Selam Tanrım çello çalmaya devam ediyor bu kez eşlik eden piyano hangi tuşu hangi sesi veriyor henüz bulamadım ama çok az kaldı Neyse bu gece çok farklı şeylerden söz etmek istiyorum. Malum bilindik üzere ülkemizde üç günlük bir yas ilanı vardı. Somada hayatını kaybeden yüzlerce insan oldu. İnsanlar çoğu hatta dünyanın her yerinde bulunan insanlar bu duruma çok üzüldü hassaslaştı diyebilirim. İşçiyi köle gibi çalıştıran hatta işçiye köpek muamelesi yapan patronların yüzünden orada insanlar hayatını kaybetti hayatları boyunca evlerine sadece helal lokma kazanıp evlerinde sıcak bir çorba içmek gibi saatlerini yerin altında geçiren bir avuç kömür için canlarını veda eden insanlar. Yardım kampanyası başlandı tabi çok güzel bir şey bu yardım edilmeli bir yerde okumuştum ''İşçiye yardım etmek güzeldir ama ölmeden önce yardım edilseydi belki de bunların hiç biri olmazdı'' diye bir yazı okudum doğru aslında Ölmeden önce yıllar önce bazı önlemler alınmış olsaydı bunların hiç biri yaşanmayacaktı ama gel gelelim ki Patronların daha çok para kazanma tutkusu çalışanların sonu oldu işte. Çoğu iş yerinde belkide yüzde seksen diyebilirim hiç bir tedbir yoktur. Yıllardır bende çalışıyorum bende açıkçası görmedim işçi sağlığına korumak amacıyla bazı önlemlerin alındığı yer. Neyse patronların daha çok kazanma duygusu çoğu firmada yaralanma ve ölme gibi olaylar meydana geliyor dilerim bir daha bunlar olmaz olan orada yakınlarını kaybeden ailelere oldu derler ya hani, Ateş düştüğü yeri yakar aynen öyle oldu işte ateş öyle bir düştü ki çoğu ailenin ocakları söndü. Çok iyi bilirim birisini kaybettiğin zaman sonraki günler bir tabağın olmaması sofrada bir sandalyenin boş kalmasını olan oldu derler yada ölenle ölmüşe çare bulunmaz diye laflar atarlar canı yanmayanın canının nasıl yandığını bilemez işte...
Neyse bu gece biraz yazayım dedim biraz dedim ama beynimin içinde çok ilginç şeyler oluyor öncelikle bir film var yani bir senaryo onu yazmaya karar verdim birde roman var. Değerli yazarım Orkun abiye söz verdiğim gibi bir yandan da onu yazıyorum biraz kendimi sıksam belki çok çabuk bitirebilirim ama elimde olmayan nedenlerden dolayı bir türlü yazamıyorum işte Yada kendimi düşünmek yerine sürekli yazıya versem belki olur diyorum neyse işte senaryo diyorum film işte güzel bir şeyler çıkarmaya başladım okuduğum kitaplar, dinlediğim müzikler gördüğüm şehirler bunlar sayesinde oldu onlar birer artı kattı bana diğer artılarım da tanıdığım insanlar yediğim hançerler yediğim dost kazıkları onlar sayesinde oldu diyebilirim. Şu sıralar tekrardan sigaraya başladım malum sigara indirime girdi alayım dedim içeyim dedim tekrardan iyi oldu indirimi yapan kim varsa onlara sonsuz teşekkür ediyorum.
