29.06.2014

Sıcak Bir Kahve


 Çello hala çalıyor hani çocukken inandığımız masallar vardır. Polyanna, Pinokyo, Alice gibi inandığımız o çocuksu masallarımız bizim aslında en mutlu olduğumuz en güzel duyguları hayallerimizde yaşadığımız o masallar, işte onları da yaktılar, acımadılar o masalların kahramanlarına bizlere acımayan insanlar onlara da acımadılar her neyse işte, Şu sıralar yine bi kopma yine bi buhramlı bir dönem içerisindeyim henüz bazı şeylerin düzeldiği yok hep inanırdım mutlaka bazı şeylerin düzeleceğine dair sürekli beklerdim. Bir otobüsü bekler gibi bir yere gideceğime inanmıştım, bir durakta nasıl beklerse insan başka bir yere gitmek için bende öyle durdum bekledim. Aslında hiç bir zaman gelmedi beni almaya yada yolunu kestiler tanımadığım insanlar belkide tekerleklerini patlattılar kim bilir. Çok yoruldum o kadar çok yoruldum ki artık nefes almak bile zor geliyor bana bir yerde durup bir köşebaşında bileklerime atacağım son jilet izi beni kurtaracak buna inanıyorum kumar masasında annemi, babamı, sevdiğim insanları kaybetmek beni yordu sanırım. Bir insan başka bir insanı nasıl yorabilir dedikleri günlerde anladım bunu o kadar çok yorulmuşum ki artık başımı yastığa koyar koymaz uyuyorum. Neyse buhramlı dönemler dedim evet bu sıralar çok fazla yokluyor beni korkmuyorum artık, korkmuyorum çünkü bir boka sahip olamadığım için hiç bir şeyden korkmuyorum kaybedecek bir tek ruhum kaldı onuda tanrıya emanet ederek siktir olup giderim bu şehirden. Her seferinde yanıldığımı, her seferinde yanlış yola sürüklendiği sanırım bir tek ben anlıyorum bazı şeyleri hiç anlamak istemezdim aslında yaşlı bir insan olup kimsesizler evinde bakıma muhtaç biri olarak ölmeyi seçerdim arada bir bazı kağıtlara bir şeyler yazar öldükten sonra onu bulan hemşireler okuyarak hayat hikayemi ölümsüzleştirmeye çalışırlardı kim bilir.

 Olmayan yada olan ne,  ''ibrahim gönlümü put sanıp da kıran kim'' Asaf Halet Çelebi ''ibrahim'' şiirini ezberlemiş olmam kendime kattığım en büyük artıdır bence en büyük artı, Ne istediler benden bu kadar, neden kalbimi çok kırdılar, her seferinde Yusuf gibi çıkartıp çıkartıp kuyulara neden attılar bu kadar naif birisi olarak bu kadar kırılgan birisi olarak ne istemişlerdir ki benden oysa ki benim elimdeki en büyük koz sadece sevmekti. Kimi sevmeye kalksam mutlaka bana düşman oldular. Yada arkamda gezen iblis olmayı seçtiler. Her insan dört dörtlük değildir bende hiç bir zaman dört dörtlük olmadım ama arkamdan konuşup beni tanıdığını söyleyip de sadece kötü birisi olarak tanıdan insanlar onları da hiç bir zaman anlamadım ben durup dururken kimsenin canını yakmam yada kalp kırmam ki hayatımda en çok korktuğum tek şey ''kalp kırmaktır''. Mutlaka ama mutlaka bir şey yapmıştır ki o kişinin kalbini kırmışımdır yada inciltmişimdir çünkü hiç bir zaman kimseye zarar vermedim en çok zararı ben aldım. Aldığım alkol yada adlarını dahi bilmediğim maddeler, sadece biraz huzur aradım, çünkü tanrı bana huzur vermiyordu, tanıdığım insanlar çoktan terk etmişti bir kere beni onlarda huzur vermeyi bırakmışlardı huzur aradım sadece, biraz sevgi aradım durdum. Aşık olmayı belkide bu yüzden seçtim ama her seferinde ya aldatılarak yada aldanarak geçirdiğim için kadınlara da olan duygum bu yüzden yok oldu. Sevilemiyordum ben sevgiyi hak etmeyen bir orospu çocuğunun tekiydim.

