylüyorum ki bitecek teslim edeceğim yani sonrası ne olur bilmiyorum, Hep iyi şeylerin olması için uğraştım sürekli kırılan bir hayatım oldu.. bazen kırılmaktan çok, yere düşen bir bardak gibi paramparça oldum. her yere saçıldım ve dağıldım. Ben hep iyi bir adam olabilmek için uğraştım kendi dünyamı, kendi inandığım masalımı kendim yaktım sonra hayatıma giren insanlar beni kandırarak onları kendi masalıma davet ettim yanlış yaptığımı anladığım gün inandığım bütün değerlerde o kitabın içinde yandı kül oldu... İnsan bir kere kırılmasın tek bir kere kırılmasın ondan sonra zaten arkası geliyor yani birbirlerini kovalayan sayı gibiler sırada bekleyen insan gibiler öne geçebilmek için birbirlerini iten kişiler gibi eğer şansın varsa çelme takıp düşürebiliyorsun kazandığın sadece zaman başkada eline hiç bir şey geçmiyor....

 Benim adım İbrahim bazen ibo diye çağırırlar, 25 yaşındayım hayatımda görmediğim tek bir zulüm dahi kalmadı hepsini bir bir gördüm bir bir yaşadım. Hayatım bir gemi gibidir aslında batan bir gemi gibi, Ömrüm boyunca 3 kadına aşık oldum ve üç kadına deli gibi sevdalandım üçü de kalbimi kırarak terk etti beni,, her seferinde suçu kendimde aradım durdum onlara tek bir suç dahi bulmadım ben seviyordum sadece, yalanda olsa sevilmeyi istedim. Defalarca intihar eylemlerine kalkıştım durdum ve hep başarısız oldum, ölümden ölümün kuyusundan döndüm yusuf gibi kuyulara atıldım, nuh gibi bir gemi inşa edip kaçmayı düşündüğüm zamanlarda oldu ama hiç birinde başarılı olamadım sürekli elime yüzüme bulaştırdım. Arka tarafta çalan bir fon müziği gibi bir hayata sahip oldum sürekli acıklı ve sürekli endişe verici bir hayat, kendimden önce hep başkasına güvenerek geçirdim ömrümü sürekli birilerine güvenmek istedim ve hep güvendiğim kişi ve kişiler tarafından yaralandığımı fark ettim. Tanrı ile aramda ne kadar fark varsa hepsini bir jiletle doğradım acımadım bana, acımayana bende acımamalıydım bir gece yarısı bir köşe başında kendimi gördüğümde aslında acınacak taraf ben olduğumu anladım kendime acıdım ve ağladım. Doktora gittim yatmam gerektiğini yoksa aksi taktirde kafayı yiyeceğimi söyledi yani delireceğimi iddaa etti vazgeçtim aynı babam gibi, nasıl benden vazgeçtiyse bende yatmaktan vazgeçtim kendi kendimi iyileştirdim sağlığıma kavuştum yinede bazı şeyler yarım kaldı. Geceleri ışığın açık olması gibi, kollarımda olan sönmüş sigara izleri gibi yarım kaldı, yarım kaldım. Aşık olmayı seçtim bende önce bir kadına aşık oldum sonra kırıldım, derken bir başka kadına daha aşık oldum yine kırıldım, son dedim bir son olsun dedim yine kırıldım. Kumar masasında sürekli kaybeden taraf ben seçildim, bazen bir tiyatro sahnesi sergiledim hayatımda oynadığım oyunu kimse izlemeye dahi gelmedi hayatım sadece yıkık, dökük bir bina gibiydi deprem olmuş ama yinede her ne olursa olsun ayakta durmaya çalışan bir bina gibiydim ne zaman o bina üstüme çöktü o zaman bende kendi inandığım masaldan uyandım...

 Bir müziğin notası gibiyiz aslında birbirlerine kavuşmak için uğraşan birer nota gibi. Bu ömrüm nerdesin yazısı da oradan geliyor ömrümü arıyorum sadece hepsi o kadar...

 Benden şimdilik bu kadar

bölüm sonu olarak......





