3.11.2016
Şizofren Hastanın Ölümü
Evet her ölen ölmüyormuş, ölenle de ölünmediğini aslında bizleri kandırmak amaçlı söylendiğini yada ölümün bir ayrılık olduğunu anlatmak isterdim. Ölmüştüm korkulacak bir şey yoktu kendimden biliyordum kimse inanmıyordu bana. Sadece tutunmak istemiştim oysa ki ben, birinin elinden tutmak ve asla bırakmamak istemiştim daha sonra o ellerin bıçak gibi keskin olduğunu nereden bilebilirdim ki kimse söylememişti bana ve hep sürekli birilerine inandım yada kandırıldım durdum. yapabileceğim bir şeyim yoktu artık gücüm bitmişti dünyada yaşayan altı milyar insan varken bana ne gerek var dedim. O yüzden kendimi kaybettim Allah geride kalanlara sabır versin diyerek ceketimi bile almaya gerek duymadım, sonuçta bu dünyadan alacağım yoktu aksine dünya bana borçluydu borçlarını ödemek içinde sürekli hiç acımadan kalbimi kırıyordu. Ne garip insanın kalbinin kırılması özellikle de sevdikleri tarafından. Bir insanın kalbinin kırılması ve hayatın daha çok boka batması yada o çukurda sürekli çırpınmaya çalışman. Tutunmak artık zor geliyordu, çünkü tutunacak bir el kalmamıştı. Gözyaşlarım kurumuştu, kalbimden kan yerine başka bir sıvı akıyordu, bedenim çürüyordu etrafa pis kokudan başka bir işe yaramıyordum kendimi kimsesizler yurduna bağışlamak istedim orada da kimse sahip çıkmadı yalnız kalmanın, yalnızlığın uçurumunda kendimi freni boşalmış bir kamyon gibi hissediyordum ve uçurumdan aşağıya atmıştım artık. Dedim ya ben kendimi kaybettim asıl Allah geride kalanlara sabır versin. Boğazımdaki ipi çıkarmak için çok uğraşmıştım olmamıştı tabi o ip boğazıma yakıştığı için kimsede çıkarmama yardım etmedi gerek duyduklarında biraz daha sıkmak istediler yada sıkmalarına ben izin verdim. Evet bedenim artık ağır geliyor bana, kurtulmak istiyordum yapamıyordum, yalan yok hayatım boyunca hep ölmeyi istedim ben, başaramadım ölüm konusunda bile çizgimden asla ayrılamadım. Terk edilmiştim, bir sokak başında sessizce ağlıyordum kimse yanıma gelmesin diye daha fazla canım yanmasın diye sesimi çıkaramıyordum. Kaybetmiştim çünkü ben ve o kadar büyük kaybediş olmuştu ki bu olay artık kaybedecek neyim var diye isyan bile ettiğim günlerim olmuştu cevap alamamıştım. Bir resmi gazeteye giderek orada çalışan bir editöre kaybettiklerimin resmini vererek daha fazla kaybetmek istemediğimi söyleyip bunları ön sayfaya basmasını istedim sağ olsun kırmayan tek insan o editör olmuştu ama ertesi gün gazete batmıştı ve o gazeteyi kimse alamamıştı toplanan bütün gazeteler gözümün önünde yakılmıştı dünya başıma yıkılmıştı. Sabahları kalktığımda hayatın kötü tarafıyla yüzümü yıkamayı o zaman öğrenmiştim ve bir daha asla kazanamadım. Blöf olmuştum çünkü ben, kumar masasında tanrıyı kandırmak amaçlı kullanılmıştım, bedenim en çok buna ağır geliyordu kırılmadık bir yerim kalmamışken birde üstüne kullanılmak.
Nefessiz kaldığım süre o kadar uzun zaman olmuştu ki bir deniz kenarında oturup nefes aldığımı o gün anlamıştım. Sözde mutluydum ama mutluluk numarasını o kadar iyi oynuyordum ki etrafımda olan insanlar bile hayretle izliyorlardı. Sürekli kaybediyordum ve hiç sıkılmadan aynı hızla yoluma devam ediyordum, garip gelen kazandıklarımın diğer cebimden boşalması oluyordu sanırım. Kaybettim ve kaybetmek adına yeminler ettim. Ben oysa ki tutunacak bir el arıyordum ellerimin bırakılmasın istemiyordum.
Bu sefer bitti
.........
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)
KAYRA
Merhabalar, Nasılsınız En son 20 Haziran 2021 Tarihinde buraya uğramışım gerçekten bu kez araya çok ama çok açtık. Neyse özledik ve geld...

-
Hadi bu gece yeni bir intihar eylemi bulalım insanlar bu duruma şaşırsın, hatta insanlar bu durumu ayakta alkışlasın, yada sabaha kadar b...
-
Ölüm habercisi işte bu ipi yapmak çok istedim.. boğazıma geçirmek ve gezegeni terk etmek istedim. Eğer bunu yapsaydım belkide beyn...