 Cem Karaca derki '' Ana, baba, bacı gardaş dar günümde el olur'' doğru söze kimse laf söyleyemez, Doğru o kadar doğrum var ki yanlışlarımı çıkartmaya kalksam bir köşebaşında yakalamalarından korkuyorum artık beni. Her neyse, çıkış yolu bulmak benim için günden güne daha da zorlaşır oldu.

 Neyse, bu gece, sonraki başka gece olmayan bütün geceler için ne diyebiliriz ki!




Bölüm sonu..


12.06.2014

Duaların bacakları


özleyerek geçirdim ömrümü
en çok kendimi özledim
annemi özledim,
babamı özledim
mabedim yaptığım sevgilimi özledim
diğer yanımı, uykumda bana ilaç veren kadını
yaralarımı,
acılarımı,
tuttuğum dalı
sonra o dalın kırıldığını
bir rüyada olduğumu
sonra o rüyadan uyandığımda
aslında her şeyin bilinç altı olduğunu öğrenerek
geçirdim ömrümü.
plakta çalan
This will make you love again parçasını
kendime yeni bir ilah
yeni bir düzen yaratacak olursam
bu parçayı kutsal marşım yapacağım.
Düzenlerin aslında bir boka yaramadığını
bileklerimde bulunan jilet izleri söyledi
kollarım kanıyordu,
bacaklarım kanıyordu,
yüzüm kanıyordu
en çokta yüreğim kanıyordu
o kadar çok kan akıttım ki
bu bok dolu gezegene
artık akıtacak bir kanım kalmadığı için
üzüldüm
üzülmediğim dönemlerime üzüldüm en çok
kendime acıdım
kendime yaptığım ufak bir gemiye binip
siktir olup gittim buralardan
masallarda babamı öldürdüm
az ileride bulunan bir başka masalda iblisle karşılaştım
yüzüme küfür etti
allah'ıma küfür etti
bıçakladım onu
insanlar için
kendim için yaptım
tasarladığım bir eşya dolabında
ruhumla karşılaştım
adlarını dahi bilmediğim kadınların
ruhlarını ve bedenlerini o dolaba habis ettim
kendimi kandırarak geçirdim
bütün ömrümü
kumar masasında blöf oldum
yetmedi
kumar masasında tanrımı kandırdım
oyun benim lehime dönsün diye
başarmıştım
her şeyi ama her şeyi başarmıştım
bir şiir yazdım
beğenmedim yaktım
içim ısındı
sonra başka bir şiir daha yazdım
beğenmedim bir kadına armağan ettim.
dalga geçtim şiirlerle
dalga geçtim kendimle
dalga geçtim insanlarla
yalanların içinde başka bir yalan yakalayıp
idam sehpasına çıkardım
yeter dedim sıradaki acıyı istiyorum diye bağırdım
o kadar çok bağırdım ki
sesimi kesmek zorunda kaldım
bir makas yardımıyla
boğazımı kestim
etrafı kana buladım
cinayet büro da çalışan komiserlerin
midesini bulandırdım
oraya gelen gazetecilerin midesini bulandırdım
beni gören yada görmeyen bütün insanlara bir hediyem oldu
kendime bir mesih yarattım
sonra isa'ya dua ettim.
duaların bacaklarını kestim
haliçte beni bekleyen
iman gönüllülerin başına bomba yağdırdım
yetmedi kötülük yaptım
iblisle aynı oranda yarıştım
en büyük günah benim olmalıydı
tanrının arkasından sessizce yaklaşarak ateş ettim
bommm
ses çıktı tanrının kanı aktı
her yer kan oldu
cennet kan oldu
peygamberleri kandırdım
yeni bir ilah yarattım
ona inandım
kutsal kitapları yeniden düzene soktum
uykuyu bıraktım
uyumamak için eroin kullandım
yetmedi LSD, kokain daha adını bilmediğim
bir sürü boku kanıma karıştırdım
ölümü kendime kutsal bir çıkış yolu olarak saydım
finalde tam puan yapan bir öğrenci olarak
bir çıkış yolu arayarak geçirdim ömrümü
insanlara inandım
sonra beni öldürdüklerine dair şahit oldum
her şeyi ama her şeyi geride bırakmak istedim
kendimi affettim
başka ülkeye yerleşmek için
devlete başvurdum
devletin sikin de bir sperm kadar değerim olmadığını
anladım
anladığım gün devlet büyüklerinden birini vurdum
katil oldum
kendimi galata kulesinden aşağıya attım
ölmedim
öldürdüm
beynimi yakarak geçirdim
ısındım
ruhum üşüdü
en çokta bedenim üşüdü.
geride kalmak bana göreydi
karşı kaldırımda duran, gezen insanları seyrettim
onların dünyasına baktım
gezegenlerini izledim
benim gezegenim de sadece mutsuzluk ve huzursuzluk vardı
kendi gezegenime girecek birini bekledim
kimse gelmedi
kendi gezegeni/mi
içimde yaktım
yetmedi daha çok öldürdüm
dur dediğim saatlerde koşmayı öğrendim
nefesim kesilircesine koştum
sadece soluklanmak için biraz durdum
başka bir masala gittim
o masalda bir annenin çocuğunu terk ettiğine şahit oldum
bir isa gibi konuşan bebeğin annesine küfür ettiğini gördüm
bebeği kağıttan bir gemiye bindirip kızıl denizine bıraktığına şahit oldum
mikail'e seslendim
nefesiyle öldürmesini istedim
ufak bir çocuğun günahını almak için öldürmesini istedim.
yetmedi
daha çok alkol tüketime gittim
dünyada ne kadar çok içki türü varsa tükettim
kanıma alkol ve uyuşturucuyu enjekte ederek rahatlamayı düşündüm
bir son yazdım
bir şirin sonuna sonu koydum
Cemal Süreya sokağında o şiire benzin dökerek yaktım
bir hastanenin morgunda ölümüme dua ettim
duaların bacaklarına şiir bağlayarak yolladım
tanrının yanına
Allahı'mı bir masalda gördüm
inanmadı bana
tanrımı bir romanın baş kahramanı olarak yarattım inanmadı bana
kendime inancım kalmadığı gün
kiliseye giderek günah işledim
bir kadınla seviştim
bir papazı öldürdüm
bir anneyi öldürdüm
bir canlıyı öldürdüm
ölümü o kadar çok yakıştırmıştım ki kendime
takım elbise giyen bir memurdan farkım kalmamıştı
sona yaklaştım
sonun başlangıcına
olmayan bir son'a
yasakladım kendimi
insanlara güvenmemek için
güvendiğim günlerde mutlaka zarar görerek geçirmeyi
bir sessizlik yarattım kendime
o sessizliğin içinde kendi sesimle baş başa kaldım
dans etmeyi öğrendim
güzel şeyler düşünmeyi öğrendim
bir kuyunun dibinde yaşamayı öğrenir gibi
zamanla o kuyunun yakınına gelen insanlar sesimi duymaya başladılar
yardım etmelerini istediğim zaman
ellerini uzatmayı bildiler
tam o kuyunun dibinden çıkacakken
tekrardan o kuyuya hızla çakıldım
her seferinde daha hızlı düştüm
her seferinde  canım daha çok yandı
her seferinde vücudum daha çok kırıldı
kalbim kırıldı
kalbim o kadar çok kırıldı ki
onarmaya korktum
kırık bir vazoyu tamir edercesine tamir etmek istedim kalbimi
ama bilmediğim bir şey vardı
kırılan vazo dahi olsa eski halini alamayacağını biliyordum
kalbimde öyleydi
kalbimde eskisi gibi bir daha asla düzelmedi
her seferinde yeni bir kırıklık aldı
her seferinde yeni yeni kırıklıklar buldu
sırf bu yüzden kendime küstüm
bir köşe başında ağlamayı seçtim....







bölüm sonu....


KAYRA

    Merhabalar, Nasılsınız En son 20 Haziran 2021 Tarihinde buraya uğramışım gerçekten bu kez araya çok ama çok açtık. Neyse özledik ve geld...