21.05.2014

Kral ve Kartlar


 Selam Tanrım çello çalmaya devam ediyor bu kez eşlik eden piyano hangi tuşu hangi sesi veriyor henüz bulamadım ama çok az kaldı Neyse bu gece çok farklı şeylerden söz etmek istiyorum. Malum bilindik üzere ülkemizde üç günlük bir yas ilanı vardı. Somada hayatını kaybeden yüzlerce insan oldu. İnsanlar çoğu hatta dünyanın her yerinde bulunan insanlar bu duruma çok üzüldü hassaslaştı diyebilirim. İşçiyi köle gibi çalıştıran hatta işçiye köpek muamelesi yapan patronların yüzünden orada insanlar hayatını kaybetti hayatları boyunca evlerine sadece helal lokma kazanıp evlerinde sıcak bir çorba içmek gibi saatlerini yerin altında geçiren bir avuç kömür için canlarını veda eden insanlar. Yardım kampanyası başlandı tabi çok güzel bir şey bu yardım edilmeli bir yerde okumuştum ''İşçiye yardım etmek güzeldir ama ölmeden önce yardım edilseydi belki de bunların hiç biri olmazdı'' diye bir yazı okudum doğru aslında Ölmeden önce yıllar önce bazı önlemler alınmış olsaydı bunların hiç biri yaşanmayacaktı ama gel gelelim ki Patronların daha çok para kazanma tutkusu çalışanların sonu oldu işte. Çoğu iş yerinde belkide yüzde seksen diyebilirim hiç bir tedbir yoktur. Yıllardır bende çalışıyorum bende açıkçası görmedim işçi sağlığına korumak amacıyla bazı önlemlerin alındığı yer. Neyse patronların daha çok kazanma duygusu çoğu firmada yaralanma ve ölme gibi olaylar meydana geliyor dilerim bir daha bunlar olmaz olan orada yakınlarını kaybeden ailelere oldu derler ya hani, Ateş düştüğü yeri yakar aynen öyle oldu işte ateş öyle bir düştü ki çoğu ailenin ocakları söndü. Çok iyi bilirim birisini kaybettiğin zaman sonraki günler bir tabağın olmaması sofrada bir sandalyenin boş kalmasını olan oldu derler yada ölenle ölmüşe çare bulunmaz diye laflar atarlar canı yanmayanın canının nasıl yandığını bilemez işte...

 Neyse bu gece biraz yazayım dedim biraz dedim ama beynimin içinde çok ilginç şeyler oluyor öncelikle bir film var yani bir senaryo onu yazmaya karar verdim birde roman var. Değerli yazarım Orkun abiye söz verdiğim gibi bir yandan da onu yazıyorum biraz kendimi sıksam belki çok çabuk bitirebilirim ama elimde olmayan nedenlerden dolayı bir türlü yazamıyorum işte Yada kendimi düşünmek yerine sürekli yazıya versem belki olur diyorum neyse işte senaryo diyorum film işte güzel bir şeyler çıkarmaya başladım okuduğum kitaplar, dinlediğim müzikler gördüğüm şehirler bunlar sayesinde oldu onlar birer artı kattı bana diğer artılarım da tanıdığım insanlar yediğim hançerler yediğim dost kazıkları onlar sayesinde oldu diyebilirim. Şu sıralar tekrardan sigaraya başladım malum sigara indirime girdi alayım dedim içeyim dedim tekrardan iyi oldu indirimi yapan kim varsa onlara sonsuz teşekkür ediyorum.

