15.08.2015

sigara ve deniz


   Genelde okuduğum yazıları, sözleri yada hoşuma giden her neyse kolay kolay unutmam ama kimin yazdığı yada kim tarafından kaleme alındığı konusunda biraz unutkanlık olur bende yada yazan kişiyi umursamam öylede diyebiliriz biz buna her neyse yine öyle bir zaman diliminde şöyle başlamıştı sözlerine yazan kişi ''Allah aşkına bırakın büyük insanlık ideallerini vs. zımbırtılarını.. Herkes herkesin bir sigara içimi kadar umurunda. Bir sigara içimi üzülüp, bir sigara içimi dertleniyor sonra sigaramızı söndürüp boktan heveslerimizin peşine takılıp yanı başımızdaki insanların trajedilerini süratle unutuyoruz. hepsi bu.....'' Yani kişilere hayat hikayelerimizi ne kadar anlatırsak anlatalım ne kadar kendimiz hakkında bilgi verirsek verelim kimsenin umurunda değiliz. Evet doğru herkes herkesin bir sigara içimi kadar umurunda. Anlatan kişi ile dinleyen kişi arasında o kadar çok laf birikiyor ki bazen biriken o laflar sana geri dönüşüm olarak tekrardan geri dönüyor denilebilir de..

  Yeniden başladı her şey eylül artık bu sefer etkisi çok büyük bir yıkıntıyla baş başa bırakacak beni ağır ve bir o kadar sancısı büyük bir kalp kırıklığı ile ortada kalacağım biliyorum çünkü son iki haftadır yakınımda bulunan insanlar ölüyor, biliyorum çünkü kendi yüzünü gösteriyor artık eylül. Sevmiyorum eylül ayını, yıllardır bu böyleydi böylede sürüp gidecek ağır gelmeye başladı artık sanırım başka bir ağırlık ile daha fazla yüzleşme gibi bir eylemin olmasını istemiyorum aslında bakılırsa ben mutlu olmak istiyorum anayasa mahkemesinin ihlal edildiği ibrahimin de sevmeye hakkı olduğunu bilmelerini, gayrisafi milli sevgiden payıma düşeni istiyorum artık çok şey istemiyorum ve anayasa maddesine yeni bir maddenin, bilmem ne bendinin bilmem hangi harfine madde eklenirse artık,... tutunacak bir dalı olduğunu onu asla bırakmamak üzere yazıldığı noter onaylı devlet tarafından önüme koyulmuş bir madde istiyorum artık çünkü ben artık sevilmek istiyorum lanet olasıca dünyada darbe yapmaya kalksam neden darbe yaptın diye soracak olurlarsa devletin beni görmesini istediğimi ve benimde sevilmeye ihtiyacım olduğunu bilmelerini istiyorum çünkü yirmi beş yıldır beni kimse sevmedi sadece kuyu niyetine yada kurban niyetine kesmeyi ve susuz bırakılmayı uygun gördüler. Ben yoruldum amına koyim artık daha fazla elimle başka bir duvar kazamayacağımı bilmelerini istiyorum çünkü benim milatım doldu ve taştı boş bir kavanoz ne kadar su alabiliyorsa bende aynı hızda boşalttım diyebilirim çünkü beni o kadar çok kırdılar ki dolan tarafım hep boşaldı hep kırıldım bende, zamanda yolculuk yapmak gibi bir doğaüstü güce sahip olamadım ben sürekli birilerini bekleyerek geçirdim ama kimsenin gelmiyor olması beni bir kez daha kırmaya hükmetti ve  hükmen mağlup oldum bu maçta sahaya çıkan futbolcu gibiydim gol atamadım hiç bir zaman evet kabul ediyorum ama penaltı yaptırarak takımıma bir gol fırsatı yaşattım ama o da gol olmayınca hükmen mağlup durumuna düştüm ve kırıldım. O kadar çok kalbim kırıldı ki artık daha fazla nasıl kırılırım diye sorular çözmeye başladım çünkü biliyordum en iyi kırılan taraf hep ben olmalıydım hep ben yenilmeliydim ve hep ben kaybetmeliydim kırmızı kartla oyun dışı kaldığımda bile en çok benim hakkım olduğunu bilmeliydiler çünkü ben kaybetmek üzere kurulmuş bir oyuncaktım ve hangi çocuğun eline verdilerse yüzümü parçaladılar, kırılmak, darmaduman olmak bana yakışan bir eylemdi kendisi başka birisinin elinde sadece zaman kaybına neden olacak bir tür mistik olay oluveriyordu. Bir annenin yirmi yaşında oğlunu kaybetmesi gibi bir acı vardı ve o acıyı ben gördüm ve yaşadım bir kez de bunun için kırıldım ağladım. Ağlamak benim için kutsal bir cennet kapısı gibiydi ama o cennet kapısının eksik malzemeleri o kadar çok fazlaydı ki giren de çıkanda belli olmuyordu bu yüzden oturup bir köşe başında ağlamayı seçtim çünkü biliyordum kimsenin umurunda olmadığımı çünkü biliyordum hayat hikâyemi kimlere anlatsam sadece zaman kaybı olduğunu anlatılan sözcüklerin bittiği zaman sadece unutulacağını ve sadece bir sigara içimi kadar akılda kalınacağını biliyordum. Çünkü kimse kimsenin umurunda değildi her şey bir sigara içimi kadardı gerisi bizleri kandırmak için söylenmiş birer teselli notlarıydı. Boş bir müzik kutusu gibi içi boş bir ev gibi, eşyaları çalınmış yeni evli çift gibi bilmediği için şehrin ortasında bombayla ölen bir çocuk gibiydi aslında hayat. Buralara daha çok şey yazıp çok fazla konuşmak istediğim zaman dilimindeyiz şuan aslında pastanın en büyük tarafı artık bende kaldı,,, olması gereken buydu aslında benimde hakkım olan payıma düşeni aldım artık çünkü benim pastamdan o kadar çok yediler ki hep ben aç kalmıştım sanırım biraz olsun karnımın doyduğunu bilmem gerekecek...

  Ben tanrıya küsmüştüm, çünkü tanrı nietzsche yakmadı yada iskenderi, romayı, italyayı, tanrının ateşi hep insanları yaktı. Bu yüzden tanrıya kırgınım. Ve sırf bu yüzden müzikle ile aramda bir köprü var ve benim köprümü kullanan o kişiler her gün birilerini atıyorlar o denizde sürekli biri boğuluyor ve ben sürekli bir ölüm haberi ile karşı karşıya kalıyorum. Eylül artık yavaş yavaş hayatımın tam ortasına girecek ve ben yine kırılacağım bu sefer ağır ve sancılı geçecek ve bundan sonraki dönemeçlerde level atlamak yerine oyundan çıkmaya karar vereceğim yine ben, çünkü bir sonraki ağırlığı taşıyamıyorum diye yine kendime dert yanacağım sonra bunlarda geçecek yine alışacağım ben kaldığım yerden devam edeceğim aynı hızda aynı şekilde kırılmaya devam edeceğim sadece dinleyenler değil okuyanlarda sıkılmaya başlayacak çünkü aynı olaylar olduğunu bilecekler bilmeye devam edecekler ama dedim ya herkes herkesin bir sigara içimi kadar umurunda olduğunu. Sonra kaldığım yerden devam edeceğim hayatıma sıfırdan yine, sadece kalbim değil bu sefer ruhumda yorulacak çünkü o da anlıyor artık beni terk etmeyi en çok o istiyor ama yinede geçer ümidiyle bakıyor. Bitecek bunlar yalanda olsa yalan bir masalda olsa o yalanların içinde biri bana seni seviyorum diyecek ve ben ona inanacağım çünkü benim tutunacak yada tutmaya çalıştığım bir dalım yok hepsi çürümeye yüz tutmuş bozulmuş bir yiyecek gibi yada tarihi geçmiş rafta duran sadece çok olduğunu belli etmesi amaçlı orada süs olarak görevine devam eden bir tür eşya gibi...

  Yazarak kusmayı öğrendim ben, yazarak kusuyorum ben...



bölüm sonu......



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

KAYRA

    Merhabalar, Nasılsınız En son 20 Haziran 2021 Tarihinde buraya uğramışım gerçekten bu kez araya çok ama çok açtık. Neyse özledik ve geld...