12.04.2015

bir kahraman


   Masal Kahramanlarının hiç bir suçu olmaz aslında yazıldıkları gibi yada sadece olması gerektiği gibi görmeye çalışırız hepsi o kadar. Bizlerinde birer kahramanı vardır elbette ama bazıları o kahramanları öldürdü, bazıları yaktı, kimisi ise kalbini kırdı benim masal kahramanım beni terk etti yani tam tersi oldu diğer kahramanlar bunu gördüğünde hayrete düştüler her şey o kadar değişti ki kimin kimi koruduğunu kime inandığını ve ne yapması gerektiğine anlam veremedi. Hayatlarımızda o denli biraz karmaşık hal aldı. Her insanın bir korkusu vardır elbette. kimisi insanlardan korkar bu aile yada başka birileri diğer bir korku ise yaşadığı olumsuz durumlardan kaynaklanan bir şey. Benim korkum karanlık bildiğimiz karanlık yani gece olunca yattığınız ve ışıkların söndüğü karanlık, bu sanırım üvey annemden bana kalan olumsuz bir durum beni karanlık odaya bırakmasının o yaşta beyin hücrelerime vermiş olduğu olumsuz şeyler diyebilirim. İnsan beş yaşında hayatın ne kadar da acımasız olduğunu vücuduna işlenen ve olumsuzlukların ardı arkası gelen bir durum, bir makinenin yada bir overlok makinesinin sizi diktiğini düşünün bedeninizi değilde ruhunuzu diktiğini düşünün öyle işte kendimi bildim bileli karanlıktan korkarım gece olunca mutlaka ışığı yakar öyle uyumaya çalışırım sırf odaya girip beni dövmesinden korktuğum içindir bu durum. Tabi benim bir ikinci korkum daha varmış bunu da yeni öğrendim yada yeni yeni vücuduma işlenmeye başladı yalnızlık sanırım yalnızlıkla baş başa kalıyorum ve sanırım yalnız başıma öleceğim. Bir insan neden yalnız kalmak istesin ki mutlaka yanında birini istiyor işte ama iyi ama kötü mutlaka biri olsun istiyor ben bu güne kadar kimi istesem olmadı yada olmasını hiç istemedim. Ve sürekli etrafımdaki insanlara güvenerek geçirdim ömrümün çoğunu sürekli birine güvendim durdum yanıldığımı ve tekrardan başa döneceğimi bile bile güvenmeyi seçtim durdum her seferinde kırık bir kalple kala kaldım.

  Akgün Akova demiş ya;

Sevgilim yalnızca kanatlarım ol benim. Ben daha kendi kanadımı parçalamış ve tekrardan uçurumdan aşağıya kendini atmış bir adamım. Her şey düzelecek diyorum ve ben sıfırdan değilde eksi birden başlayacağım. İnanmak bir şeyin yarısı derler doğrumu bilmiyorum yada şöyle söyleyeyim siz bir şeye inandığınız taktirde yada birine güvendiğiniz taktirde ilk ne yaparsınız? Olumsuz yönlerim de var benimde sonuçta beş parmağın beşi de bir değildir mesela ama bir o kadar da iyi yönlerim vardır. Birine çok çabuk güvenirim sonra o güvendiğim kişi isa gibi çarmıha gerer beni diri diri öldürmeden kuyunun en aşağısına en boktan yerine atar hemen ve ben yinede güven duymaya devam ederim. En çok kim kaybederse, zaten bir kumar masasına oturduğun zaman her zaman kumar sahibi kazanır sen yenilmeye mahkum kişisin.


 Senaryo çöp oldu bildiğin bir çöp içinde sadece atılmakla dolu bir çöp roman henüz belli değil yazmakla yazmamak arasında kaldım ve bitirme kararı aldım bitirip teslim ettikten sonra ileride eğer çocuğum olursa benim yaşadığım bütün hayatı öğrenmesini istediğim tek şey olacak. Çocuğum dedim de bir evladım olursa benim yaşadığım hiç bir şeyi ona yaşatmamak için elimden gelen her şeyi yapacağım mesela babam gibi öldü deyip karşısına çıkmayacağım beni artık arama demeyeceğim her şeyden onu koruyacağım kalbi kırılmaması için gerekirse kendi kalbimi defalarca parçalayabilirim.


  Her insanın mutlu olduğu mutlaka bir gün vardır. Ben hayatımda en mutlu olduğum gün lunaparkta eğlendiğim gündü antalyada. gerçek anlamda doya doya eğlendiğim ve güldüğümü bildiğim gün o gün olmuştu. Başka da doğru dürüst mutlu olduğum günü hatırlamıyorum. Her şey geçecek ama ve her şey bitecek inandığım tek şey bu.

  Zaman hiç bir şeyi düzeltemez sadece üzerini örter. Sakladığın acılarda bir gün mutlaka ortaya çıkar.. Herkes zamanı geri alabilmek ister.. Kimi eski güzel günleri tekrar yaşayabilmek için, kimi yaptığı yanlışları düzeltebilmek için, kimiyse sadece yaşadığını hissedebilmek için ister bunu. Gelecekten korkanlarsa zamanı durdurmak ister. Her şey o kadar iyidir ki, bunun bozulmaması için çaba gösterirler. Ama kimse şu anın değerini bilenler kadar mutlu değildir. Geçmiş de gelecek de onlardadır... Bazılarıysa zamanın ta kendisi gibidir. Ve her insan zamanın dünya üzerinde bıraktığı birer yara izidir....


bitti ama daha bitmedi.....


KAYRA

    Merhabalar, Nasılsınız En son 20 Haziran 2021 Tarihinde buraya uğramışım gerçekten bu kez araya çok ama çok açtık. Neyse özledik ve geld...