Merhabalar, Evet ben geldim, Nasılsınız? Umarım her şey yolundadır, Ben bomba gibiyim, Gerçekten bak pimi çekilmiş patlamaya hazır bomba gibiyim şu sıralar. Mutluyum tarifi yok ama mutluyum ilk kez, hayatımda bazı şeyler yolunda gitmeye başladı, Şimdilik bazı şeyler demek zorundayım hepsi değil, yani yüzdelik kısmımın çeyreği falan yolunda gidiyor, o da güzel şey benim için, neyse biraz sizlerle konuşmaya geldim çok uzun zaman oldu yoktum buralarda. Başımdan türlü türlü olaylar geçti, Türlü türlü sıkıntılar atlattım geldim diyebilirim sizlere. Maddeler ağır gelince uçan balon hayal ettim onunla gökyüzüne çıktım. Yarın Kadıköy'de olacağım, Kadıköy sokaklarında it gibi gezinip bulduğum güzel bir mekanda bira içmeyi düşünüyorum yağmurda yağarsa eğer var ya on numara beş yıldız olur benim için belki Tanrı beni duyar ve yağmur yağdırır. Evet uzun zaman yoktum, Antalya'ya gitmiştim biraz buruk ayrıldım Nedeni kapkaça geldim Anasını avradını siktiğimin yerinde İstanbul'da başıma gelmeyen olay kalktı Antalya'da başıma geldi kimlik hariç bir miktar para ve kredi kartından oldum diyebilirim ama geçti, Garip gelen bana sevdiğim şehirde, Aşık olduğum kentte başıma gelmesi oldu, olay çok uzun olduğu için kısa kısa anlatıyorum özet geçer gibi yani. Paraya sıkıştığım zamanda çalıştığım kurum sağ olsun yardımıma koştu hallettiler, cebimde ay sonunu idare edecek kadar param kaldı olayı böylelikle kapattık. Kitap işi ne durumda bilmiyorum bakmıyorum açıkçası kendi yazdığım kitabım konusunda üstüne düşmüyorum daha önce söyledim mi bilmiyorum ama 3 yıllık bir sözleşmemiz var yayıneviyle 3 yılın sonunda bitiyor ve kitapta tozlu rafa gömülecek, neyse ki benim elimde 1 tane var kendi yazdığım kitabımdan sadece 1 tane bana hediye var.
İnsanlar konusunda hala kırgınım ve üzgünüm, derimin altında inandığım insanların hayal ve hayat kırıklıklarını taşıyorum geçmemek üzere bir yaram var o yüzden dolayı artık yaralarım tamamen kabuk bağladı diyebilirim sizlere ve o kabuk bağlayan yaraları kimselere göstermek istemiyorum kendime bile.
Mutluyum dedim sizlere nedenini bende bilmiyorum valla öyle aptalca bir mutluluk var işte kendi kendime gülümsüyor, kendi kendime beynimin içindeki benle konuşuyorum ne yaparsam ne olur ve ne kazanırım ümidiyle, Sanki şampiyonlar ligine katılmışım gibi rakiplerim o kadar güçlü ki ama yinede iki galibiyet iki beraberlik beni bir üst tura taşıyacak bir sonraki maçta bir mucize olacak ve ben çeyrek finali görecek gibi umutluyum, Umutluyum çünkü çeyrek finali görmek istiyorum her takım gibi, Umutluyum çünkü umutlarımdan başka elimde kozum kalmadığını artık biliyorum. En son umutlar ölür çünkü.
''Meyve veren ağacı kesersen aç kalırsın'' Aç kalmak dünyanın en korkunç ve üzücü olayıdır bana göre, mesela bazı yiyecekler konusunda çok güzel ve buruk hikayelerim vardır benim, bunlardan bazıları, Elma Şekeri, Pamuk Şekeri, Nutella gibi hepsinin çok güzel ve çok tatlı anıları vardır, Anılar insanı geçmişe götürür ve orada anlarsın büyüdüğünü bende onları gördükçe oralarda anlıyorum büyüdüğümü aslında hiç büyümek istemezdim ama hayat dediğimiz döngü büyümem konusunda o kadar ısrarcı davrandı ki zorla büyüdüm çocukluğumu görmeden büyüdüm, çocukluğuma ateş ederek büyüdüm. Bir gece yarısı odamdan içeriye giren karanlık aldı dipsiz kuyulara atarak büyümem için zorladı beni.
''Meyve veren ağacı kesersen zalim olursun'', Ben kendi ağacımı hep suladım, meyve versin diye çok çaba gösterdim ama meyve vermedi, kalkıp kesmedim aldım içeriye onunla konuştum meyve vermesen de sen benim ilk sevgilimsin dedim, onunla oturup konuştum dertlerimi anlattım ertesi gün büyüdükçe büyüdü bütün evi sarmaşıkları sardı. Dinleyen insanlar çıkarsız yani, Seni anlayan insanlar, yani her konuşmanda seni anlıyorum diye sözüne destek olan değil gözlerinin içine bakarak gözleriyle seni anlıyorum diyen insanlar biriktirmek iyidir, Bir omuz çukurum vardı zamanla o omuz çukurlarına gözyaşlarımı akıttığım oldu, zamanla dinamit yerleştirip oraları patlattığım bile oldu daha sonra pişman olduğum zamanlarımda oldu geri döndüğümde artık çok geç kalmıştım ve ben tam anlamıyla hep geç kalan bir adamdım.
Aşk sevgidir, Sevgi mutluluktur, Bugün hiç beklemediğim birinden aldığım telefonla mutlu oldum sanırım onun mutluluğu sardı beni, Çok çabuk parlayan biriyimdir ben, çok çabuk sinirlenen ve o sinirle çok çabuk durulan bir adamım. Gökyüzünden düştüm ve dağıldım parçalarımı topladım önceleri birleştirdim yapıştırdım onarmaya çalıştım onarmayı başaramadığım yerlerde birilerine güvendim onlara emanet ettim onlarda hırsızlık yaparak çaldılar benden, Sağlık olsun diyebildim, Zaten başıma ne geldiyse hep bu sağlık olsun deyişimden geldi o da çok ayrı bir durum ya neyse.
İçim bu kadar dolduğunu bende beklemiyordum yalan yok şimdi, Bu kadar uzun uzun yazacağımı hiç tahmin etmiyordum ama karışık bir şeyler yazdım bu gece, Evet yarın uzun bir aradan sonra Kadıköy sokaklarında olacağım.
Şimdilik Hoşçakalın
Cem Karaca'nın dediği gibi; Beni bekleme kaptan..
Buda senaryonun müziği olsun...