 Hayatım boyunca yarım bırakıldım. Yarım bırakılmış bir oyuncak gibi yarım kaldım sürekli bir yanım eksilerek büyüdüm o kadar çok eksik kaldım ki hayatımın nerede başladığını nerede bittiğini anlayamayacak kadar eksilerek yoluma devam ettim koluma attığım jilet izleri karşıma çıkmaya başlayınca büyüdüğümü anladım tam yirmi üç yıl tam yirmi üç sene, bilmem kaç ay, bilmem kaç saat, kaç dakika, kaç saniye geçtiğini sayamayacak kadar üzüldüm hepsini hatırlıyorum dün gibi o kadar çok yorulduğumu yarım kaldığımı nerelerde hata yaptığımı neden kendime güvenemediğimi şimdi çok daha iyi anlıyorum. Bir kitap da okumuştum ''Sen kendin gibi olmaya çalıştıkça hızla kendinden uzaklaşır gidersin ne zaman arkanı dönersin işte o zaman sırtın ağır gelir'' Çok güzel bir cümleydi aslında benim sırtım ağır gelmiyordu taşıdığım yük sanırım o kadar çok ağır gelmeye başladı ki bir yerde durup mola vermem gerektiğini biraz olsun dinlenmem gerektiğini anlıyorum her neyse işte.. Kendimden çok insanlara güvenmeyi seçtim önce bir kadına aşık oldum sonra başka bir kadına sonra başka bir kadına daha aşık oldum aşık olmak bu dünyada çok güzel bir eylemdi çok çabuk aşık olmak isterdim aslında o kadar çok çabuk isterdim ki yolda gördüğüm bir kadına hemen aşık olmayı çok isterdim sanırım böyle bir duygum yok aşık olduğum kadınları her zaman kendi mabedim yapmayı onları kutsal bilmeyi seçtim ama yanılmıştım o kutsal günü geldiğinde bir tanrı olup sihrini bozmaya yemin edebiliyordu. Sevdiğim kadınlarda bu yüzden terk etmeyi çok sevdiler ilk kez hayatımda bir kadını öptüğümde öpüşmenin nasıl bir eylem olduğunu öğrendim ilk kez bir kadınla seviştiğim de tanrının o gece beni izlediğini anlamış oldum ilk olmak güzeldi ama son olmak çok daha kötüydü bir kadınla sevişmek sadece o anki duygularını tatmin etmeye yarıyordu kim bilir yada kendimi öyle avuttum bilmiyorum. Her neyse işte zaman hızla ilerlemeye devam etti o kadar çok hızlı ilerliyordu ki yetişmekte güçlük çektiğimi yetişirsem bir daha o gemiye nasıl bineceğimi düşünür oldum.

 Neyse işte bu neyse işte cümlesini de çok sık kullanır oldum bunu da henüz bilmiyorum.. Dediğim gibi kollarımda bulunan jilet izleri artık kaybolmaya başladı yaralarım hızla iyileşir oldu. Kendime biraz daha güvenmem konusunda baskı yapmaya başladım önümüzdeki aya kadar romanı bitirip teslim etmeyi düşünüyorum arada bir gelir yazarım yine iyi oluyor Film işi ise bir arkadaş var Osman Sınavın yeni çekeceği bir film başrol oyunculuğunu kapmış beni onunla görüştürecek olursa senaryoyu ona teslim etmeyi düşünüyorum bir kaç ay sonra tabi kim bilir belki olur Emrah Serbes gibi şansım tutar bu kez şans çok daha iyi güler gerçi bu güne kadar kıçıyla güldü ama olsun bir umut işte var içimde bu umut duygusunu da batuhan aşıladı bana askerde komutana yakalanırsın inşallah telefon elinde de ceza alırsın piç..... Duygular düşünceler her şey bitti geçti gitti diyebilirim. Yirmi üç yıl ne kadar da hızlı geçmiş neyse yaa benden bu gecelik bu kadar blog sayfasında mesaj atanlar oluyor tekrardan diyorum bak blog mesajlarına cevap vermiyorum bunu yanlış anlamayın ben burayı sadece yazmak için açtım konuşmak için değil face hesabım zaten var oradan mesaj at işte niye buradan mesaj atılıyor vallah diyorum onuda anlamış değilim hadi kendinize çok ama çok iyi bakın bol bol kitap okuyun Dan Brown Cehennem kitabını hemen okuyun okumadıysanız eğer hee bu arada yaz geliyor bavulları hazırlayın temmuz sonlarına doğru antalyada olurum öyle ümit ediyorum yani işte..... Anlayan anladı sanırım....



Buda bölüm sonu müziği işte.....



11.05.2014

Yanlışlarım


  Kendime karşı ne kadar çok yanlış yaptığımın farkına varıyorum artık. Eskisi gibi değil hayatım çöküntü içinde sürüklenmeye hızla devam ediyor. Yanlışların içerisinde başka yanlış yapmaktan korkuyorum kendime söylediğim yalanların aslında doğru olduğunu kendimi kurtarmak için haklı olduğumun farkına varıyorum. İyi biri olmak, iyilik yapmak kime yada ne şekilde ne yapacağının önemi yoktur aslında. Sadece o iyiliğin günü geldiğinde tokat gibi suratında patlamaması eğer o tokat bir kere suratında patlarsa işte o zaman hayatın gerçek yüzüyle karşılaşırsın insanların nankör biri olduğunu o zaman anlarsın. Kimse bu hayatta dört dörtlük değildir tabi dört dörtlük olmanı da kimse beklemez senden sadece kendin olmanı beklerler kendin ol adam ol gibisinden laflar söylerler kimilerine göre piç biri ol derler, kimilerine göre orospu ve onların çocukları olmanı isterler herkes senden illaki bir şey bekler ailen, dostların, uzak yada yakın arkadaşların yani, sevgilin, mutlaka ama mutlaka bir şeyler beklenir senden iyi yada kötü vereceğin her tepkiyi hesaplamakta zor iştir. Bu güne kadar uğruna inandığım herkes tarafından yusuf gibi kuyulara atılınca güven duygumu kaybettim artık kendime dahi güvenmez oldum mutlaka biri tarafından güvenim kırıldı. İnandığım kişilerde öyle aşık olduğum kadınlarda öyle ya kalbimi kırdılar ya ölmem için dua ettiler. Dua etmenin hiç bir anlam ifade etmediğini tanrının bizi yeryüzüne kızdığı için gönderdiğini,, aslında ne adem oğluyuz nede havva kızıyız biz bu dünyaya öğrenmek için geldik biraz da kırılmak için.

 Bu güne kadar çok kırıldığımı her fırsatta ifade ettim durdum kalbimin kırıklığının biri bitmeden diğeri başladı sürekli kırılarak geçirildim. Sürekli yanlışlarımı arayıp durdum sürekli kendimle olan savaşımı bitirmek için sustum o kadar çok sustum ki önümde duran bardak çatladı o kadar çok sustum ki melekler ağladı. Önceleri neden terk edildiğimi anlamaya çalıştım sonra hiç bir şey bulamadım neden yada niçin elimde olmayan nedenler beni neden terk edilmeye mahkum bırakıldığını anlamak için uğraştım. Önce kanından bir parça olduğum insan tarafından terk edildim sonra sevdiğim kadın tarafından terk edildim benim evrenimde son dakika olarak haber bültenlerine verilmeye kalksa terk edilmeli bir şey olurdu.

 Uğruna bir şeye inanmak isterdim bu psikoloji bozuk tarafımı bir yere gömmek çok isterdim olmadı işte elimde kocaman bir sıfırla kalakaldım durdum bir otobüsün penceresinden yolu izleyerek geçirdim ömrümü kendimi hiç bir zaman iyi biri olarak görmedim başka insanların gözünde iyi biri olarak görüldüm iyi biri olmak kötü bir şeydi iyi biri olmak saçma bir duyguydu bu dünyada ne kadar kötü olursan o kadar çok kazanırsın diye öğrettiler bana bende aksini yaptım ne kadar çok iyi biri olarak gezdiysem sokaklarda ya dövülerek yada ağlayarak geçirdim. yada kırılarak

 Hatalarımı bir bir önüme koyuyorum da aslında kendimi sevmeye kalksam belki o zaman her şey düzelir dedim böyle bir şeyin olması da imkansız olduğunu kendi gözlerimle görünce boş ver dedim. Neyse işte insanlar dedik, iyi dedik kötü dedik siz siz olun sadece kendiniz olun başkaları için yaşamayı bırakın ölmeyi ölüm kelimesini başkaları içinse helede hiç denemeyin kendinize saygınız olsun başkalarına saygı duyarsanız karşılık beklemeyin duygu, sevgi kelimesi yada aşk kelimelerini aramaya kalkmayın bırakın onlar sizi bulsun kendinizi çok sevin ben kendimi hiç bir zaman sevmedim hiç bir zaman saygı duymadım sürekli kendime yalan söyledim hatta o kadar çok ileriye gittim ki kimin yalan söylüyor kimin doğruyu söylediğine hemen anlar oldum. Yüksekte yer tutmak iyi bir şey değildir günü geldiğinde aşağıya çakılırsın o kadar hızlı düşersin ki aşağıda seni bekleyen insanlar kalbini kırar.

 Kalbim diyorum gerçek anlamda çok kırılmış bunu bir kez daha anladım insanlar bazı şeylerle yüz yüze gelince anlıyor bende bu gece anladım neyse bu gece biraz olsun buraya içimi dökeyim dedim iyi oluyor aslında yatağımdan kalkamıyorum avradını sikim dört gün oldu hasta hasta hiç bir şey yapmıyorum sürekli müzik dinliyorum bazı parçaları belkide yüz kez dinledim şuan onun dahi hesaplamasını yapabilirim açıkçası neyse işte bundan sonra gelen otobüs nereye gider hiç bilmiyorum ama umarım bir yerlerde durur mola verir......

10.05.2014

Tanrının Evi


 Şeytanı poker masasında kandırdıktan sonra bir daha asla ama asla kimseye inanmadım. Kendime ne tanrı yarattım nede bir daha bir peygambere inanmayı seçtim. Günü geldiğinde onlarda kutsala dair ne biliyorlarsa gitmeyi ve terk etmeyi seçiyorlardı. Tanrının yeri her zaman ayrıydı ama peygamberler için öyle değildi ya ateşlerde yanmayı tercih edecektim yada denizin ortasında kalıp boğulmayı bekleyecektim sırf bunu kendime kanıtlamak için kendime bir peygamber yarattım bir kadına peygamber gibi inanmayı seçtim. Elime verilen bir silah sayesinde gerçekleri öğrenebilecektim. Yanlış doğmuştum hayatımı yanlış yazmıştım bir kadına peygamber gibi sevip saymak yanlış bir eylemin parçasıydı. Kendime yalandan bir kukla yaratmak kadar aptalca bir işe kalkışmıştım bir kere bir daha kimseye inanmamam gerektiğini inanırsam kalbimin kırılacağını bu kırıklık üzüntüyü ardından ruh halimin çöküşüne tanık olacağıma inandırıldım. Üvey annemin elinde bulunan son kart olarak masaya bırakıldım eli büyük olan kişi masada beni almasını beklemek kadar aptalca şeylerin peşinden gitmeyi seçtim bende. Aptalca ve salakça yaptığım hataların biri bitmeden diğeri beni buldu elimde saatli birer bomba gibi patladı. Kendime o kadar çok zarar vermeye başlamıştım ki artık kendimden korkmaya kendimin zararlı bir insan olduğuna inandırdım sırf bunun için masada duran silahı alıp kafamın içine beynimin orta yerine bir mermi göndermeyi kendime yakıştırdım. Devletin memuru gibi özenle giyilmiş bir elbisenin içine mahkum bırakılmış aslında hiç kimsenin hiç kimseyi anlamadığı bir sistemin parçası olan insanlar gibi benim farkım karşı kaldırımdan onları izlemek oldu bu yüzden her seferinde kendime yalan söyleyip kandırmayı seçtim. Tanrımı da bu yüzden kandırdım bir daha beni yalnız başıma bırakmamasını bir daha asla ama asla gitmemesini sağlamak için boktan bir çukurda dua etmeyi seçtim Ne kadar günah varsa hepsini bir kitabın içine koyup cennetin en üst katına göndermeyi seçecek kadar da akıllı bir deli rolünü oynadım cennetin bütün kapılarına benzin döküp yakmayı çok isterdim ama iyi insanlar orada beni bekliyorlardı, ruhum dahi beni cennetin bir köşesinde beklemeyi seçmişti...

 Defalarca öldüm defalarca ağladım o kadar çok ağladım ki bir keresinde sesimi azazil meleği duydu şeytanı kandırmam konusunda bana yardım edeceğini söyleyerek ona inanmamı seçti inanmak zorundaydım artık. Birisine güvenmek zorundaydım birisine tekrardan inanmalıydım inandığım kişiye tekrardan hayatımı anlatıp gerekirse beni dinlemesi için bütün hayatımı saniyesi saniyesini anlatmayı seçebilirdim eğer hayatımı tekrar anlatmaya başlamaya kalkarsam her şeyin düzeleceğine de inanabilirdim. İnanmalıydım bir şeylere bir kadına inanmalıydım sonra o kadın beni terk eder yine acı çekerdim alışmıştım acı çekmeye günden güne sevmeye başladığıma dair kendimi inandırmıştım ağır şizofren biri olduğumu da hastaneye yatırdıkları dönemde aklım başıma geldi...

 Birisinin ölüm haberini beklemek gibi bekledim sadece sayılı günlerimin kaldığını hiç bir şeyin düzelmediğini yazarak anlatmaya başardığımı yazmadığım günlerde huzursuz olacağımı anlatmak isterdim ama olmadı elimde kocaman bir hiçle kala kaldım. Artık sesim kısıldığına inanıyorum kimseyle konuşamıyorum hiç bir şeyi aklımda tutmuyorum kendimi delirtmeyi seçtim o kadar çok delirttim ki akıllı insanların bile bana inanmasını sağladım o kadar çok güzel oynadım ki rolümü bir daha kimsenin hücremden çıkarmak için beni ziyarete dahi gelmemelerini sağlamayı başardım bir başarı şarttı ve kendi başarımı yaratmak için kendimi terk etmeyi seçtim bende o kadar çok hızla uzaklaştım ki kendimden uzaklarda sadece sayılı insanların durduğu bir durakta bir tren garında ailelerini bekleyen insanlar gibi kendi ruhumu bekledim ve hiç bir zaman yanına uğramadım. Kendimi nasıl yada ne şekilde delirdim hiç bir doktor anlamadı ne bir ilaç yazmayı tercih ettiler nede bir muayene etmeyi kabul.

 Ve şimdi sadece anlayarak geçiriyorum bazı şeyleri hatta o kadar çok susuyorum ki konuşmuyorum bile artık konuşmak beni sadece yaraladığını ve yaralarımın her geçen gün dahada şiddetlendiğini anlıyorum. Susmalıyım artık bir daha kendimle dahi konuşmamalıyım o kadar çok susmalıyım ki gece gündüze küsmeli ve kendimle bir daha asla barışmamalıyım


Bölüm Sonu.........





3.05.2014

Düş Sancısı


   Selam Tanrım, burada işler yolunda gitmiyor henüz cello hala çalıyor ama bir kaç notası bozuk onları da onarmaya başlayan insanlar mutlaka çıkar. Uzun süredir buralarda değildim bu gece biraz olsun takılayım dedim biraz olsun kendimle olan savaşımın kaçıncı döneminde olduğumu anlatayım ve dinleyeyim dedim her neyse işte, İyi olmak güzel bir şey değil bu güne kadar sürekli kendime kötülük yaptığım için alıştım buna yada alışmak zorunda kaldım bilmiyorum henüz aslında benden bir bok olmaz yanlışlıkla geldim bu yeryüzüne yada yanlışlıkla doğdum yanlış bir parçayım ben bozulan bir devrenin yanmış bir entegresiyim kodlamam yanlış yazılmış tanrının beni düşünmesine zamanı olmamış sanırım her neyse işte