Hayatım boyunca yarım bırakıldım. Yarım bırakılmış bir oyuncak gibi yarım kaldım sürekli bir yanım eksilerek büyüdüm o kadar çok eksik kaldım ki hayatımın nerede başladığını nerede bittiğini anlayamayacak kadar eksilerek yoluma devam ettim koluma attığım jilet izleri karşıma çıkmaya başlayınca büyüdüğümü anladım tam yirmi üç yıl tam yirmi üç sene, bilmem kaç ay, bilmem kaç saat, kaç dakika, kaç saniye geçtiğini sayamayacak kadar üzüldüm hepsini hatırlıyorum dün gibi o kadar çok yorulduğumu yarım kaldığımı nerelerde hata yaptığımı neden kendime güvenemediğimi şimdi çok daha iyi anlıyorum. Bir kitap da okumuştum ''Sen kendin gibi olmaya çalıştıkça hızla kendinden uzaklaşır gidersin ne zaman arkanı dönersin işte o zaman sırtın ağır gelir'' Çok güzel bir cümleydi aslında benim sırtım ağır gelmiyordu taşıdığım yük sanırım o kadar çok ağır gelmeye başladı ki bir yerde durup mola vermem gerektiğini biraz olsun dinlenmem gerektiğini anlıyorum her neyse işte.. Kendimden çok insanlara güvenmeyi seçtim önce bir kadına aşık oldum sonra başka bir kadına sonra başka bir kadına daha aşık oldum aşık olmak bu dünyada çok güzel bir eylemdi çok çabuk aşık olmak isterdim aslında o kadar çok çabuk isterdim ki yolda gördüğüm bir kadına hemen aşık olmayı çok isterdim sanırım böyle bir duygum yok aşık olduğum kadınları her zaman kendi mabedim yapmayı onları kutsal bilmeyi seçtim ama yanılmıştım o kutsal günü geldiğinde bir tanrı olup sihrini bozmaya yemin edebiliyordu. Sevdiğim kadınlarda bu yüzden terk etmeyi çok sevdiler ilk kez hayatımda bir kadını öptüğümde öpüşmenin nasıl bir eylem olduğunu öğrendim ilk kez bir kadınla seviştiğim de tanrının o gece beni izlediğini anlamış oldum ilk olmak güzeldi ama son olmak çok daha kötüydü bir kadınla sevişmek sadece o anki duygularını tatmin etmeye yarıyordu kim bilir yada kendimi öyle avuttum bilmiyorum. Her neyse işte zaman hızla ilerlemeye devam etti o kadar çok hızlı ilerliyordu ki yetişmekte güçlük çektiğimi yetişirsem bir daha o gemiye nasıl bineceğimi düşünür oldum.
Neyse işte bu neyse işte cümlesini de çok sık kullanır oldum bunu da henüz bilmiyorum.. Dediğim gibi kollarımda bulunan jilet izleri artık kaybolmaya başladı yaralarım hızla iyileşir oldu. Kendime biraz daha güvenmem konusunda baskı yapmaya başladım önümüzdeki aya kadar romanı bitirip teslim etmeyi düşünüyorum arada bir gelir yazarım yine iyi oluyor Film işi ise bir arkadaş var Osman Sınavın yeni çekeceği bir film başrol oyunculuğunu kapmış beni onunla görüştürecek olursa senaryoyu ona teslim etmeyi düşünüyorum bir kaç ay sonra tabi kim bilir belki olur Emrah Serbes gibi şansım tutar bu kez şans çok daha iyi güler gerçi bu güne kadar kıçıyla güldü ama olsun bir umut işte var içimde bu umut duygusunu da batuhan aşıladı bana askerde komutana yakalanırsın inşallah telefon elinde de ceza alırsın piç..... Duygular düşünceler her şey bitti geçti gitti diyebilirim. Yirmi üç yıl ne kadar da hızlı geçmiş neyse yaa benden bu gecelik bu kadar blog sayfasında mesaj atanlar oluyor tekrardan diyorum bak blog mesajlarına cevap vermiyorum bunu yanlış anlamayın ben burayı sadece yazmak için açtım konuşmak için değil face hesabım zaten var oradan mesaj at işte niye buradan mesaj atılıyor vallah diyorum onuda anlamış değilim hadi kendinize çok ama çok iyi bakın bol bol kitap okuyun Dan Brown Cehennem kitabını hemen okuyun okumadıysanız eğer hee bu arada yaz geliyor bavulları hazırlayın temmuz sonlarına doğru antalyada olurum öyle ümit ediyorum yani işte..... Anlayan anladı sanırım....
Buda bölüm sonu müziği işte.....
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder