19.01.2020

Çaresizliğin Resmi


 Çaresizliğin resmini çizmeye çok çalıştım ben ve her seferinde o kadar çok başarılı oldum ki bir sonraki çizmeye kalktığım resim aslında bir boka benzemediğini, bir suratın olmadığını gördüm ben. Aynalarla aramda bir bağ kalmadı artık benim, dün gece içmiş olduğum şarap şişemin içine bütün umutlarımı ve hayallerimi döktüm içine, artık daha fazla sarhoş olmak istemiyordum. Özledim aslında ben, o kadar çok özledim ki durup nefes alsam özlemlerimi dışarıya vursam bu özlemlerim geçecek sanki, inanıyorum buna, bir yerde özlemin beni beklediğine ve nefes aldığımda buharlaşıp uçup gideceğime inanıyorum ben, Yorgunluğum bütün bedenimi artık istila etti savaşmaktan o kadar çok bıktım ki kaybedebileceğim bir toprağım kalmadı artık benim, bütün topraklarımı inandığım uğurda kaybettim ben çünkü. Arkadaşlarımı kaybettim, sevdiklerimi kaybettim ve en sonunda bir köşe başında kendimi kaybettim ben. Nankörlüğün en üst seviyesini gördüm ama bu kadar da nankör olunmaz dediğim insanların bile nankör olacakları aklımın ucuna dahi gelmezdi. Korkarak yaşadığım bu oyunda kırmızı kart görüp çıkmayı, terk etmeyi çok arzuladım ben başarısız oldum çıkamadım, çabaladım çabalamaya çalıştım ama olmadı bir tutam bekledim, bir kitap kokusu olmak istedim yada okuyamadığım yarım kalmış bir kitabın arasındaki o ayraç olmak istedim, yarım bırakılmış ve terk edilmiş bir ayraç. Bir gemiye binip çekip gitmek çok istedim aslında ben kendimden bile uzaklaşmak istedim, kendimi bir odaya bırakıp gaz vanasını açtıktan sonra intihar edişini hayal ettim, bazen de durup durup ölümü hayal ettim. Bir el aradım ben, soğukta olsa razıydım, ısıtırım dedim kendi kendime ellerimle ısıtırım dedim yada koyarım koynuma ısıtırım dedim, olmadı. Olmayan şeylerin üzerine yenilerini koymak, sevgi dilenmek zordur, Eğer birisi sizi sevmiyorsa yada terk etmişse bitmiştir, daha fazla kendinizi asla yıpratmayın olmayan şeyler olmuyor işte denemeyin boşuna kendinizi yormayın, yok ben bu uğurda daha çok yara alacağım daha çok savaşıp daha yeni yaralar alacağım diyorsanız üstüne gidin bir şansınız her zaman vardır. Ben yapamadım daha fazla gücüm kalmadı çünkü.

 Kendimi dinlemeye başlayalı çok uzun zaman oldu artık, Nefes alışım değişti eskisi gibi daha derinden almıyorum ben, soluklanıp ara veriyorum, yüzüm kırıştı, sakallarım çıkmaya başladı, bıyıklarımı haftada iki kez traş eder oldum. Ben çok değiştim, kendimi bile tanıyamaz oldum ama değiştim kendi içimde olan sevgimi kör kuyulara attım daha fazla sevgi dilenmemek için daha fazla acı çekmemek için. Az kaldı dediğim ne varsa çok birikti yüreğimde artık şimdilerde kurudum.

 Tarih yalnızca mutsuzları yazar dedikleri olay belki de gerçektir, bilmiyorum ama benim içimdeki mutsuzluk eşit bir ağırlıkta ilerliyor, bir tür bilinmeyen denklem gibi.

 Yazacak, söyleyecek ve anlatacak o kadar çok şey biriktiriyorum ki sanırım aklımı kaybediyorum artık, sonunda yavaş yavaş aklım beni terk ediyor artık.



Bölüm Sonu....






9.01.2020

Figüranlar beni oynar doğum günümde



 Ben geldim, Nasılsınız? Normalde Pazartesi günü gelecektim buraya, malum Doğum Günümdü yazarım dedim ama olmadı her neyse. Uzun uzun bir yazı yazmak istemiyorum, pek öyle niyetim yok, biraz özledim burayı sadece o kadar. Bahçeme ektiğim çiçeklerimin hepsi kurudu çok üzüldüm bu duruma ama alıştım, sırtımda olan yaralara alışmak gibi bu ama alıştım. Güzel şeyler olmuyor, Çalıştığım kurum, Hayatım, Nefes alışım hiç güzel şeylerim olmuyor dediğim ne varsa arada bir oluyor, şimdilerde, Benim korkum sanırım yalnızlık yada Kaybetmek iki arada gidip geliyorum ve alışamıyorum bu duruma. Evet 27 oldum ben, Doğdum ve büyüdüm, artık olgunlaştım diyebiliyorum kendime eskisi gibi değilim ama eskiyi hep özlüyorum, eskiye dönmeyi çok özlüyorum artık. Çekip gitmek istedikçe korkularım ağır basıyor gidemiyorum köşeye sıkışmış bir fare gibiyim adete. Güzel şeylerde oluyor elbette İkinci Kitabım çıkacak, Normalde ben ikinci kitabım asla olmaz diyen bir adamdım şimdilerde ikinci evladımı kucağıma alacağım günü iple çekiyorum artık. Bazen uyandığımda ciddi ciddi tek istediğimin güneşin yüzüme vurmasını istiyorum sanırım ama olmuyor. Birkaç ay öncesine kadar ciddi ciddi çekip gitmek istiyordum ama oturduğum sandalyeden dahi kalkamamak beni bitiriyor sona geldiğimi hissediyorum ama son olmadığını da görüyorum. Şarkıda hep dinlediğim gibi '' İnsanların yüzlerini göremiyorum, Sana boncuktan kuş yaptım konacak pencerene'' bu söz benim için anlamı çok güzeldir aslında.

 Neyse ikinci kitaptan söz edecek olursam yayınevinden haber bekliyorum, artık okuma vb. şeyler ondan sonra basım süreci olacak, olursa da onun bilgisini yine buraya gelip ilk burada yazarım sanırım. Bazen geriye dönüp baktığımda burada yıllarım geçmiş ve benim burası ciddi ciddi odam olmuş zaten hep yazmıştım burası benim odam diye ama şimdilerde onun fikrini artık kabullenmek garip hissetmeme neden oldu. Anlatmak istediğim ve anlatamadığım kelimelerim dar ağacında yargılayacak günü bekliyorum hep ben. Hayat işte.

 Benim halletmeye çalıştığım meselelerim henüz bitmedi, bitecek ama ne zaman bitecek bende henüz bilmiyorum diyecek pek bir şeyim yok yazmak istediğim onlarca cümlem var ama hepsini tozlu raflara kaldırdım kısa bir süreliğine.

Benim yaşım 27 oldu, gönlümü put sanıp da kıran çok oldu.


Bölüm Sonu...





KAYRA

    Merhabalar, Nasılsınız En son 20 Haziran 2021 Tarihinde buraya uğramışım gerçekten bu kez araya çok ama çok açtık. Neyse özledik ve geld...