 Sonun sonu olmayı ve sonda kalmaya alışkın biri olarak bir masal yaratmıştım ama o da olmadı götüme girdi yani elimde patladı her zamanki gibi biliyordum aslında elimde patlayacağını ama bir umut dedim belki bir çıkış yoludur dedim olması işte her neyse canım sağ olsun bunu da oldum olası hiç sevmem canın sağ olsun nedir ya bu kadar saçma ve salakça bir cümle daha yoktur sanırım boş verdim neyse dedim kıyamet sonrasını ne kadar çok düşünmeye başladıysam o kadar çok yanıldım umut ettiğim her şey ama her şey bir gün hüzünlerle karşıma çıktı ateş ettiler bana canımı çok yaktılar siktiğimin kalbi hala düzelmedi bir türlü anlamıyorum yada anlamamak işime gelmiyor bazı şeylerden kaçmak en iyisi uzaklaşmak yada bunu hiç sevmem bir şeyden kolay kolay kaçtığımı hiç hatırlamıyorum neyse bunları geçtim ben biraz alkol almak iyi gelir dedim kanımda o kadar çok alkol birikti ki yıllarca yetecek kadar alkol biriktirdim cennette bulunan alkolün kafa yapmadığını bildiğim için alkol tüketimine devam ediyorum bende cenneti yakmak için aslında cennet denilen yerin hiç olmadığı tanrının insanları kandırdığı bir örnek ile karşı karşıya bırakıldığı için...

 Beklediğim hiç bir şeyin gerçekleşmemesinin tek nedeni daha iyi bir şey ile karşılaşma ihtimalinin olmasından kaynaklanan bir mevzu sanırım öğretilmek istenilen aslında dünyanın ne kadar da yalanlarda dolu bir yer olduğunu görmemiz için ispatlanmış bir yer uğruna inandığım her şeyin kaybolması ve sürekli arkalarından baka kalmam beni daha çok yoruyor canımın acımasını geçtim artık canım acımıyor ruhumda öyle beynimde öyle sadece kalbim o kadar çok kırık ki bir türlü düzelmek nedir bilmiyor yıllar geçmesine rağmen bazı şeyleri unutmaya çalıştıkça sürekli karşıma çıkması beni daha çok yoruyor üzülmemeyi çok iyi öğreniyorsun aslında bende bunu başardım onca yılın ardından geçen senelerde sadece ama sadece üzülmemeyi öğrendim o kadar çok üzüntüm birikmiş ki bu gece bunu düşündüm sonra onların da hiç bir anlam ifade etmediğini öğrendim

 Neyse kısa gezeyim bu gece bundan sonra daha sık buralarda olurum sanırım öyle düşünüyorum işlerimden fırsat buldukça bi abime verdiğim bir söz üzerine bi kitap işi var ona öncelik verim bitirmeyi sonra ona teslim etmeyi düşünüyorum ondan sonra daha farklı konularda ilerlemeyi düşünüyorum akıl mantık oyunu gibi ender's game kitabında olduğu gibi enderin aklını ne kadarda zeki bir şekilde kullandığı gibi aslında bıraksalar beni sadece bazı şeyleri yazmak için çok güzel şeyler olacak o da imkan gerektiren şeyler işte neyse bundan sonra güzel şeyler olacak buna inanıyorum inanmak zorundayım bir kez daha yoksa yine kırılacağımı biliyorum olsun buna da alıştım büyümeyi bu yüzden hiç sevmiyorum ya bakalım bundan sonra nasıl güzel günler beni bekler çok merak ediyorum....



 son.....


KAYRA

    Merhabalar, Nasılsınız En son 20 Haziran 2021 Tarihinde buraya uğramışım gerçekten bu kez araya çok ama çok açtık. Neyse özledik ve geld...